Geri: Aileye bakmak: 1950'ler

4 Fotoğraf ve Gerçeklik
4.1 Fotoğraflar dürüst müdür?

Bu ünitede, kimliğin sosyal inşa süreçleri ve kimliğin çeşitli boyutları üzerine bazı örneklere baktık. Tartışmamız, imgelerin rolünü sadece tek bir yaklaşım kullanarak anlayamayacağımızı ve hem içerik hem de bağlam analizi kullanmamızın faydalı olacağını gösterdi. Aynı yaklaşımların başka imge türlerine de uygulanıp uygulanamayacağını sormamız yerinde olur. Fotomuhabirlerin gazete ve dergiler için hazırladıkları sosyal sorunlarla ilgili 'olgusal' imgeleri nasıl analiz etmeliyiz?

Baştan farkında olmamız gereken bir sorun fotoğrafın 'gerçeklik iddiası'dır. Bazen insanların 'kamera asla yalan söylemez' dediğini duyarız. Başka bir deyiş, 'bir resmin bin kelime değerinde' olduğunu iddia eder. Bunlar, fotoğraflar ve kelimelerin, dünya hakkında çok farklı tür deliller sunduğunu ima etmektedir. Kelimeler ve fotoğraflar hakkında daha önce 'gerçekçi ve gelenekçi yaklaşımlar'dan bahsederken işaret ettiğimiz farkları hatırlayın. İnek fotoğrafının, bize bu hayvan hakkında inek sözcüğünden daha çok şey söylediği açıkça bellidir. Fotoğraf, çekilen nesneden yansıyan ışığın bir mercek aracılığı ile filme (ya da video çipe) iletilmesiyle bir imgenin yaratılmasıdır. Bu sebeple de fotoğraflar, betimledikleri olay ya da sahne ile doğrudan bir nedensel ilişki içindedirler. Sosyal bilimlerde kullandığımız bütün veri çeşitleri anlatmaya çalıştıkları şeyle bu kadar doğrudan ilişki içinde değildirler: fotoğraflar betimledikleri gerçekliğin 'delil izi'dirler, aynı bir konuşmanın kaydedilmesi gibi. Başka tür deliller/veriler, belgeledikleri olaylara bu şekilde bağlantılanamazlar. Bu açıdan, fotoğraflardan farklı türde kayıttırlar – anketler, yazılı notlar, bir muhasebe sistemindeki girdiler vb. – kaydettikleri olayların zaten yorumlanmış halleridirler.

İleri: 4.2 Ulus ve kimlik