22 Transkripti indirmek için - PDFHadi
başlayalım. 4 dz2 orbitalinin hal fonksiyonu
nedir? 10 saniye süre. Çok iyi. Herkes orbital isimlerininden hal
fonksiyonlarına geçişi öğrenmiş gibi görünüyor . Bu
önemli. Bu klikır sorusuna biraz daha ayrıntılı bakalım.
Problem-setinizi yaparken, bu tür soruları cevaplandırmak, size basit gelmeyebilir.
Fakat gerçekten, bir hal fonksiyonunda veya orbital isimlerinde kaç tane farklı orbital
olacağını kolayca düşünebilirsiniz.
108 ikinci kliker sorusuna geçelim ve bir tane daha
yapalım. İki tane kuantum sayısına sahip bir atomda kaç tane orbital bulunur? Diyelim
ki bu kuantum sayıları n=4 ve l = -2
olsun. Bu kuantum numaralarında kaç tane farklı orbitale sahip olabilirsiniz?
Bu haftasonu baktıysanız problem setinizde benzerleri var, bu soru size aşina gelmeliydi.
Şimdiye kadar yapmış olmalıydınız, ilave 10 saniye daha veriyorum.
155 OK. Çoğunuz doğru yapmış, bu iyi bir başlangıç
oldu, fakat bazılarınız çelişkili cevaplar vermiş. Hadi bu soruya bir bakalım.
Söylediğimiz şuydu TAHTA, n=4 ve ml = -2 idi, n=4 ise
sahip olacağımız en yüksek l değeri
nedir? 3, OK, l üç
değerini almalıdır, çünkü ml -2 ye eşittir. l nin
alacağı ikinci en yüksek değer nedir? 2 OK. Bu orbital de olabilir. l =1
değerini alabilir mi? Bu orbitale sahip olabilir miyiz? Hayır, sahip olamayız.
Çünkü, l =1 değerini alırsa, ml -2 değerini alamaz, çünkü
manyetik kuantum sayısı sadece – l ile + l arasındaki değerleri alır. Yani l =1 mümkün değildir,
çünkü başlangıçtaki şartlara uymaz. Bu durumda sadece iki farklı l değeri dikkate alınır. M değerini zaten biliyoruz. Şimdi orbitalleri
sayalım. Orbitaller üç kuantum sayısıyla tanımlanır. Sonuçta toplam 2 orbital
vardır. Her hangi bir kuantum sayısı kombinasyonu görürseniz, mesela, kaç tane
orbital olacağına hemen karar vermek size yanıltabilir, bütün olası orbitalleri
yazarak denemelisiniz.
Bugün H atomu ile ilgili tartışmaları bitireceğiz.
Pazartesi günü S orbitallerinin radyal olasılık dağılımını ikonuşmaya başlamıştık.
Onu bitireceğiz ve p orbitallerini konuşmaya devam edeceğiz s orbitallerinde
yaptığımız gibi önce şekilleri hakkında
konuşacağız, sonra radyal olasılık dağılımına geçeceğiz, daha sonra s ve p orbitallerinin farklı yarıçaplarının
radyal olasılıklarını mukayese edeceğiz, bunu da yaptıktan sonra çok elektronlu
sistemlere geçeceğiz.
403 Dikkat ettiğiniz gibi, bu noktaya kadar yaklaşık 6.5
ders yaptık ve bu sürede sadece tek elektronlu sistemleri konuştuk, sadece H
atomunu anlattık.İleriye projeksiyon yaparsak, yarıyıl sonuna kadar ancak
karbon atomuna kadar gelebileceğimizi düşünebilirsiniz. Sizi temin ederim,
dönem sonuna kadar, her atom için 6 ders ayırmayacağım, aslında H atomu
hakkında öğrendiğimiz bütün prensipleri
çok elektronlu atomlara uygulayacağız, fakat bazı değişiklikler yapacağız,
e-e itme terimlerini ilave edeceğiz, aynı genel fikirleri kullanarak herhangi
bir çok é lu atomu düşünebileceğiz ve SE ni kullanarak çok elektronlu
sistemlere uygulayacağız.
455 Karbon atomundan bahsedecek olmamız çok iyi haber.
Organik kimyacıyım, bu nedenle karbon atomunu çok severim, bahsetmek istediğim favori
atomlarımdan biridir. Bu noktadan sonra karbon
bağları gibi, tepkimeleri gibi ilginç şeylerden bahsedebileceğiz. Çok e- lu
atomlar hakkındaki düşündüklerimizi ve yorumlarımızı bitirdikten sonra, bunun
gibi diğer ilginç şeyler hakkında konuşabileceğiz.
519 Kaldığımız
yerden devam edelim. Öncelikle, Pazartesi gününden beri hala H atomunu
konuşuyoruz. Pazartesi günü, bir dalga fonksiyonu için SE nin çözümünü tartışmıştık.
Ayrıca, çözdüğümüzde veya SE nin çözümüne baktığımızda şunu görmüştük. H
atomunun veya bir orbitalin dalga fonksiyonunu tam olarak tanımlamak için 3 farklı
quantum sayısına ihtiyacımız vardı. Gerekli olan sadece n baş quantum sayısı değildi,
ki enerjiyi belirlemek için bu kuantum sayısı gereklidir, ayrıca l ve m kuantum
sayılarına da ihtiyacımız vardı. Bununla ilgili bir tıktama sorusunu biraz önce
yapmıştık.
601 Ayrıca şunları konuşmuştuk, dalga fonksiyonuna ne
deriz? Dalga fonksiyonu ne anlama gelir?
Gibi soruların cevaplarını vermiştik. Önce, klasik benzetmeler yönünden konuştuk,
bir dalga fonksiyonunun karşılığı yoktu, klasik terimlerle düşünücek olursak
dalga fonksiyonlarını resmetmenin bir yolu bulunamıyordu, fakat dalga fonksiyonunun
karesini için bir yorum yapabilirdik. Bir dalga fonksiyonu seçip onun karesini alabilirdik,
bir atomda belirli bir noktada elektronun
bulunma olasılık yoğunluğuna eşit olacaktı.
