Transkripti indirmek için - PDF22 İşte tıklayıcı sorunuz. Au yüzeyinin iş
fonksiyonu 5.1 eV dur. Kopan é ların kinetik enerjisi 6.3 ev
ise, gelen ışığın enerjisi nedir? Cevaplamanız için 10
saniye daha veriyorum, Fotolektrik olay ile ilgili bu son soru, Oldukça yüksek
bir başarı yakalayacağınızı ümit ediyorum.
42
ok iyi, çoğunuz doğru cevaplamış, yapamayanlar , şüphesiz, bu soruyu uygulama
saatinde asistanınıza sorabilirsiniz, Bu slaytların bir kopyası onlarda var. belki
bir karışıklık olabilir, buradaki soru iş fonksiyonu hakkında, benzerini daha
öncede sormuştuk, fakat burada kopan elektronların kinetik enerjisini verdik,
yapmanız gereken eşitliği yeniden düzenlemek. Burada gelen ışığın enerjiyisini bulmak
için,verilen diğer iki enerji toplamanız gerekir. Bu soruyu doğru yapamayan, tekrar baksın ve değişik bir tarzda
sorulan bu soru üzerinde düşünsün.
121
ders notlarımıza geri dönelim, bugün hidrojen atomu hakkında konuşmaya
başlayacağız, Şimdi, hidrojen atomu için bir Schrödinger eşitliğimiz var, özellikle
bağlanma enerjisi ve orbitaller bağlamında konuşabiliriz, Çarşamba günü QM den kullanılmasından
ve şartlarından bahsettik, QM bize uygulayabileceğimiz bir Schrödinger
eşitliğini vermiştir, ayrıca ışık ve maddenin parçacık-dalga ikiliğinden
bahsettik.
151 Çarşamba günü sınıfta Broglie dalgaboyunun sonsuza
gidip gidemeyeceği ile ilgili olarak güzel bir soru sorulmuştu. Derse devam etmeden önce, hızlıca bir
şeyden bahsetmek istiyorum. Parçacığın dalgaboyu
hakkında, bazen karşımıza çıkan diğer bir şeyden bahsetmek istiyorum.
Sınıfta
sorulan soru şuydu, eğer bir makroskopik parçacığımız
varsa ve hızı diyelimki sıfıra yaklaşıyorsa dalga boyu sonsuza gider mi? kütle çok büyük olsa dahi dalgaboyu sonsuza gider mi? Çoğu
kez, kütlenin yeteri kadar büyük olduğunu ve hızın
bunun yanında ihmal edilebilecek kadar küçük olduğunu düşünebilirsiniz. Bu durumda, dalgaboyu oldukça küçük olacaktır. Çünkü Planck sabitini düşünürsek, ki 10-34 J.s olarak
ölçülmüşür, kütlenin boyutunu yenmesi için hızın çok, çok, çok, küçük olması
gerekir. Makroskopik parçacıkları konuşursak, anlamlı olması için, dalgaboyu
parçacığın katları kadar olmalıdır. Basket
topunu konuştuğumuzu farz edelim, topun dalgaboyu topun büyüklüğü mertebesinde
olmalıdır.
Sayılarla düşünecek olursak, ki buna ihtiyacımız
vardır, hızın mesela yaklaşık 10-30 m/s olması gerekir. Bu gerçekten düşük bir hızdır ve bu hızı ölçmek çok
zordur, aslında, 10-30 m/s hızla giden bir şey varsa ve bunu
gözümüzle izleyeceksek, bu kadar yavaş giden bir şeyi görünür bölge ışığını
kullanarak yapmamız mümkün değildir, çünkü ışığın dalga boyu ile
sınırlandırıldık, görünür ışık ile parçacığın nerede olduğunu kesin olarak
görebilmemiz mümkün değildir. Mesela, görünür ışığın dalgaboyu
10-5 m olsun. . Belirsizlik ilkesine göre hızı ancak belli
bir derecede ölçebiliriz. Yaklaşık üç katı büyüklüğünde ölçebiliriz.-- Belirsizlik
hızdan 3 kat daha büyüktür, ki biz bu dalga boyundaki bir ışıkla bir
parçacığın nerede olduğunu görmeye çalışıyoruz. Mesela, basket topu bu kadar
yavaş gitse ?
Bu
soruya tam verilecek cevap şu , HAYIR,“bunu asla
gözleyemeyiz”. Çünkü
belirsizlik prensibine göre makroskopik bir cisim için bu kadar
düşük bir hızı gözlememiz mümkün değildir. Umut ederim, bu soru
açıklığa kavuşmuştur. Diğer taraftan, şüphesiz, de Broglie
eşitliği momentumu olan tanecikler için geçerlidir, taneciğin hızı gerçekten
sıfırsa, momentuma sahip değildir ve artık bu eşitliği uygulayamazsınız.
448
Bu hafta için problem setinizi yazarken, bu öğleden sonra postalanacak, bir şey
hatırladım, aklıma başka bir şey geldi, Parçacıkların dalgaboylarını
konuşurken, 2. Problem setinizde özellikle elektronların enerjisini
hesaplamanızı istedik. Herkese tekrar hatırlatmak istiyorum, bu ayrı bir
konu.. enerjiyi hesaplamak
için genellikle şu formülü kullanırız, enerji eşittir
hc/lamda dır, mesela elektronun dalgaboyunu bilirsek enerjisini bulmaya
çalışırız veya tersi. Sizce elektronun dalga boyunu hesaplamak
için bu formülü kullanabilir miyiz? Ne düşünüyorsunuz?
hayır? Inşallah hayır demişsinizdir.
