4 Sosyal bilimleri günlük hayat ile ilişkilendirmek
4.1 Durumsallaştırılmış bir uygulama
Önceki bölümlerde, günümüzde sosyal bilimlerin karşılaştığı zorluklardan ve sosyal araştırmaları konumlandırılmış uygulamalar olarak düşünmenin beraberinde getirdiklerinden bahsettik. Şu ana dek, araştırmacıların içinde yaşadıkları sosyal hayatı anlamaya çalışırken deneyimledikleri sorunların çeşitliliğini yansıtmaya çalıştık. Bu noktada, sosyal araştırmaların yapılışında etkili olan yolların bir listesini yapmak yerinde olur.
- Analiz nesnelerinin tanımları, sosyal araştırmacıların sorgulamadan kabullendikleri varsayımlarını yansıtır (sosyal bilimlerde cinsiyet ve etnisite konularında olduğu gibi).
- Sosyal araştırmacılar, belli amaçlar için (örneğin D okuma parçasındaki evsiz kadınlarla yapılan mülakatlar) çeşitli araştırma yöntemleri (anket çalışmalarından ayrıntılı mülakatlara kadar değişen bir yelpazede) seçer.
- Siyasi değerler, sosyal araştırmanın amaç ve niteliğini değiştirebilir (A ve C okuma parçalarındaki politika üreten araştırmalarda olduğu gibi).
- Kişisel deneyimler, çoğu zaman hemen göze çarpmayan şekillerde araştırmaya dahil olur (Bölüm 2.2’de R.D. Laing'in aile ilişkilerini akıl hastalığı sebebi olarak ele almasındaki kişisel deneyiminde olduğu gibi).
- Sosyal araştırmacılar çoğu zaman veri toplama işine girişmeden önce, araştırdıkları durumu normal ya da anormal olarak nitelendirdikleri bir önalgılamaya sahiptirler (‘normal aile’ kavramı gibi).
Bu tam bir liste olmasa da, bir araştırma projesine başlarken ne yaptığımızı iyice düşünmemiz konusunda hassasiyetimizi artırması açısından faydalıdır. Bir araştırmayı neden belli bir şekilde yaptığımızı ve başka yöntemleri neden göz ardı ettiğimizi her zaman için sorgulamalıyız. Analiz nesnelerimizi nasıl tanımladığımızı, belli bir sorunu çalışmaya karar verme sebebimizi ve bir yaklaşımı ihtiyacımız olan fikir ve verileri toplamak için neden diğerlerinden daha faydalı bulduğumuzu bilinçli bir şekilde değerlendirmek çok önemlidir.