Bir genel şekil
görebilmek açısından bu faydalı bir terimdir, fakat aslında bir elektronun
çekirdekten ne kadar uzak olduğu ile ilgileniyorsak, olasılık yoğunluğunu
konuşmak yerine, ki belli bir hacimdeki olasılıktır, radial olasılık yoğunluğunu
konuşmak çok daha faydalı olacaktır. Radial olasılık yoğunluğu, çekirdekten belli
bir uzaklıktaki çok ince bir küre yüzeyinde elektronun bulunma olasılığıdır, uzaklık
r olarak tanımlanmıştır, çok çok ince
küresel kabuk ise dr ile ifade edilmiştir.
706 Kısaca şunu söylüyoruz, çekirdekten belli bir r
uzaklığında çok ince bir kabuk alırsanız, bu yarıçapta elektronun bulunma
olasılığıdır, radyal olasılık dağılımı için verdiğimiz tanım budur. 723 şimdi formülüne
bakabiliriz.
Bu, s orbital için ROD nın formülüdür, şüphesiz
küresel simetriktir. p ve d orbitallerini konuştuğumuzda biraz farklı olacaktır, burada eşitliklerine
girmeyeceğiz ama bu size ROD nin ne olduğu hakkında bir fikir verir, ne
hakkında konuştuğumuz anlaşılır.
742 Gerçekten yapacağımız şey, olasılık yoğunluğu
yerine biraz önce bahsettiğimiz olasılığı koymaktır, olasılık yoğunluğunun dalga
fonksiyonunun karesi olduğunu biliyoruz. Bunu belli r uzaklığındaki çok ince küre yüzeyi ile
çarpın. Buradaki hacim hakkında konuşacak olursak, bu yüzey alanıdır, yani 4pr2 dir, ve bunu dr kalınlığı ile çarparız.
Bu hacim terimini alırsak, bu hacimdeki olasılık ile çarparsak, çekirdekten
belli bir r uzaklığındaki e- nun bulunma
olasılığını elde ederiz.
825 Pazartesi günü dersin sonunda bir örnek vermiştik. H atomunun 1s orbitalinin
grafiğini çizmiştik, bu yarıçapın fonksiyonu olarak çizilmiş radial olasılık
grafiği idi. Bunu grafiği çizdiğimizde bu eğriyi, olasılık eğrisini elde ettik, çekirdekten
belli bir uzaklıkta e- nun maksimum bulunma olasılığı vardı ve buna en olası
yarıçap dedik ve rmp ile gösterdik.
855 H atomunun 1s orbital için en olası yarıçap a0 uzaklığına karşılık gelir, Hatırlayın
a0 Bohr yarıçapıdır, ve bir sabittir. Bizi ilgilendiren,
endişelenmemiz gereken budur. Bohr modelini konuşmuştuk, bu modeled yarıçap
belli bir uzaklıktaydı. Klasik bir modeldi, e- çekirdekten tam bu uzaklıkta
bulunur derdik,.QM ile bunu yapamazsınız. Çekirdekten belli bir uzaklıkta e- nun
bulunma olasılığından söz etmek daha doğru bir resimdir. Burada, 1s orbitalinde
en olası yarıçap, a0 Bohr yarıçapına karşılık gelir.
931 Burada şimdi bahsedeceğimiz diğer bir şeyi derste
anlatmak bende biraz stress yaratır, çünkü öğrenciler için biraz kafa
karıştırıcıdır. Elimden geldiği kadar izah etmeye çalışacağım. Mesela farklı
düğümler veya olasılığın olmadığı alanlar hakkında konuşacağım. 945 bir orbitalde, her zaman R nin sıfır olduğu
bir yer vardır ve bu düğüm değildir. Radyal olasılık dağılım grafiğinde her
zaman R nin sıfır olduğu bir yer vardır. Bunun üzerinde düşünelim.
956 Başlangıçta
sezgisel olarak tersmiş gibi görünebilir. Çünkü çekirdekteki olasılık
yoğunluğunun en büyük olduğunu biliyoruz, bir hacim içindeki e- olasılığa göre, çekirdek
üzerinde é nun bulunma olasılığı çok çok yüksektir, fakat unutmayın, burada olasılık
yoğunluğunu bir hacimle, küre yüzeyi
üzerindeki bir hacim ile, çarpmamız gerekir.1014 burada r yi sıfır olarak
tanımladığımızdan, aslında olasılık yoğunluğunu sıfır ile çarpıyoruz demektir.
Burada sıfır noktasına sahip olmamızın nedeni budur. Tekrar altını çizelim, bu
radyal düğüm değildir, bu grafiğin başlangıç noktasıdır, çünkü olasılık
yoğunluğunun sıfır ile çarpılmasından kaynaklanır.
1037 diğer
dalga fonksiyonlarının radial olasılık dağılımlarına bakalım, 2s ve 3s
orbitallerinin dalga fonksiyonlarını inceleyelim. radial olasılık dağılımlarına
göre nasıl çizileceğini düşünelim. Burada radyal olasılık dağılımını, yarıçapın
bir fonksiyonu olarak çiziyoruz, ve 2s
orbital için,buna benzer bir grafik elde ederiz.
1114 Tekrar sıfırdan başladık, burada bir düğüm var, ve
tekrar en olası yarıçapı tanımladık. 2s orbital için en olası yarıçap a0
ın 6 katıdır.
ROD nın bize ne söylediğini bir düşünecek olursak, H
atomunun 2s orbitalindeki bir elektron 1s orbitalinden 6 kat daha uzakta
bulunur. Diğer bir değişle, bunu şöyle ifade edebiliriz. H atomunun birinci
uyarılmış hali, yani n=2 hakkında düşünecek olursak, H atomunun temel halinden veya 1s orbitalinden
çok daha büyüktür. Büyük dediğimizde, konuştuğumuz şeyin klasik bir tanım
olmadığını hatırlayın, olasılıktan söz ediyoruz, en olası yarıçapın çekirdekten
çok daha uzak olduğunu söylemek istiyoruz.