Bu durum problemlerde karşınıza çıkacaktır ve pek çok öğrenci
bu eşitliği kullanacaktır.
Bu nedenle şimdi, yani tam vaktinde, bahsetmek istedim.
Bu eşitliği kullanamayız çünkü bu eşitlik sadece ışık için geçerlidir,
çünkü bu eşitlikteki hız, ışık hızıdır. Bu eşitliği ne zaman kullanırsanız,
elektron veya başka bir tanecik için kulanmaya kalkışırsanız, kendinize şunu
sorun, e- ışık hızı ile gider mi? cevabınız
hayırsa, o zaman şunu bilmelisiniz, bu eşitliği é için kullanamazsınız. 606 E=hc/lamda eşitliği yerine lamda =
h/mv formülden dalgaboyunu kullanarak önce
hızını hesaplarsınız, oradan kinetik enerjiye geçebilirsiniz bunun için kinetik enerji eşittir 1/2mv2 formülünü kullanabilsiniz: Bundan sonraki
problem setleri için bir uyarıdır.
621 EVET, tanecik dalga özelliğine sahiptir,ama gerçekten
foton olmadığı için, bu eşitliği kullanamayız. Fakat maddeyi bir
dalga gibi tanımlayan bu eşitliği kullanabiliriz, bugün yapacağımız şey budur.
H atomu için Schrödinger eşitliğinin çözümünü inceleyeceyiz ve özel olarak e- nun çekirdeğe
bağlanma enerjisine bakacağız. 647 E terimini bulmak için ŞE nin ikinci
kısmının çözümüne bakacağız, sonra enerjinin ne olacağı konusunda öngörüde
buluncağız. Bu sonucun doğru olup olmadığını kontrol edeceğiz, bunu için H atomunun
emisyon ve absorbsiyon spektrumlarına bakacağız ve bir demo yapacağız ve
diğerlerinin gözlemleri ile bizimkinin uyumlu olup olmadığına bakarak kendimizi
sınayacağız
712 zamanımız kalırsa, SE nin diğer kısmının çözümünü hakkında
konuşmaya devam edeceğiz, burada Y
dalgafonksiyonudur. Daha önce söylediğim gibi dalga fonksiyonu taneciğin bir
gösterimdir. Özellikle e- nu konuşurken, orbital terimine daha
çok aşinayız, Y orbitalin tam bir bir tanımıdır. şimdi bir giriş
yapacağım
740 Hatırlatmak için, SE baktığımızda iki kısım görürüz, SE ni çözdüğümüzde, ya Y yi buluruz, --daha
önce söylediğim gibi Y dalgafonksiyonudur, yani orbitaldir. Y yi bulmanın yanısıra,
verilen bir Y
için enerjiyi çözebiliriz, E terimi e- nun çekirdeğe bağlanma enerjisidir.
804 SE ni kullanmamızın en önemli nedeni şudur. SE ni çözerek orbitallerin potansiyel enerjilerini elde edebiliriz,
é ile çekirdek arasındaki potansiyel enerjiyi bulabiliriz SE ni çözerken QM ni
kullanırız. QM ile SE ni elde ederiz, böylece
orbitallerin enerjilerini doğru olarak öngörebiliriz, sonra deneysel olarak
ölçtüğümüz enerji seviyeleri ile doğrularız.
828 Bugün H atomu hakkında konuşacağız, odaklanacağımız
şey budur. inanılmaz derecede kesin öngörülerde bulunabiliriz ve
deneysel gözlemlerle karşılaştırabiliriz. SE ni
kullanarak kararlı H atomunu tam olarak açıklayabiliriz, klasik mekanik ile
bunu yapmak mümkün değildir.
846 Burada H atomunun çözümünü görmektesiniz, Burada E
terimi vardır, yeşil olarak yazılmış kısım E terimidir. H atomunun çözümünde bol miktarda
sabit vardır ve bunların çoğunun anlamını biliyoruz. Fakat unutmayın, buradaki yeşil kısmın
tamamı H atomundaki bağlanma enerjisine eşittir, çekirdek ve e- arasındaki çekim
kuvvetidir.
911
Devam edelim, va buradaki değişkenlerimizi açıklayalım ,
bazıları size tanıdık gelebilir, [TAHTA] , kütlemiz var, buradaki kütle, me
(altindis e) elektronun kütlesidir. Buradaki e ,
elektronun yüküne eşittir Bunlara
ilaveten, epsilon sıfır değeri var, hatırladığınız gibi boşluktaki geçirgenlik
sabitidir, kısaca, bu birimleri elde etmek için çevirme faktörü olarak kullanırız. Coulomb birimlerde istenmez, geçirgenlik
sabiti bu eşitlikte onu yok etmemizi sağlar ve son olarak hepimizin bildiği Plancks sabiti vardır.
1003
H atomunun SE ni çözmek için uğraşan
insanlar , bütün bu sabitlerle uğraşmak istemezler, bu sabitleri bir araya toplarız
ve yeni bir sabit kullanırız, bu Rydberg (redbörg) sabitidir, değeri 2.18 x 10 üzeri -18 joules dür. bütün sabitleri kaldırıp yerine tek bir Rydberg sabiti
koymamızın nedeni, enerji eşitliğini basitleştirmektir, elde ettiğimiz enerji
eşittir eksi Rydberg (redbörg) sabiti bölü n2 dir.
