Özet
Nüfus sayımları çoğunlukla politik olarak etkilendikleri için doğru değillerdir.
Gelişmekte olan ülkelerdeki doğum oranları gelişmiş ülkelerin iki katıdır. İnsanların
çoğu az gelişmiş ülkelerde yaşar, dolayısı ile doğum oranları daha yüksektir.
Dünyadaki ortalama doğum oranları, ölüm oranlarının iki buçuk katıdır, bu yüzden
nüfusun sabitlenme seviyesine gelmekten çok uzağız. Ölüm oranları dünyanın her
yerinde önemli ölçüde azalmıştır; yeni gelişmeler demografik eğilimleri önemli ölçüde
değiştirmeyecektir. Şimdi doğum oranlarındaki değişim, nüfusu kontrol eden
faktördür. Demografik veriler yaş yapısına göre doğrulanmalıdır. Fakir bir ülkedeki
genç nüfus, zengin bir ülkedeki yaşlı nüfustan daha düşük ölüm oranına sahip
olacaktır. Yüksek doğum oranlarına sahip ülkeler ve nüfusu artan ülkelerde
çocukların oranı daha yüksek olacaktır. Her bir düşük yaş grubunda yaşlı grubundan
daha fazla insan olacaktır. Doğurganlık çağını terk eden kadınlardan çok daha fazla
genç kız doğurganlık çağına girmektedir. Dünyada kadın başına doğumlar
düşmektedir, fakat çocuk doğuranların sayısı her zamankinden fazla olduğu için
doğan çocuk sayıları azalmamaktadır. Bu ‘momentum’ dan dolayı nüfusun
sabitlenmesi (kadın başına yaklaşık olarak 2 çocuk) doğumların düşmeye
başlamasından ancak 100 yıl sonra gerçekleşecektir. Gelişmekte olan ülkelerde
doğum oranlarının düşmesine rağmen, nüfus artışı genellikle ekonomik gelişmelerin
önüne geçer. Bu durumda insanlar modernizasyondan vazgeçerek, onun yerine
hayal ettikleri daha müreffeh bir geçmişe gitmek isteyebilirler.
Okuma ödevleri
"Family Portrait: A Clan Keeps on Growing." National Geographic (March 2001)
Weeks, John R. Population: An Introduction to Concepts and Issues, pp. 40-45 and 53-57
Video:
.mp4 formatında bilgisayarınıza indirmek için tıklayınız.