1216 3s
orbitaline de bakabiliriz. Bu durumda
buna benzer bir grafik elde ederiz, bunu ders notlarınıza çizebilirsiniz,
yine, é nun en çok bulunduğu en olası yarıçapı
tanımlayalım. 3s orbitalinde en olası
yarıçap a0 ın 11.5 katıdır.
H atomunda 3s orbitalindeki bir é nun çekirdeğe olan
uzaklığı, 1s orbitaline göre 11.5 kat daha fazladır.Çekirdekten 11.5 kat daha
uzaktır.
Şimdi bu konuda sorumlu olduğunuz yerleri işaret edeceğim.
H atomunun 1s orbitalinin en olası yarıçapının a0 a eşit olduğunu bilmelisiniz. 2s
in 1s den daha büyük olduğunu, benzer şekilde 3s in de 2s ten daha
büyük olduğunu bilmelisiniz, yani gittikçe daha büyük olduğunu bilmelisiniz.
Ama 3s in 1s ten 11.5 kat daha uzakta olduğunu bilmek zorunda değilsiniz,
sadece eğilimi bilmeniz yeter.
1335 işaret edeceğim diğer nokta, bu iki grafikte,
düğümler vardır, aynı zamanda 2s orbitalinde kaç tane radial düğüm olacağını belirledik,
radial düğüm sayısına göre, 1 düğüm olduğunu gördük. 3s orbitalinde kaç tane
radial düğüm vardır? 2 iyi, hiç kimse R=0 dakini radial düğüm olarak saymamış, memnun
oldum. 3s orbitalinde 3 tane düğüm olduğunu ayrıca bu formülden hesaplayabiliriz, şöyleki n-l-1,
radyal düğüm sayısını verir. Ayrıca ROD na bakabiliriz ve kaç tane düğüm
olduğunu sayabiliriz.
1416 Buradaki
iki duruma bakacak olursak ve onları klasik bakış açısına göre düşünürsek, bunu
yapmamız doğaldır çünkü hayatımızı bu dünyada yaşarız, çoğumuz her zaman
şeyleri atomik boyutta düşünmeyiz. Mesela, buradaki 3s orbitaline bakacak
olursak, bunun nasıl olacağını sorabiliriz, çünkü şöyle diyoruz, mesela, bir e- nun burada (ortada) bulunma olasılığı
vardır diyoruz, sonra e- nun daha uzaktaki bir yerde de bulunma
olasılığı vardır diyoruz, ayrıca bunların arasında bir düğüm olduğunu ve bu
noktada e- nun bulunma olasılığının olmadığını
söylüyoruz.
1454 Bunu bir düz çizgi üzerinde düşünebiliriz, bu düz
çizgi üzerinde ilerlerken “ a noktasından c noktasına gidiyoruz fakat b
noktasından geçmiyoruz” diyoruz. Böyle düşünmek bizim biraz kafamızı karıştırır,
bu güzel soruya , belkide şöyle cevap verebilirsiniz. Burada olasılık sıfır değildir,
belkide çok çok küçük bir olasılık vardır, ve aslında, electron bazen bu düşük
olasılıklı yerden geçebilir, buradaki olasılık çok küçük olduğu için görememe
nedenimiz bu olabilir, aslında bu cevap doğru
değildir. Aslında “e- nun burada bulunma olasılığı gerçekten sıfır dır”
cevabını vermemiz gerekir. Kısaca, evet diyebiliriz, b noktasından geçmeden a
noktasında c noktasına gidebiliriz. eğer
parçacıktan söz ediyorsak, bu biraz şaşırtıcı olabilir, fakat hatırlayın e -
nun dalga özelliği hakkında konuşmuştuk.
1548 quantum mekanik yorumuna göre, gerçekten burada e-
nun olasılık yoğunluğu vardır, orada da olasılık yoğunluğu vardır ve bu
ikisinin arasında olasılık yoğunluğu yoktur…eğer duran dalgayı düşünürseniz,
mesela burada farklı x değerlerinde genliğe sahip olabilirsiniz, fakat ayrıca
genliğin sıfır olduğu yerler da vardır, burada é nun sadece dalga olduğunu
düşünürsek, tanecik özelliğini unutursak, o zaman mantıklı olabilir, aksi
takdirde bunu düşünmek çok cansıkıcı olabilir, aslında QM ni konuşuyoruz,
burada ne olduğu belli değildir.
1636 PARDON,
hemen düzelteyim, n-l-1 olacaktı 3-0-1=2 radyal düğüm olmalı.
1659 şimdi clicker sorusuna geçelim, radyal olasılık
dağılımı ile ilgili. Kaç tane düğüm olduğunu ve ROD neye benzeyeceğini
bulacaksınız. Burada, 5s orbitalinde kaç tane düğüm vardır ve 5s orbitalinin
radyal olasılık dağılımı grafiği hangisi ile örtüşecektir? radial düğüm sayısı
ile uyumlu olması gerekir.10 s daha. Bunu çok hızlı belirleyebiliriz.
1748 Tamam, % 82 doğru cevap vermiş. Burada 4 tane
açısal düğüm olduğunu bilmeniz gerekirdi.
5-0-1 = 4 . soru var mı?
Bu grafikleri bilgisayarda çizmek benim için zor. Bu iyi
bir nokta. Özür dilerim, sıfıra en çok yaklaştığım grafik bu.Bilgisayarda
grafik çiziminde iyi değilim, evet sıfır noktasında sıfır olmalıydı, fakat çizgileri
çok kalın yaptım, bunun yüzünden yanlış yaptıysanız, özür dilerim, benim
hatamdı. Fakat burada 4 düğüm olduğunu görmeliydiniz, çünkü 5s orbitalinde 4
düğüm var, ayrıca sıfır noktası, düğüm olarak kabul edilmez, grafiği sıfırdan
başlatabilseydim iyi olurdu, doğru cevap en alttaki olmalıydı.