Bu eşitlikte geride sadece bir değişken kaldı, bunu
henüz açıklamadık, bu n değeri dir. SE çözdüğünüzde bu sabit için sadece tam
sayı değerlerinin izinli olduğunu bulursunuz. 1 den sonsuza kadar giden bütün tamsayı değerleri
izinlidir, örneğin 1, 2, 3 sonsuz gibi.Önemli olan şey n sabitinin
sadece tamsayı değerleri almasıdır, mesela 1.5 veya 2.3 gibi değerler alamaz. n değerine baş kuantum sayısı denir. n
değerini enerji ifadesinde yerine koyduğumuzda bulacağımız şey veya göreceğimiz
şey nedir? bunun
tek bir cevabı yoktur, sadece bir tane bağlanma enerjisine sahip olamayız bütün
olası n değerleri için hesaplamamız gerekir, gerçekte sonsuz sayıda olası
enerji seviyesi vardır ve bunları enerji diyagramında kolayca görebilirsiniz.
1200 n=1 den başlayalım , şüphesiz en basit durumdur. n=1 değerini
enerji ifadesinde yerine koyarsak bağlanma enerjisini buluruz, n=1 in değeri
eksi Rydberg (redbörg) sabitine eşittir. Bunu enerji diyagramında
görebilirsiniz, en alttaki seviye buna aittir, çünkü en düşük enerji seviyesi
n=1 dir veya en negatif enerji dir.
Diyagrama baktığımızda pek çok enerji seviyesi
görürüz. Eşitlikte n e
başla değerler verdiğimizde ,örneğin n=2,3,4… gibi,
sonsuza kadar giden, pek çok enerji seviyesi hesaplanabilir. Diyagramda yukarı
doğru çıkıldıkça sonsuza kadar giden pek çok enerji seviyesi
görmektesiniz. Burada önemli olan nokta şudur, bunlar enerji
seviyeleri kuantlıdır, enerji sürekli değildir, kesiklidir.
1310
Ekranda gördüğünüz gibi, n=1 vardır ama n= 1.5 yoktur, yani bu iki enerji
seviyesi arasında başka bir bağlanma enerjisi mümkün değildir, Bu çok önemli bir
noktadır, SE nin çözümünden gelir, enerji seviyeleri
kuantlaşmıştır.
1332 burada eşitliğin basitleştirilmiş hali sayesinde,
izinli enerji seviyelerini hesaplamak çok kolaydır. Öneğin n=2 için bağlanma enerjisi nedir? Birisi söyledi. Evet, eksi Redbörg sabiti bölü 2 nin karesi (RH/22). Aynı şeyi 3 için
yapabiliriz, eksi Redbörg sabiti bölü üçün karesi,bağlanma
enerjisini verecektir, n=4 için de yapılabilir, böylece yukarı doğru sonsuza
kadar gidebiliriz, n=sonsuz olduğunda, bağlanma enerjisi sıfıra eşit olacaktır.
Sonsuza gitmek, é nun serbest
olduğu anlamına gelir, e- atomdan tamamen uzaklaşmıştır. Bu mantıklıdır, çünkü n=sonsuzda é nu
kararlı halde tutacak bağlanma enerjisi yoktur.
Bağlanma enerjilerinin hepsinin negatif olduğunu
biliyoruz, eksi işaret enerjinin düşük olduğunu gösterir. Enerjinin değeri daha eksidir, enerji seviyesi daha
düşük demektir. Enerji seviyelerini düşündüğünüzde şunu unutmayın.En düşük
enerji en kararlı seviye demektir, bu e- nun çekirdek tarafından daha çok çekildiğini
gösterir, e- daha kararlı hale gelir ve enerjisi daha çok
düşer.
1455
n=1 seviyesine özel bir isim veririz. Buna TEMEL HAL deriz.
çünkü zemine en yakın olan seviyedir., en düşük
enerjili seviyedir, en kararlı seviyedir, en negative değere sabip seviyedir.
Bağlanma enerjilerine daha pratik ve fiziksel bir yorum getirebiliriz, Fiziksel
bağlamda, bağlanma enerjisi iyonlaşma enerjisinin negatif değerine eşittir, iyonlaşma
enerjisinin zıt işaretlisidir.
Mesela,
H atomunda, bağlanma enerjisinin zıt işaretlisi, yani pozitif değeri, H atomundan
bir é iyonlaştırmak için vermemiz gereken enerjidir.Mesela, H atomunda, temel
haldeki, yani n=1
düzeyindeki bir elektronun iyonlaşma enejisi, serbest e- ile temel hal enerji
seviyesi arasındaki fark demektir.
1601 bunu grafik üzerinde gösterecek olursak, iyonlaşma
enerjisi, bağlanma enerjisinin tam eksi işaretlisidir. buraya bakalım ve iyonlaşma
enerjisini hesaplayalım, H atomunun temel halini konuşacak olursak, iyonlaşma
enerjisi, Rydberg sabitinin eksi işaretlisidir,
yani + 2.18 x 10 -18
joules dür.
1623
bunu sezgi yoluyla da bulabilirdik, çünkü, bir atomu iyonlaştırmamız
gerekiyorsa, e- nu koparmak için, atoma
enerji vermemiz gerekir, diğer bir
değişle,atoma, é nun bulunduğu enerji seviyesi ile serbest é nun enerji
seviyesi arasındaki fark kadar enerji vermemiz gerekir, çoğu kez iyonlaşma
enerjisinden bahsederken, özel bir şeyden bahsetmiyorsak, temel hal için
konuşuyoruz demektir.
1647
iyonlaşma enerjisi çoğu kez sorulur, aksi bir şey söylenmedikçe, n=1 anlamına gelir. Fakat, aslında, H atomunun veya diğer atomların farklı enerji
seviyelerinin iyonlaşma enerjilerinden bahsedilebilir. 1708 mesela n=2 enerji
seviyesi hakkında konuşabiliriz, buna birinci uyarılmış hal adı verilir. Temel
haldeki bir é nu en yakın enerji seviyesine uyardığımızda, birinci uyarılmış
haldeyiz demektir, yani, n=2 konumundayız demektir.
