2 Sosyal bilimlerde karşılaşılacak zorlukların üstesinden gelmek
2.1 Değişimden kaynaklanan zorluklar
Çok karmaşık ve hızla değişen bir dünyada yaşamaktayız. Sosyal bilimler kendiliğinden oluşmaz: sosyal bilimler çalışmaları, doğası gereği, insan olarak önem verdiğimiz konuları ele alır. Örneğin, bir şeyleri nasıl üretiriz, birbirimizle nasıl iletişim kurarız, kendimizi nasıl yönetiriz, değişen çevremizi nasıl anlar ve sosyal ilişki ile süreçlerin düzenlenmesi sırasında ortaya çıkan sorunları nasıl çözeriz? Sosyal bilimler, işte tüm bu sorunların üstesinden gelmek için yollar önerir. Ancak, ürettiğimiz, iletişim kurduğumuz, düzenlemeler yaptığımız vb. konular çok çeşitlidir ve bunların herbiri de zaman içinde değişime uğramaktadır. Sosyal bilimciler, işte bu değişiklikler için ikna edici açıklamalar getirmek durumundadır ve sosyal bilimcilerin her bir değişim için de uygun tepkiler geliştirmeye çalışmaları gerekmektedir. Bunları yapabilmek için halihazırda varolan pek çok kuram ve yöntemi kullanmamız gerekir. Kısaca, sosyal varoluşu bir ölçüde de olsa başarıyla çalışabilmek için bir takım sorunları ve bunlara verilecek tepkileri saptayabilmek gerekir.
Günümüzde, sosyal bilimleri geniş bir bilgi birikimi ve bazen de pratik bir rehber olarak düşünmek geçmişe oranla zorlaşmıştır. Değerlendirmelerde geleneksel nesneler olarak çalışılan kurum ve sosyal süreçler (örneğin, devlet, milli ekonomi, insanın kişiliği, çevre ve toplumlar) ya zaten değiştiler ya da günümüzde köklü bir değişim sürecinden geçmekteler. Bazen de, bu nesnelerin yerine yenileri gelmekte ve tabii bu yeni nesneleri araştırmak için yeni yöntemler ortaya çıkmaktadır. Bu durumun yarattığı sorunları anlamak için birbiriyle alakalı üç sürece bakabiliriz: küreselleşme, çevresel değişim ve iletişim devrimi.