ROD nın genel şeklini çizebilir ve hangisi olduğunu
belirleyebilirsiniz, süphesiz, aralıkları tam olarak bilmeniz beklenmez fakat
bunları bağıl olarak karşılaştırabilirsiniz. EVET?
1906 hayır, yok. Eğer gerçek grafiğini görmek
istiyorsanız, kitabınızdaki bazı örneklere bakabilirsiniz. Bu, mesela, 6a0 a
karşılık gelmez, fakat gerçekten iyi bir soru..bunu çizerken her bir pikte olasılık
bu tarafa doğru gittikçe küçülür.
1926 Bunu Ders notlarınıza yazabilirsiniz, bu clicker
sorusununu oradan almıştuk. Şimdi p orbitallerini düşünmeye devam edelim. P
orbitallerini konuşmak için iki yol var: ya dalga fonksiyonunun karesini,
olasilik yoğunluğunu konuşuruz, veya radial olasılık dağılımını konuşabiliriz. p orbitallerini konuşmak, s orbitallerini
konuşmaya benzer, ama aralarında fark vardır, burada farklı l değerleri bulunur,
p orbitali için l=1 dir, ve bildiğiniz gibi, L=1 ise, bu alt kabukta toplam üç
tane orbital bulunur. Son kuantum sayıları m= +1 veya m= -1 dir, bunlar px veya
py orbitalleridir. Hatırlayın, bire bir korelasyon yapmadık,.çünkü px ve
py m+1 ve m-1 orbitallerinin doğrusal
kombinasyonudur. Eğer m=0 ise doğrudan pz orbitaline bakarız.
2032 s ve p orbital arasındaki en önemli fark şudur, p
orbitalinde açısal momentum vardır, p dalga fonksiyonu gerçekten teta ve fi açısına bağımlıdır, açısal
bağımlılığı bunlardan kaynaklanır, bunun hakkında konuşacağız.
2052 burada göstereceğim şey ders notlarınızda yok. İlginizi
çekiyorsa kitabınıza bakabilirsiniz, Bu çizelge doğrudan kitabınızdan
alınmıştır, burada farklı orbitallerin dalga fonksiyonları gösterilmektedir.
Daha önce bahsettiğim gibi, kitabinizda bir liste vardı. Burada, p orbitalinin açıya nasıl bağlı olduğu
göstermek istiyorum. 2116 önce L=0
orbitalini, yani S orbitalini, göstereceğim, s orbitaline baktığımızda, dalgafonksiyonunun
açısal kısmının bir sabite eşit olduğunu görürsünüz.
Hatırlayın, toplam dalga fonksiyonunu radyal ve açısal
kısımlara ayrırmıştık. buradaki açısal kısma baktığınızda, burada 1/4p) nin karekökünü görürüz , açının ne olduğu önemli
değildir, çünkü açıya bağlı değildir.
2140 tam tersine, p orbitaline baktığınızda, L=1 olduğu durumda, dalga fonksiyonunun açısal kısmına bakarsanız, dalga fonksiyonunun
ya teta ya, yada hem teta hem de fi ye bağlı olduğunu görürsünüz. e- nu bir
orbital içinde tanımlarken açıya bağlı olduğunu biliriz. Bu şu anlama gelir, s
orbitalinin tersine, p orbital küresel simetrik değildir—çekirdekten belli bir
uzaklıkta aynı şekle sahip değildir. P orbitallerinin şekillerini pek çoğununuz
daha önceden gördüğünü sanıyorum. p
orbitallerinin bazı resimlerini önceden görmüş olduğunuzdan eminim.
2222 Burada bir şeye işaret etmek istiyorum. P
orbitalinde iki tane lop vardır, bu loplar farklı renklerde gösterilmiştir,
bunların fazları farklıdır. Bazen p orbitallerine baktığınızda lobların üzerine
– ve + yazıldığını görürsünüz. Bunlar negatif veya pozitif yük değildir, sadece
dalga fonksiyonundaki faz işaretlerini gösterir, bu faz işaretleri dalga
eşitliğinden kaynaklanır. Hatırlayın, bir dalgada artı ve eksi genlikler vardı.
Bağ kavramından veya bağ oluşumundan bahsederken orbitallerin fazlarının çok önemli hale
geleceğini göreceğiz. Senenin başında bağ kavramını vereceğimizden söz
etmiştik, kısa bir sure sonra bu konuya geçeceğiz. İki tane p orbitali yapıcı girişim
yaparsa, diğer bir değişle, girişim yapan lobların işaretleri aynı ise, yani, her
iki lob eksi veya artı fazlı ise bağ meydana gelir. Halbuki, fazların işaretleri
aynı değilse, bağ oluşmaz. Bağ konusuna geçtiğimizde bunların önemli olduğunu
göreceğiz, fakat şimdi kısa bir not alabilirsiniz, iki tane lobumuz varsa,
fazları aynı değilse, bağ meydana gelmez.
2340 Resme tekrar bakalım, bu iki lop birbirinden bir düğüm
düzlemi ile ayrılmıştır, burada portakal renk ile gösterilmiştir, bu iki lobu
birbirinden ayıran düzlem üzerinde e- yoğunluğu bulunmaz, bu düzlem üzerindeki
noktalarda dalga fonksiyonu sıfıra eşittir, bu nedenle dalga fonksiyonunun
karesi de sıfıra eşit olacaktır.
bu düzlem üzerindeki herhangi bir yerde p orbitalinin bulunma olasılığı sıfırdır,
düğüm düzlemi her durumda doğrudan çekirdeğin üzerinden geçer, bu nedenle,
ayrıca, p é larının çekirdek üzerinde bulunma olasılığı sıfırdır diyebiliriz.