Buradaki
yani birinci uyarılmış haldeki iyonlaşma enerjisini hesaplayabiliriz, hesaplamak
çok kolaydır,-- bağlanma enerjisinin işaretini tersine
çeviririz. Tekrar ediyorum, bu mantıklıdır, çünkü buradaki
farka karşılık gelir. N=2 deki
iyonlaşma enerjisi = + 5.45 x 10 -19 joules dür.
1746 Herhangi bir enerji seviyesinin bağlanma enerjisi
düşünülebilir ve iyonlaşma enerjisi bulunabilir. Şimdiki tuklama sorumuz bununla
ilgili olacak. Yapmanızı istediğim soru şu: üçüncü uyarılmış haldeki bir
H atomunun iyonlaşma enerjisi nedir?
10 saniye süre veriyorum. OK. İlginç, çoğunluk doğru yapmış, fakat
gerçekten vurgulamak istediğim bir noktayı gösterdiniz, vurgulamanın en iyi
yolu yanlış cevap almaktır, seviyeleri doğru saymış olsaydınız yanlış cevap
vermezdiniz. Ders notlarınıza geri dönelim ve nedenini
açıklayalım. Doğru cevap dördüncü şıktı. Buradaki anahtar kelime, ki size sorduğumuz şey, üçüncü uyarılmış
hali belirlemektir. Üçüncü
uyarılmış halin n değeri nedir?, n=4, OK
1908 Buradaki karışıklığın nedenini açıkladık. Bir problemi doğru okuduğunuzdan
emin olmanız gerekir, dikkatli olun. Dikkatli olduğunuzda, sanırım
herkes bu soruyu doğru cevaplayacaktır H atomu için 3rd uyarılmış
halde n=4 dür. Çünkü n=2
birinci uyarılmış haldir, n=3 ikinci uyarılmış haldir, n=4 ise 3rd
uyarılmış haldir , buradaki bağlanma enerjisinin zıt işaretlisini alalım cevap + 1.4 x 10-19 joules dür.
1938
oldukça az bir yüzdeniz negatif iyonlaşma enerjisini işaretlemiş olduğunu fark
ettim, Şimdi söylüyorum,
iyonlaşma enerjisi hiç bir zaman negatif olmaz, bunu hatırlamanız iyi olur. sezgisel
olarak, bu mantıklıdır, çünkü ionization enerjisi, bir atomdan bir elektron
koparmak için verilmesi gereken enerji miktarıdır, bu nedenle iyonlaşma
enerjisi eksi olamaz, bir sistemden e- koparmak için artı enerji vermeniz
gerekir, bağlanma enerjisini her zaman negatif bulmamızın nedeni budur, ve
iyonlaşma enerjisi her zaman pozitif olacaktır, eşitliğe baktığınızda
görebilirsiniz
2018
OK Başlangıçta tartıştığımız eşitliği ,En= - RH/n2, kullanarak, H atomu için
çeşitli iyonlaşma enerjilerini ve bağlanma enerjilerini hesapladık. Eşitlikte
ufak bir değişiklik yaparsak, Z2 terimini ilave edersek, yani, En=
-
Z2RH/n2 , olursa, 1
elektronlu olmak koşuluyla, herhangi bir atom için enerji seviyelerini
hesaplayabiliriz. Böylece sadece H atomu ile hesaplayabilirken, şimdi tek
elektronlu iyonlarda da hesaplama yapabilir hale geldik
Mesela,
helyum +1 ionu,1 elektrona sahiptir ve z=2 dir. Li +2
iyonu, 1 elektrona sahiptir ve z=3 dür. Formülde z2 yerine 32 koyarak enerji kolayca hesaplanabilir. + 64
yüklü Tb (terbiyum) iyonu
diğer bir tek elektronlu iyondur. Bunun Z değeri nedir?
evet 65. Terbiyum +64 iyonunu belki elde edemeyiz, ama, bu eşitliği
kullanarak, enerji seviyelerini hesaplayabiliriz.
Bu eşitliğin farkı, Z2 terimini hesaba
katmasıdır. Bunun nedeni
şudur: Çarşamba gününe ait notlarınıza bakarsanız, H atomu veya 1é lu atomlar için Schrödinger
eşitliğinin uzun yazılmış halini görebilirsiniz. Buradaki son terim elektron ve
çekirdek arasındaki Coulomb potential enerjisidir, Süphesiz, H atomunda olduğu
gibi çekirdek üzerindeki yük 1 e eşit ise, bu terim düşer. Fakat
normal olarak, çekirdek üzerindeki tüm yükleri koymamız gerekir, bu Z ye
eşittir veya atom numarası çarpı elektron yükü dür. 2207
Atomu bütün elektronlarından sıyırsanız bile, çekirdekte hala aynı miktarda
pozitif yük kalacaktır. Bu formül ile farklı atomların
enerji seviyelerini belirlememiz mümkün olur, şüphesiz tek e- limiti vardır.
Şimdi bağlanma enerjilerini hesaplayabiliriz. Şunları düşünebiliriz, acaba hesaplanan bağlama enerjileri
gözlemlerimizle uyumlu olacak mı? veya farklı
durumlarda ne gözleyeğimizi öngörüde bulunabilir miyiz? Şimdi
bağlanma enerjisini nasıl kullanacağımızı biliyoruz, umarım yaparız. Yapmamız
gereken tek şey , H emisyonunun, yani H atomu tarafından gönderilen ışığın
farklı dalgaboylarına bakmaktır, bu ışınlar H atomunun uyarılmış enerji
düzeylerinden gelir, biraz sonra H2 gazı alacağız ve emisyonuna bakacağız--
Bunun için H2 gazı ile doldurulmuş vakumlu bir cam tüpümüz var. Tüp
içinde bulunan iki elektrot arasındaki potansiyel farkını arttırırsak, her H2
gazını atomlarına ayırırız hem de atomları uyarırız.
