2 Belge niteliğinde fotoğrafa sosyal bilimler yaklaşımları
2.2 Kuramlar, belgeler ve bilgi
Delil belgeler genellikle dağınık ve tutarsızdır ve 'gerçeklere dayalı' gözüktüğünde bile (örneğin, resmi kayıtlar şeklinde olsa bile), kesin anlamı daha geniş sosyal süreçler açısından açık olmaktan uzaktır. Ne anlama geldiği konusunda
belirsizlik vardır; belirsizliğin betimlenmesinde ve imgelerin çeşitliliğinde de. Her durumda, delilin anlamı
yorumlanmasına bağımlı olup bu da ne olup bittiğini anlamak için kullandığımız kuramın bir parçasıdır. Yine de kuramlar, sadece verilerin anlamının makul açıklamaları olamazlar; aynı zamanda veriler aracılığıyla test edilebilir olmaları da gerekir. Sosyal bilimciler olarak, biz sadece kanıtları tanımlamakla ilgilenmeyiz,
bir şeylerin neden öyle olduklarını da anlamaya çalışırız. Kuramlar esasında anlattıkları sosyal olguların birbirlerine bağlantılılıklarıyla ilgili kurulmuş
savlardır. Sosyal kurama göre, toplumla ilgili bazı mekanizmalar vardır ki, sosyal davranışa ayırt edici bir yöntem veya 'yapı' kazandırır.
Aynı zamanda, makul herhangi bir sosyal kuram, şu gerçeği kabul etmelidir ki, sosyal varlıklar olarak amaç ve niyetlerimiz sergilediğimiz davranışlarda bir rol oynar. Amiller (yapan) olarak oynadığımız etkin rol de dikkate alınmalıdır. Bu,
yapı ve amil sorunsalı ile ilgili soruların tartışmaya girmesine neden olur. Araştırma sürecinin bir parçası olarak imgeleri kullanarak,
yapı ve amil arasındaki dinamik etkileşime biraz ışık tutabilir miyiz?
Bireyler ve sosyal bilimler insanları olarak, sık sık bize gazete, dergi, kitap, poster vb. gibi kaynaklarda imgeler şeklinde sunulan bilgiler ile karşılaşırız. Bazı durumlarda aynı imgeyi iki tamamen farklı yerde görürüz: örneğin, bir gazetenin ana sayfasında ve bir sanat galerisinin duvarında. Böyle bir durumda imgenin sunum bağlamının imgenin yansıttığı bilgi veya delilin doğasını değiştirip değiştirmediğini sorgulamalıyız.