2414 tekrar ediyorum, bu olasılık yoğunluğu grafiğini kullanabilirsiniz,
psi kareye karşı çizilmiştir, bu grafikte noktaların yoğunluğu, olasılık
yoğunluğu ile orantılıdır. bunlara ayrı ayrı bakarak şunları söyleyebiliriz.
2pz orbitaline bakacak olursak, e- nun en yüksek bulunma olasılığı z ekseni
üzerindedir, tam burada görebilirsiniz.
Bu p orbitallerinin fazlarını düşünecek olursak, z
ekseninin pozitif olduğu yerde fazın işareti artıdır. z eksenini negatif olduğu
yerde fazın işareti eksidir. Hatırlayın, bağ oluşumunda bu kavram çok
önemlidir, şimdilik çok fazla endişelenmenize gerek yok,
2503 Pz orbitalindeki düğüm düzleminin nerede olduğunu
düşünebiliriz. Burada düğüm düzleminin nerede
olduğunu gördünüz mü? Düğüm düzlemi ne olabilir? Evet XY düzlemi dir. Orada e-
yoğunluğunun olmadığını görebilirsiniz. Benzer şekilde, sağdaki polar
koordinatlara bakarsak, XY düzlemi teta açısının nın sıfır olduğu yerdir. Düğüm
düzlemini başka bir yoldan şöyle tanımlayabiliriz, teta açısının 90 derece
olduğu yerdeki düzlem, düğüm düzlemidir.
şimdi 2px orbitaline bakalım. Bu olasılık yoğunluğu
haritasidır. Burada psi kare den bahsedeceğiz. En yüksek olasılık X ekseni
üzerindedir. X in artı olduğu bölgedeki dalga
fonksiyonu artı fazlıdır. Bu durumda düğüm
düzlemihangisidir? YZ düzlemi dir, diğer bir değişle, fi açısının 90 derece olduğu düzlemdir.
Burada fi yi görebilirsiniz, fi yi 90 derece döndürün, yz düzleminin üzerine
oluruz. Burada e- nun olasılık yoğunluğu sıfır dır.
2618 son olarak 2PY orbitaline bakalım. En yüksek
olasılık Y ekseni üzerindedir. Y ekseninin artı olduğu bölgeki lob artı
fazlıdır, düğüm düzlemi XZ düzlemi
olacaktır, fi nin 0 olduğu düzlem XZ
düzlemidir.
2641 düğüm düzleminin ne anlama geldiği hakkında biraz
daha özele girelim, düğüm düzlemi kavramının nereden geldiğine bakalım. Düğüm
düzlemleri açısal düğümlerin bulunduğu yerlerde ortaya çıkar, Radial olasılık
yoğunluk diyagramlarını verdiğimizde, Radyal düğümler hakkında konuşmuştuk. Burada açısal düğümler de bulunacaktır, açısal
düğümler hakkında konuştuğumuzda, dalga
fonksiyonundaki teta veya fi açısının
değeri hakkında konuşuyoruz demektir, bu nedenle, Y2
veya olasılık yoğunluğu sıfır olacaktır.
2614 radyal düğümler, dalga fonksiyonu veya
dalgafonksiyonunun karesinin sıfıra eşit olduğu R değeridir, dalga
fonksiyonunun radial kısmı ile ilgilidir, halbuki, şimdi, açısal düğüm için dalga
fonksiyonunun açısal kısmını konuşacağız.
2727 aslında tanımlamamız gereken 2 tip düğüm vardır, her
ikisini de hesaplayabiliriz,bir orbitaldeki
hem toplam düğüm sayısını hem de her bir düğüm sayısını ayrı ayrı
belirleyebiliriz. Toplam düğüm sayısı, baş
kuantum sayısı eksi 1 e eşittir. Açısal düğümleri konuşacak olursaki bir
orbitaldeki açısal düğüm sayısı L nin değerine eşittir. Mesela, p orbitallerine
bakalım, her bir p orbitalinde 1tane
açısal düğüm vardır, çünkü p orbitalinde L bire eşittir.
Radyal düğüm eşitliğini son kez veriyorum. Radyal
düğüm sayısı n-l-1 e eşittir. Bu
eşitlikleri her zaman kullanabilirsiniz, toplam düğüm sayısını biliyorsanız,
açısal düğüm sayısını biliyorsanız, geride kaç tane radial düğüm kaldığını bulabilirsiniz,
O zaman bu eşitliği hatrlamanıza gerek kalmaz.
2820 Birkaç
örnek daha yapalım, hesaplaması çok kolaydır, bir orbitalde kaç tane düğüm olduğu,
türleri ve sayısı hakkında fikir verir. Mesela, 2s orbitalinde, toplam düğüm
sayısı kaçtır? 1 dediniz., 2-1= 1
toplam düğüm vardır Açısal düğüm sıfır dır, çünkü L=0 dır, yani açısal düğümü
yoktur. radial düğüm sayısı 2-1-0 = 1 dir, 1 tane radyal düğüm
vardır.
2854 genel olarak bütün s orbitallerinde, toplam düğüm
sayısı, radial düğüm sayısına eşittir, çünkü s orbitallerinde L=0 dır. S
orbitallerinde açısal düğüm yoktur.
Şimdi p orbitallerine bakalım. 2p orbitalinde kaç tane
düğüm vardır? 1 tane, 2 - 1 = 1 , toplam
düğüm sayısı 1dir. L =1 olduğu için bir tane açısal düğüm vardır. Geride kaç
tane radial düğüm kalır? 0 radyal düğüm. 2p orbitalinde bütün düğümler, açısal
düğümdür.
Bir tane daha yapalım. 3d orbitalini konuşalım. Şimdi
radial düğümler hakkında bir soru soracağım, H atomunun 3d orbitalinde kaç tane
radial düğüm vardır? Başlayın ve 10 saniye süreniz var.