Oda
şartlarındaki bir atomun en kararlı halinde olduğunu farz edebilirsiniz, bu
durumda é nun nerede olduğunu bilirsiniz, ama sisteme enerji verdiğinizde, onu
çeşitli enerji seviyelerine uyarırsınız, mesela
n=6 veya n=10 veya daha üst
seviyelere.., Bu sadece bir an için olur, çünkü, şüphesiz, yüksek enerjili bir
enerji seviyesinde ise, tekrar geri
dönmek veya en kararlı seviyeye dönmek ister, bunu yaparken iki düzey arasındaki enerji
farkına karşılık gelen enerjiyi ışıma yolu ile verir, yani etrafa foton salar.
Bütün bunlar çok kısa sürede olur. Burada ne olduğunu hakkında işaret etmek istediğim
bazı önemli şeyler var. Söyleyeceklerimi burada göstereyim, üst enerji
seviyesindeki elektronlar, burada Einitial seviyesi, alt enerji
seviyesine, burada Efinal, geçerken ışıma yapacaktır, belli bir enerjide çevreye foton
verecektir, iki enerji seviyesi arasındaki farka tam olarak karşılık gelen ışıma yapacaktır. Buradaki önemli terim, belli veya tam dır.
Bu mantıklıdır, çünkü enerji kaybederiz, daha düşük
enerji seviyesine geçeriz.
Bir eşitlik yazabiliriz, böylece çevreye verilen ışığın
enerjisini bulabiliriz. 2442 bu delta enerjisi çok
basittir, ilk halinin enerjisi eksi son halinin enerjisi.
Bunlar biraz semboliktir, buradaki enerji seviyelerini
belirtmedik, fakat yapabiliriz, bu enerji seviyelerinin nasıl hesaplanacağını
biliyoruz. Mesela, H
atomunda, bir elektronu n=6 düzeyine uyardığımızı farz edelim,
bu ilk halidir, n=2 düzeyine veya
birinci uyarılmış hale insin. Bu eşitliği değiştirebiliriz, daha spesifik hale getirebiliriz,
burada delta enerji eşittir , n=6 seviyesinin enerjisi
eksi n=2 seviyesinin enerjisi.
Yayımlanacak
ışığın frekansını konuştuğumuzda, enerjilerine göre konuşmak çok yaygın
değildir, çoğunlukla ışığı dalgaboyu veya frekans cinsinden ifade ederiz, ama bu
farketmez,çünkü enerjiyi frekansa nasıl çevireceğimizi
biliyoruz, burada da yapabiliriz. Frekans eşittir, enerji farkı bölü Planck
sabiti dir. Buradaki enerji farkını konuşacak olursak, ilk enerji
eksi son enerji dir, veya şöyle yazabiliriz. Frekans
eşittir (ilk enerji-son enerji) bölü Planc sabiti
2605
Bu şu anlama gelir, iki seviyenin enerji
farkından doğruca yayımlanan fotonun frekansına geçebiliriz, bunu aynı zamanda
dalgaboyu için de yapabiliriz, çünkü enerji / dalgaboyu / frekans arasındaki
ilişkiyi biliyoruz.Buradaki ilk durumda, yüksek enerjili düzeyden düşük enerjili
düzeye geçerken, söz gelimi, n=5 den n=1 e geçelim. Buradaki
enerji farkı fazla ise ışığın frekansı düşük müdür yoksa yüksek midir? Güzel. Yüksektir. Peki ışığın frekansı yüksekse, dalga
boyu ne olur? Kısa mı yoksa uzun mu? Güzel.Kısa dalgaboyu. Bu ilişkiyi daima
aklımızda bulundurmamız gerekir. Benzer şekilde, iki
enerji seviyesi arasındaki fark küçükse, ışığın frekansı düşük olur, buna
karşılık ışığın dalgaboyu uzun olur.
2701 Biraz daha ilerleyelim ve bunlardan bazılarını kendi
kendimize gözlemeyi deneyelim.
Şimdi bu deneylerde ne yapacağımızı açıklayacağım. Hidrojen atomunu uyaracağız, é lar daha yüksek enerji seviyelerine uyarılacaklar, eski
enerji seviyelerine dönerken yayımlayacakları ışımaları göreceğiz. Bu ışımaların dalga boyu ilk ve son enerji seviyeleri arasındaki
farka karşılık gelecektir.
Dedektör ler burada bugün biraz kısıtlı. Bu nedenle sadece gözlerimizi
kullanacağız. Bu elektromanyetik spektumun görünür
bölgesi ile sınırlanacağımız anlamına gelir. Aslında
bu bazı şeyleri basitleştirir, çünkü gözlemeye çalışacağımız dalgaboyu sayısı azalır.
GB ye dönecek olursak, Mesela H atomunda, enerji seviyeleri
arasındaki farkı hesaplarsak, görünür bölgede sadece 4 tane dalgaboyu olduğunu
buluruz. Işıkları
kapattığımızda ve bu lambayı yakacağız, içinde H gazı var. Hidrojen gazını
uyaracağız. Lambadan gelen ışıkları göreceksiniz.
Bunlar karışık ışıklar olduğu için her birinin dalgaboylarını
söyleyemeyeceksiniz.
Asistanlarınız gelecek ve sizlere kırınım gözlükleri
veya ufak plakalar dağıtacak.
Bunlarla ışıkları dalgaboylarına ayırabileceksiniz Hepinize yetecek kadar gözlüğümüz yok. Plakaları kullanabilirsiniz.
Gözlüklerle daha “cool” görünürsünüz ama
plakalar daha iyi iş görür. Bu nedenle sizin veya
yanınızdakinin bir plakası olsun, aksi takdirde bütün hatları göremezsiniz.
Asistanlarınız bunları sizin için dolaştıracak.
Bir şeye işaret etmek istiyorum. Üç tane dalga boyunu göreceğinizi
garanti ediyorum. Dördüncüyü görmek bazen zor
olabiliyor, görünür bölgenin UV ucuna çok yakın olan bir yerde ve genelde zor
görünüyor. Eğer onu göremezseniz endişelenmeyin.
2925
Plakalardan birini aldım. Hala bir tane almadıysanız elinizi kaldırabilir
misiniz? Darcy ekranı kapatır mısın? Oradan ışık gelmesin. Asistanlar
dikkatlice yürüyün, ışıkları kapatmaya gidiyorum. Çevrede hala biraz ışık var. Sürekli ışığın bir
miktarını göremeyebilirsiniz, fakat elinizdeki plakalardan
bakarsanız ve biraz da yandan bakarsanız her bir hattı görebilirsiniz. Herkes
görebiliyor mu? Göremeyen var m? İhtiyacı olan
var mı? -Elinizi kaldırın diyemiyorum. Gözlükle görmekte zorlanıyorsanız
yanınızdaki arkadaşınızdan plakayı isteyebilirsiniz. Aslında bu gördüğümüz
spektrumla uyuşuyor. Gözlükleriniz kalsın. Işıkları birkaç saniyeliğine açıyorum.
Öğrenmeye çalıştığımız şey hidrojen atomu. Bu da konumuza çok
ilgili. Görüyorsunuz ki her atomun kendi özel spektrum hattı seti var.
Sırf eğlencesine neona da bakacağız, böylece her ikisini karşılaştırabilirsiniz.
3117
Çevremizde her yerde neon lambalı tabelalar görmeniz mümkün. O nedenle bu renk
size tanıdık gelecek. Neonda ne görüyorsunuz? H atomu ile mukayese ettiğinizde,
spektrumun turuncu tarafında daha çok çizgi görürsünüz. Bunlar neona rengini
veren dalgaboylarıdır. Bu ışınlar uyarılmış neonun gerçek rengidir. Bazen
tabelaları başka bileşenlerle de boyuyorlar. Herkes neon şeritlerini yeterince
gördü mü? HAYIR mı? O zaman Ne a bakmanız için 2 saniyeniz daha var.
3203
Dersin deney kısmı, bitti. Buna çıplak gözle baktığınızda yani bütün dalga
boylarını karışmış olarak gördüğünüzde, en şiddetli olan dalga boyunu algılarsınız.
Gözlükle baktığımızda en şiddetli dalga boyunun turuncu renkli olduğunu gördük.
Neon bu yüzden hidrojenden farklı olarak turuncu renktedir.
3232
Aslında her bir hattı ayrı ayrı görebiliriz. Bu kadar havalı görünürken, sizi
bu gözlüklerlegörmekten daha hoş bir şey yok. isterseniz
çıkarabilirsiniz ya da asistanlar alana kadar odadaki ışığa bakabilir ve farklı
dalgaboylarını görebilirsiniz.
Tabii
bunu bulan ilk insanlardan çok uzağız. Bunu ilk kez keşfetmek çok heyecan
verici olsa gerek, biz keşfedemedik. Aslında, JJ Balmer, 1880lerde bir öğretmendi, hidrojen
atomunun bu hatlarını tanımlayan ilk kişiydi. Biraz
önce gördüğümüz hatların aynısını görmüştü. Devamlı
bir spektrum yerine her bir atom için özel olan bu hatları niçin gördüğünü
açıklayamadı. Ama biz şimdi biliyoruz, çünkü enerji seviyeleri hakkında biraz
önce konuştuk, bunların sadece izinli enerji seviyeleri olduğunu biliyoruz. ama o zamanlar JJ Balmer ın bunu bilmesi mümkün değildi,
aslında, bilmiyordu da. Ama yine de olan biteni açıklamanın sayısal bir yolunu
bulmuştu. Buradaki eşitliği geliştirdi. 3336 Bu eşitlikle, bu farklı hatların
dalga boylarını açıklayabildi, ¼ eksi
1/n2 , n burada tam sayıdır, bunu 3.29x1015 Hz ile çarparsak
hatların frekansı bulunabilir., n ye tam sayı
değerleri verildiği zaman 3, 4,5 gibi..bu eşitliğin doğru olduğunu buldu.3405 Asistanlar şimdi organize etmenize
gerek yok, hepsini içine koyun onunla sonra uğraşırsınız.
3408
Bu eşitliği kullanarak dalgaboylarını nicel olarak açıklayabildi fakat burada neler
olduğunu tam olarak açıklayamadı. Enerji seviyelerini öğrendikten sonra ve SE
yi çözdükten sonra burada neler olduğunu anlayabiliriz, Bu farklı renkleri gördüğümüzde onlarının
nereden geldiğini anlayabiliriz.