3009 OK çoğunuz doğru yapmış, bu bir alt kabuktur, bir
tane olduğunu düşünebilirdiniz. Bunu hemen yazalım. Radial düğüm için N-L-1 formülünü
kullanalım. 3d orbitalinde N nedir? 3 , L
nedir? 2, ve eksi bir eşittir sıfır, 3d de hiç radial düğüm
düzlemi yok
3044 bunu her bir orbital için hesaplayabiliriz,
özellikle radial düğümler için hesapladığımızda, biraz daha ileri gideriz ve radial
olasılık dağılım grafiklerini nasıl çizeceğimizi düşünürüz. bunu s orbital için
yaptık, şimdi p orbital için yapacağız, sonra
d orbital için. Öncelikle kaç tane düğüm olduğunu hesaplamalıyız, sonra
grafiğin genel şeklini çıkartacağız.
3106 p orbitallerinin ROD ları ile şu anda gördüğünüz
S orbitalinin ROD nı mukayese edelim, bu grafikleri karşılaştırarak bazı
bilgiler elde ederiz. 2p orbitalini çizersek,burada gördüğünüz gibi sıfır
radial düğüme sahip. Burada dikkat etmenizi istediğim diğer bir şey şu, 2s orbitalinin en olası yarıçapına bakarsanız,
2p orbitaline göre çekirdekten çok daha uzaktadır. Burada söyleyeceğimiz şey
şu, 2p orbitali 2s orbitalinden daha küçüktür.
3147 bunun ne anlama geldiğini düşünelim, şüphesiz,
bunu klasik terimlerle konuşamayız , bu şu anlama gelir, 2p orbitalindeki bir e-
nun bulunma olasılığı çekirdeğe daha yakındır. 2s orbitalinde bulunsaydı
çekirdeğe daha uzak olurdu.
Ayrıca 3s orbitaline bakalım, daha önce de bakmıştık, iki
tane radial düğümü olduğunu hesaplamıştık. Şimdi de 3p orbitaline bakalım, 1
tane radial düğümü var. pardon bunu biraz once hesaplamıştık. 3d orbitalinin
radial düğüm sayısı ise sıfırdır. Hep aynı şekli ve. En olası yarıçapı hep aynı
yerde görüyoruz. 3d orbitalindeki en olası yarıçap 3p den daha küçük, 3p
orbitalindeki en olası yarıçap 3s den daha küçük.
Radial olasılık dağılım grafiklerini mukayese
ederseniz, iki farkı şey vardır.3253 yapacağımız ilk
şey şunu düşünmektir, baş kuantum sayısı veya n değeri arttıkça, yarıçap veya en olası yarıçap nasıl değişir? mesela n=2
kabuğundan n=3 kabuğuna geçerken yarıçap nasıl değişir? 2s orbitalindeki 6a0
değerinden 3s orbitaline geçerken yarıçap yaklaşık 2 kat artmaktadır, yani n
artıkça orbitalin boyutu artmaktadır. Boyutu konuşurken, bir şartı tekrar
söyleyeceğim, burada olasılığı konuşuyoruz--
klasik kavramda, mutlak olarak bahsetmiyoruz, fakat genellikle , grafikte
görüldüğü gibi n artıkça çekirdekten daha çok uzaklaşılır.
3341
not aldığımız ikinci şey, l arttıkça ne
olur? yarıçap nasıl değişir? Özellikle belli bir kuantum sayısında l arttıkça
ne olur? N sabit tutulduğunda, l değeri arttıkça boyut azalmaktadır.
3357
Diğer kavram ile tezat bir durum var, diğer fikrin tam zıttıymış gibi geliyor.
En olası yarıçapın çekirdekten ne kadar uzak olduğunu düşünmeyeceğiz, tam
tersine, bir é nun çekirdeğe ne kadar yakın olduğunu düşüneceğiz. Gerçekten tam
tersi bir durum olduğunu göreceğiz. 3420 Burada
3S , 3P ve 3D orbitallerinde l nin artışını mukayese edersek, sadece S
orbitalinin çekirdeğe çok yakın bir yerde kaydadeğer bir olasılığı olduğunu görürüz.
Burada azımsanmayacak olasılıkları daire içine aldım, Göreceğiniz gibi s
orbitali p orbitaline göre çekirdeğe daha yakındır, p orbitali de d orbitalinden daha yakındır.
s
orbitalinin boyutu, p orbitalinden hala daha büyüktür, s orbitali çekirdeğe daha fazla nüfus eder,
girginliği daha fazladır, çekirdeğe çok daha yakın bir yerde bulunma olasılığı
vardır ve bu olasılık gerçekten azımsanamaz.
3502
Bunun sonucu şudur, Çok elektronlu atomları düşünecek olursak, biraz sonra
anlatacağız, é lar birbirini çekirdeğin
çekim gücüne karşı perdeler, yani, s orbitalindeki e- lar daha az
perdelenecektir, bunun nedeni şudur, s orbitalleri çekirdeğe daha yakındır, bu
nedenle diğer e- lar tarafından perdelenemez, çünkü
çekirdeğe çok yakın bir yerde bulunma olasılığı vardır.
Bu
kavram birazdan çok önemli olacaktır, biraz sonra, çok elektronlu atomları
konuşurken, bu konuya yeniden değineceğiz, şimdilik sadece bir giriş yaptım.
3543 Bu bir tür karşıt fikirdir, s orbitali daha büyük olduğu için, s
orbitalindeki elektronların çekirdekten daha uzakta olması beklenir, ancak bu
orbitaldeki elektronlar çekirdeğe daha çok yaklaşırlar, çünkü girginlikleri daha
fazladır.