3429
Burada olan şu: hidrojen atomunda uyarılmış bir seviyeden daha rahat veya düşük
enerjili bir seviyeye geçiş oluyor. Ve gözlerimizle algılayabildiğimiz, spektrumun
sadece görünür bölgesi. Bu da son enerji seviyesinin n=2 olduğu anlamına
geliyor. Çünkü gördüğünüz gibi n=1 çok uzakta, enerji
seviyesi çok aşağılarda, yayımlanan ışığın enerjisi öyle büyük ki morötesi
bölgede gözlenebilmektedir. Bu ışınların frekansı yüksektir. Gerçekte bu
ışınları göremeyiz. Bizim göremeyeceğimiz kadar yüksek enerjiye sahip. Sadece
en son enerji seviyesinin n=2 olduğunda yayımlanan ışınları görebiliriz.
Bu
kırmızı hattı düşünecek olursanız, é nun bulunduğu baş kuantum sayısı ne
olabilir veya ilk enerji seviyesi ne olabilir? 3. Güzel. 3 olmalı, çünkü en
küçük enerji farkı ancak bu olabilir. Kırmızı görebileceğimiz en uzun dalga
boyudur. İkisi ters orantılı , n=3 olmak zorundadır.
Mavi-yeşil olana ne dersiniz? Evet, n=4 olmalı. Benzer şekilde, devam edip
öbürlerini de eşleştirebiliriz. Mavimsi mor olanda n=5 ve menekşe olan da n=6. Tekrar
ediyorum, çünkü menekşe UV bölgesine daha yakındır, en yüksek enerjiye, en
yüksek frekansa ve en kısa dalga boyuna sahiptir, aslında, burada gördüğümüz en
kısa dalga boyuna sahip hat ona aittir.
3616
JJ Balmer gördüğü hatları açıklamak için bir denklem geliştirdi. Biz burada tam
ters doğrultudan gideceğiz, bildiğimiz bir eşitlikten yola çıkarak, JJ
Balmer’in denklemini bulmaya çalışacağız. Bakalım yapabilecekmiyiz. Enerji
seviyelerini konuşmak yerine, bunları frekansla ilişkilendirebiliriz, çünkü biraz
önce gösterdiğimiz gibi, frekansın ilk enerji seviyesi eksi son enerji seviyesi
bölü/ Planck sabiti olduğunu biliyoruz. Burada ayrıca SE den gelen bir
eşitliğimiz var, bununla bağlanma enerjisini hesaplayabiliriz. bağlanma enerjisi = -RH/n2 dir.
3702
Buradaki
En terimini, ilk enerji seviyesi ve son enerji seviyesinde koyacak olursak
frekans eşittir 1/h [ -RH/n2i - -RH/n2s] olur. Bu
formülle JJ Balmer’ın gözlediği frekansları hesaplayabiliriz, formülü basitleştirirsek,
n
= RH/h [ 1/n2s -
1/n2i] olur.
3753
Spektrumun görünen bölgesi için, ilgili değerleri yerine koyarak hesaplama
yapalım Bunun için son enerji seviyesinin n=2 olduğunu biliyoruz, bunun karesi
olan 4 değerini formülde yerine koyarsak son eşitlik şöyle olur. Buna Balmer
serisi adı verilir. Böylece herhangi bir yüksek enerji seviyesinden n=2
konumuna inerken yayımlanan fotonların frekansını bulabiliriz. Bu eşitlik, son
enerji seviyesi 2 olan oldukça özel bir versiyondur.
Bulduğumuz eşitlik, Balmer eşitliğine tam olarak uymaktadır. çünkü
RH (redbörg) sabitini Planch sabitine bölerek yeni bir sabit elde ederiz. Bunu süslü R harfi ile yazabiliriz. 3846 Ama buna da Rydberg sabiti denilmektedir. Bu biraz kafa
karıştırıcı olabilir, ama aslında Rydberg sabiti bölü Planch sabiti anlamına
gelir ve 3.29x1015 Hz e eşittir. 3900 Balmer’in bulduğu eşitliği
hatırlarsanız, bu sayı bunlarla çarpılmıştı. Aynı eşitliği bulduk, ama enerji seviyeleri
arasındaki farkı kavramından yola çıkarak hesapladık.
Bazen
Rydberg sabitini farklı şekillerde görebilirsiniz, birimlerine dikkat etmelisiniz,
çünkü buradaki saniyenin tersi cinsinden verilmektedir. Diğer Rydberg sabiti 2.18x10-18
ise joule cinsindendir. Her ikisini de kullanabilirsiniz, hangisine ihtiyacınız
varsa onu kullanın.
3933
Hidrojen atomunun spektrumlarını konuşacak olursak, her serinin farklı isimleri
vardır. Bunların son
n değerleri farklıdır. Mesela, görünür bölgeden bahsettiğimizde, bu Balmer serisidir.
Yani yüksek enerji seviyelerinden n=2 seviyesine inen her geçiş Balmer serisine
aittir, hepsi spektrumun görünür bölgesine düşer. Lyman
serisinden söz edecek olursak son enerji düzeyi n=1 dir. Buradaki enerji farklarının
daha büyük olacağını biliyoruz. Bu da spektrumun UV bölgesine düşeceği anlamına
gelir. 4013 Tabi diğer yönde de gidebiliriz. Mesela son enerji düzeyi n=3 ise
buna Paschen serisi denir. Bunlar bu geçişleri ilk keşfeden insanların isimleridir.
Paschen serisi yakın IR bölgesine düşer, n=4 ise Brackett serisi dir, o da IR
bölgesindedir. Sanırım farklı isimleri olan birkaç seri daha var
. Bu isimleri bilmeniz gerekmiyor. Bunların içinde en önemlisi şüphesiz
Balmer serisi dir. Çünkü H atomunda sadece bu geçişleri gözle görebiliyoruz.
4051
Şimdi farklı frekanslar ve dalga boyları hakkında bildiklerimizi ilişkilendirebiliriz.
Darcy clicker sorusuna geçebilir misin? 4106 Daha önce çeşitli seviyeler
arasındaki emisyon geçişlerinden bahsetmiştik, şimdi absorbsiyon
veya soğurma geçişlerine, girmeden önce şu clicker sorusunu
cevaplayalım. Soğurma sizce ne anlama geliyor? H atomunun emisyon
spektrumlarından bahsetmiştik. İlk ve son enerji seviyelerinine göre 4 şıkkımız
var. Elektrona göre düşünecek olursak, é sizce enerji mi kazanıyor yoksa enerji
mi kaybediyor? 10 saniyeniz var. Hızlıca yapmalısınız.
4155.
Çok güzel. Emisyonun anlamı tam olarak bilindikten sonra soğurmanın ne olduğu yakaşık
olarak bilinebilir. Soğurma emisyonun tam tersidir. Burada yüksek bir enerji seviyesinden başlayıp düşük
enerji seviyesine inmek yerine, ışık soğurulduğunda, düşük enerji seviyesinden
başlanır ve enerji absorblayarak daha yüksek enerji seviyesine çıkılır. Elektron,
enerjisini foton seklinde vermez, bunun yerine, ışıktan enerji alarak daha yüksek
enerji seviyesine çıkar.
4231Şimdi
de kısaca fotonun soğurulmasından bahsedeceğiz. Yine aynı şeyi ifade ediyoruz. Bir
é düşük enerjili ve uzun dalgaboylu ışık soğurduğunda bir üst enerji düzeyine
geçer, buna karşılık bir é yüksek enerjili ve kısa dalga boylu bir ışık
soğurduğunda daha yüksek enerjili seviyelere geçebilir.
4257
Burada yine aynı ilişkiden bahsedeceğiz. Bu daha önce gördüğümüz Rydberg eşitliğine
çok benzer. Aralarındaki fark, burada n ilk ve n son yer değiştirmiştir. yani RH/h(1/n2ilk
-1/n2 son) Aklınızda tutmanız gereken şey şu: ister emisyon ister soğurma olsun, ışığın frekansı her zaman pozitif
bir sayı olmalıdır. Diğer bir değişe bu parantezin içindeki değer her zaman pozitif
olmalıdır. Kendi kendinize küçük bir sağlama
yapabilirsiniz. Bunu için n ilk ve n son değerlerini yazıp parantez içini
hesaplayın eğer eksi değer elde ederseniz n değerlerinin yerini değiştirin,
böylece frekans için pozitif sayı elde edilmiş olur.
4349
Bu Rydberg eşitliğini kullanarak örnek bir hesaplama yapalım. Emisyona geri dönelim,
çünkü biraz önce gördüğümüz emisyon hatlarından birinin
frekansını veya dalgaboyunu hesaplamak hoş olacaktır.
Şu
problemi yapalım. Hidrojen atomundan yayımlanan ışımanın dalga boyunu
hesaplayalım. n=3 seviyesindeki bir é n=2 seviyesine
inerse yayımlanan ışığın dalgaboyu ne olur?
4423
Yapmamız
gereken şey Ryderg formülünü kullanmaktır. Sınavlarda hem soğurma hem ışıma
için Ryberg eşitlikleri verilecektir, endişelenmeyin. Bunu kullanmak
istemiyorsanız bizim her zaman yaptığımız gibi türetebilirsiniz. Ama sınavlar
kısa olduğu için her seferinde böyle yapmanızı istemeyiz. Zamanınızı boşa
harcamamış olursunuz, eşitlikleri nasıl kullanacağınızı bilmeniz hala çok
önemli.
4458
Bu enerji farklarından frekansı hesaplayabiliriz. Frekans eşittir RH/h(1/n2
son -1/n2 ilk)..RH sabitinin diğer versiyonlarını
kullanarak bu eşitliği basitleştirelim, burada kullanabiliriz. frekans eşittir
süslü R (1/22 -1/32 )..frekans
şu şekli alır…frekans eşittir süslü R (5/36)…renkler genellikle dalgaboyu ile ifade
edilir, frekans ile değil. şimdi frekans yerine
dalgaboyunu hesaplayalım. Dalgaboyu eşittir C/nü, bu eşitliğe yukarıda bulduğumuz
nu değerini yerleştiririz. Böylece
Dalgaboyu
= 36C/5R = 36 x 2.998x108 m/s
/ 5x3.21x105 s-1
Yaptığımız
bu hesaplama sonunda, ışığın dalgaboyu 6.57 x10-9 m olarak bulundu, nanometreye çevirirsek 657 nm dir. İçinizde 657 nm nin ışığın hangi
bölgesine düştüğünü hatırlayan var mı? Rengi nedir? Kırmızı
Evet,
kırmızı bölgeye düşer. Bu umut verici. H atomunun spektrumunda, kırmızı bölgede bir
hat görüyoruz. Gördüğümüz bu hattın tam dalgaboyu 657 nm dir.
Aslında,
dalgaboylarını öngörmek için enerji seviyelerini kullanabilirsiniz, ve ışığın
gözlediğimiz bütün farklı dalgaboyları için bunu istersek yapabiliri
, ayrıca gözleyemesek bile ölçebileceğimiz bütün farklı dalgaboyları
için de bunu yapabiliriz.
4728
SE nin enerji kısmına göre yeniden gözden geçireceğiz. Bahsettiğim gibi, buradaki
psi dalga fonksiyonunu da çözebiliriz, zamanı gelince bundan biraz bahsedeceğiz.
Pazartesi günü dalgafonksiyonunun çözümünden başlayacağız.