OK,
Sanırım, artık çok elektronlu atomlara geçmeye hazırız,
SE nin relativistik versiyonunu veya uyarlamasını çözdüğümüzde ne olacağını
göreceğiz ve birden çok e- ları
tartışacağız. ÇEA larda, aslında dördüncü bir
kuantum sayısından bahsetmemiz gerekecek, buna electron spin quantum sayısı
denir. söz veriyorum bu bahsedeceğim son
quantum sayısı…
Bu
spin manyetik quantum sayıs ms (s alt indis) ile gösterilir, böylece
ml den farklandırılmış olur. Schrödinger eşitliğinin relativistic uyarlamasını
çözdüğümüzde, magnetic spin quantum sayısı için 2 olası değer ortaya çıkar.
Biri +1/2 ye eşittir, yukarı spini gösterir , diğeri -1/ 2 ye eşittir ve aşağı
spini gösterir.
3654
Burada iki farklı çizim görülmektedir,
spin quantum sayısının ne olduğu hakında size biraz fikir verebilir. Spin,
eletronun kendine has özelliğidir. Her taneciğin kendine has, özgün bir
özelliği vardır, söz gelimi, kütle özgündür veya yük özgündür, spin de özgün
bir özelliktir.. Bunu düşünmek için, klasik bir
benzeşme yapmak istersek, çoğunlukla bize ne olduğu hakkında bir fikir verirken
yardımcı olur, spini, é nun kendi ekseni
etrafında dönmesi şeklinde resmedebiliriz. Gördüğünüz gibi, kendi ekseni
etrafında dönerken, bu doğrultuda
dönerse yukarı spin, diğer doğrultuda dönerse aşağı spin deriz.
Aslında,
spin için iyi bir klasik benzetme yoktur, spini gerçekten bu şekilde
düşünemeyiz, fakat bize orada ne olduğu hakkında bir fikir verir, teknik olarak
orada ne olduğunu kesin olarak bilmediğimiz halde bize bir fikir vermesi
açısından faydalıdır. Bu benzetmeyi sevmemin nedeni, spinin çok önemli bir
özelliğine işaret eder, ve e- nu tarif eden bir fikirdir. Gerçek orbitalden bağımsızdır. 3 kuantum sayısı
kullanarak, bir orbitali tamamen tanımlayabiliriz, fakat dördüncü bir kuantum
sayısı vardır ve e- hakkında bazışeyleri tanımlar, é nu tam olarak tanımlamak için gereklidir, bu
spin fikridir. Bu nedenle gerçekten dördüncü kuantum sayısına ihtiyaç duyulur,
spin ya -1/2 veya +1/2 olacaktır.
3825
Biraz da güncelden bahsedebiliriz, çünkü spin fikrinin nereden geldiği çok ilginç
bir hikayedir, aslında ilk kez iki genç
bilim adamı tarafından George Uhlenbeck, buradaki ve Samuel Goudsmit, oradaki,
tarafından önerilmiştir. Arkadaştılar, bunların kim olduklarını
hatırlayamıyorum, spini keşfederek
hiçbir şeye sahip olamadılar. Resimde gördüğünüz gibi oldukça genç insanlardı. Sanırım bu resim dördüncü kuantum sayısını
keşfettiktan iki yıl sonra çekilmişti, kendinizi yakın bir arkadaşlarınızla, bu
yaşlarda, benzer durumda hayal edebilirsiniz ve bu tür gözlem yaparken düşünebilirsiniz.
4. Kuantum sayısını sodyumun emisyon
spektrumuna bakarken keşfettiler. 3414 Özel olarak sodyumun frekanslarına
bakıyorlardı, sodyumun frekansları hakkında düşünecek olursak, şimdilerde
biliniyor, ve enerji seviyeleri arasındaki farka dayanarak bu frekansları
hesaplayabilirsiniz—fakat bunlar 1925 de oluyordu. Onlar
ne umduklarının gerçekten biliyorlardı, söz gelişi, spektrumda tam bu noktada tek
bir hat veya tek bir frekans görmeyi bekliyorlardı. 3936, belli bir frekansta,
bekledikleri çizgiyi gerçekten de gözlediler, burada noktalı çizgi ile
gösterdim. Fakat aslında iki hat gördüler,
bir tanesi beklediklerinden biraz daha yüksek frekanstaydı, diğeri
beklediklerinden biraz daha düşük frekanstaydı. Burada spektroskopi terimleri ile ifade edecek
olursak, buna ikili veya dublet adı verilir. Bu frekansların orta noktası
bekledikleri frekanstı, fakat aslında iki ayrı frekansa yarılıyordu.
Yaptıkları
gerçekten çok şaşırtıcı bir gözlemdi, çok
sürprizdi ve çok heyecan vericiydi, bunun
nasıl olduğunu, bu yarılmanın nedenlerini düşündüler. Şuna karar verdiler, é ların kendine has bir
özelliği olmalıydı. Çünkü, bu hattın orbitalin enerjisinden kaynaklandığını
biliyoruz, bu nedenle orbital tek
frekans vermelidir. Fakat bunun ikiye yarılması, e- nun yeni bir özelliğinden
kaynaklandığını gösterir. Şimdilerde bunu spin aşağı ve spin yukarı diye
isimlendiriyoruz. Fakat o zamanlarda, bunun için bir isim veremiyorlardı.
Sadece şöyle diyorlardı, TAMAM, 4. Bir kuantum sayısı var, é nun kendine has
bir özelliği var, dediler
4057
hikaye talihsiz olmaya başladı, fakat aynı zamanda ilginç…Gözlemlerini
ayrıntılı olarak yazdılar ve yayınladılar, Bunları impak faktörü düşük bir
dergiye verdiler, sanırım Fransa da yayınlanıyordu. o zamanlar bilim dünyasına bir biçimde hiç
çarpıcı gelmedi, gözlemleri hakkında ne düşündüklerini açıklamadılar, sadece
gördüklerini yazmışlardı. Oldukça genç bilim adamlarıydı, şüphesiz, Beklediğiniz şeyi yaptılar, bu mantıklıydı, ve kendi
alanında çok tecrübeli bir bilim adamına gittiler, çünkü tamamen radikal ve
devrimsel bir fikirleri vardı, Dördüncü kuantum
sayısı hakkında bu büyük açıklamayı
yapmadan ve bir makalede yayınlamadan önce birisine danışmaya karar verdiler 4142 konuşmak için seçtikleri kişi Wolfgang Pauli idi, resmini burada görmektesiniz.
Beş
dakika öncesine kadar, kaç kişi Goudsmit adını duymuştu? İki kişi ,OK. Pauli yi, Pauli dışarlama
ilkesini kaç kişi duydu? OK. Pauli biraz
daha meşhur gibi görünüyor, burada ikincide gördüğünüz gibi ..
Onlar
gittiler, fikirlerini Pauli ile tartıştılar, Pauli bu fikrin tuhaf ve değersiz
olduğunu, hatta saçma olduğunu söyledi. eğer ileri gidip yayınlamaya
kalkarlarsa bilimsel kariyerlerinin mahfolacağını söyledi. Bu fikri paketleyip evlerine geri dönebilirlerdi, çünkü
herkes saçma olduğunu düşünecekti, söylediklerine
kimse inanmayacaktı, bu aptalca bir fikirdi, kısaca
görüşme bitmişti. 4230 diğer disiplinlerde olduğu gibi, kimyada da,
her çeşit bilim adamı var, farklı kişiliklerde insanlar var, ve ne yazık ki Pauli öncelikle çok kibirli bir insan
olarak bilinirdi, ayrıca başkalarının bilimsel fikirlerini kendi fikriymiş gibi
alma özelliğine sahipti.
Hikaye
devam ediyor, Goudsmit daha kapıyı hızla çarpıp çıkarken, Wolfgang Pauli, 4.
Quantum sayısı fikrini bir bilimsel makale olarak yazmaya başlamıştı bile. Aslında, bazı geliştirmeler yapmıştı, yetenekli bir
düşünürdü, iki genç bilim adamının yapabileceğinden çok daha anlaşılır bir
şekilde ifade etti. Fakat şimdi, olay aydınlığa kavuştu, bu spin kuantum sayısı
fikrini ilk bulan kişiler olarak iki bilim adamı bütün övgüyü aldı. Bir keşfin
kendisi kadar, bu keşiflerin politik arkaplanı hakkında düşünmek de ilginçtir.
Bunu Nobel ödüllerinde bol miktarda görürsünüz. Nobel ödülü almaya layık
keşiflerden sorumlu kişilerin arkasında genellikle ilginç küçük hikayeler,
küçük bir skandal vardır.
4333
Pauli çok meşhur oldu, Pauli dışarlama ilkesi ile tanındı, bu ilke bize “bir
atomda iki elektron aynı dört kuantum sayısına sahip olamaz” der.
Bunun
ne anlama geldiğini bir düşünelim. Bir dalga
fonksiyonu alırsak, onu N, L and ML kuantum sayıları ile
tanımlarsak, sadece bir orbitali tam olarak tanımlamış oluruz demektir. 4404 Tam tersine, bir dalga fonksiyonu alırsak, onu
N,L ,ML ve ayrıca spin kuantum sayıları ile tanımlarsak, neyi
tanımlamış oluruz? Bir é nu. Şimdi bir orbital içindeki bir é nu tam olarak tanımlayabiliriz.
Bu
önemli bir farklılıktır, - 3 kuantum sayısının bize ne söylediğine karşılık, dördüncü
kuantum sayısının bize hangi bilgiler verdiği arasında önemli fark vardır.
Her
atomda bir orbitalde bulunacak é sayısını 2 ile sınırlamalıyız, anlamına gelir.
Çünkü bir orbitalde 1é ya yukarı spinlidir, ya da aşağı spinlidir, veya her
ikisi de bulunur.
4445
Örnek olarak Neon atomuna bakalım, Ne atomunda 10 é vardır, ekranda bu orbitalleri görüyorsunuz, size aşina
gelebilir, şunu düşünmek önemlidir. niçin 10 é nun tamamını temel hale
koymadık? niçin é ları hepsi en düşük enerjili orbitale gitmek istemiyor? Hepsi
en kararlı olmak ister, hepsi en düşük enerjili orbitale gitmek ister, ama bunu
yapamazlar, çünkü Pauli dışarlama ilkesi izin vermez—bu ilkeye göre bütün é lar
dört farklı kuantum sayısına sahip olmalıdır, bu nedenle, sadece ikisinin 3
kuantum sayısı aynı olabilir, çünkü, Ms için
sadece iki seçenek vardır.
4530
Bir clicker sorusu soralım Pauli Dışarlama İlkesi hakkında düşünelim. :Biraz
önceki soruya benziyor ama aynı soru olmadığını göreceksiniz.Cevaplamanız için
10 saniye süreniz var..
OK,
iyi. Çoğunuz bu iki kuantum sayısına sahip olacak é sayısının 4 olacağını
bulmuş. 4 farkı olasılık olacağını fark etmiş. En kolay yolu, belkide onu aşağıya çekmek ikinci en yüksek yüzde,
hala cevabın 2 olduğunu düşünüyor, hatırlayın, bu problemi sınıfta daha önce
çözmüştük, fakat orbitaller hakkında konuşmuştuk, burada bu üç kuantum sayısına
sahip iki farklı orbital var, fakat é hakkında konuşacak olursak ayrıca MS
den bahsetmemiz gerekir. İki orbitalimiz varsa, toplam kaç tane é olmalıdır? Evet,
2 orbital ve 4 é, bu kuantum setlerine sahip olabilir…
Problem
setlerinizde buna dikkat edin. Bazen Kuantum sayısı seti verilerek orbital
sayısı sorulur, bazen de kuantum sayısı seti verilerek elektron sayısı sorulur.
Önce soruyu dikkatli okuduğunuzdan emin olun ve ikisi arasındaki farkı fark
edin.
Bugünlük
hepsi bu kadar, Cuma günü, derse çok é atomların dalga fonksiyonlarını anlatarak
başlayacağım.