Transkripti indirmek için - PDF
Bugün son tıklama
yarışması yapılacak. İlk soru yukarıda görülmektedir. Sizden istediğim tıklama
yarışması için bunu cevaplamanız. Şimdi başlıyorum. Uygulama 6 da iki kazanan
var. Diğer uygulamalarda 1 kişi kazanmış. Yani 2, 3, 5, 7 de bir kişi kazanmış.
Bugünkü yarışmada bunlardan bir kazanırsa, son şampiyonu belirlemek için tie break uygulayacağız, yani ilave soru soracağız. Ayrıca,
uygulama 1, 4, 9, ve 11 de, ilk kazananı arıyoruz.
Bugün son şansınız. Eğer onlar kazanırsa, son şampiyon olamayacak, fakat
paylaşabilecekler. Uygulama 2, 3, 5, 7, ve 10 son şampiyonluğu kazanamayacak. Bu uygulamaları
bozma şansınız var. Eğer beraberlik olursa, ilave sorular şimdiki
materyallerden olmayacak . Geçmiş materyallerden
olacak veya daha önce bahsettiğimiz şeylerden olacak. Bunu aklınızdan
çıkarmayın. Son kazananı belirlemek için..kimin
kazandığını size söyleyeceğim.
Uygulamacıların her biri, kendi kimya t-shirtlerini
alacak. Bazı okullarda, şüphesiz, buna bakıp oh diyebilirsiniz. Bunlar okul
takımı..ama MIT de, bu derse katıldığınız anlamına
gelir. T-şörtün arkasında MIT kimya bölümü yazıyor.
Farklı renkleri ve farklı bedenleri var.
222 Clicker yarışmasına başlayalım. İlk clicker
sorusunu cevaplayın. Aktivasyon enerjisi sıcaklığa bağlı mıdır? 10 saniye daha.
259 İlk kez için büyük bir ilerleme. Son derste bu soruyu sorduğumuzda başarı
oranı % 33 dü. Şimdi ise % 89. Evet, sıcaklığa bağlı değildir. Bugün aktivasyon enerjisi hakkında
biraz daha konuşacağız. Bugün kinetiği bitiriyoruz. Son
derste çok fazla değinemediğim materyallerden başlayacağım. Bu kısmı severim. Çünkü, daha önce öğrendiklerimizi biraz farklı bir yoldan
düşünmeyi severim. Derslere ilk başladığımızda
Le Châtelier İlkesinden bahsetmiştik. Çok sezgisel olmaması öğrencileri cesaretlendirmişti. Tekrar edelim. Le Châtelier
İlkesine göre denge halindeki bir sisteme bir dış etki uyguladığımız zaman, sistem
bu dış etkiyi en aza indirecek şekilde davranır. Amaç etkiyi minimuma
indirmektir. Bu şekilde düşünmek zor olabilir, aktivasyon
enerjisi engelini hayal etmek biraz daha kolay olabilir. Dış etkinin azatılmasını kafamızda
canlandırmak daha zor olabilir. Geri dönüp dış etkinin azatılmasını
konuşalım. Reaktif ilavesi veya ürünlerin ortamdan uzaklaştırılmasından
bahsetmiştik. Sıcaklık değiştiğinde dengedeki
bir tepkimenin kaymasını mantıklı bir şekilde izah etmeye çalışmıştık. Sıcaklık değiştiğinde bu tepkimenin kaymasına
mantıklı bir açıklama getirmeye çalıştık. Belli bir tepkimede sıcaklık
arttıkça, tepkimeye ilave edilen ısıyı kaldırmak için, tepkime
endotermik yöne doğru kayar. Bunları daha
önceden öğrenmiştik. Şimdi tamamen farklı bir yoldan düşünelim.
448 Bunu
tepkime koordinatı diyagramına göre düşünelim. Buradaki y ekseni üzerinde PE
harfleri vardır. Bu harfler ne anlama gelir? Potansiyel Enerji. Her iki diyagramda da y ekseni potansiyel enerjidir. İlk diyagram endotermik tepkimeye, ikinci diyagram eksotermik tepkimeye aittir. Şimdi
bunlara bir göz atalım. Endotermik tepkimede
reaktifler aşağıda, ürünler yukarıdadır, aralarındaki değer deltaE
ye eşittir. İleri yöndeki tepkimede aktivasyon enerjisi oldukça yüksektir. Şüphesiz
her tepkime için bazı bariyerler vardır. bunu aşmak
için kritik bir enerjiye ihtiyaç duyulur. Çünkü
moleküller birbirine çok yaklaşıken, tepkime
vereceklerse, bir tür ürün oluşur, bu araüründe bağların
yeri değişir ve yeniden düzenlenir, bunun için bir
miktar enerji gerekir. 539 Bir araya
geldiklerinde, bu enerjiye sahiplerse, tepkime
verirler ve ürün oluştururlar, yeterli enerjileri yoksa tepkime geri döner ve
reaktiflerine ayrılır. Peki bir tepkimenin olabilmesi
için sistemin sahip olması gereken sıcaklık ne olmalıdır? Tepkimenin sıcaklığı AE engelini yenecek kadar yüksek
olmalıdır.
Endotermik
tepkimede, ileri yöndeki AE yüksek, geri yöndeki AE si düşüktür. Eksotermik tepkimelerde, bunun tam tersidir, geri yöndeki
AE si düşük, ileri yöndeki AE yüksektir. Şimdide
DeltaE nin işaretlerine
bakalım. DeltaE nin işaretleri burada farklıdır. deltaE,
deltaH ile ilişkilidir. Sıvılar ve katılarda
birbirlerine oldukça yakındır, gazda ise biraz farklıdır, yaklaşık %1 veya 2
gibi. ısıalan tepkimede
deltaE nin işareti pozitiftir.
Çünkü deltaE = ileri yöndeki büyük AE- geri yöndeki
küçük AE dir. Bu da işareti pozitif yapar. Isıveren
tepkimede deltaE negatiftir. Çünkü deltaE için küçük AE den büyük AE sin çıkartırsanız negatif
değer elde edersiniz. Gördüğünüz gibi burada da
eşitlikler vardır ve bunları size vermeyeceğiz. Bunları
hatırlamanız gerekir çünkü bu diyagramlarda ne olduğunu anlamanızı sağlar.
Şimdi
sıcaklık arttıkça ne olacağını düşünelim. Sıcaklık
artarsa, moleküller tepkime bariyerini geçebilecek enerjiye sahip olur. Engel oldukça küçükse, sıcaklığa bağlı olmaksızın, moleküllerin
bu engeli geçebilmesi hiç zor olmaz. Ama bariyer büyükse, sıcaklık artışı büyük
bir fark yaratacaktır. Bunun bir benzerini kendi hayatınızda görebilirsiniz. Yapılacak
ufak bir şey varsa, hemen üzerine atlarız ve onu yaparız. Bu iyi bir şeydir.
Yapmanız gereken şey çok büyükse, ona başlamadan önce devamlı erteleriz.
Engel küçükse
bir problem yaratmaz. Ama bariyer büyükse, moleküllerin bu büyük engeli aşmasına
yardım etmek için sıcaklığı arttırmanız gerekecektir. Tepkimenin kayma yönüne
göre bunun ne anlama geldiğini düşünelim. 808
Isıalan tepkimede, sıcaklık artarsa, bu büyük engeli aşmak daha kolay
olacaktır. Burada ileri yöndeki engel daha
yüksektir, sıcaklığı artırırsanız moleküllerin bu engeli geçmesi daha kolay
olur, geri yöndeki tepki için bir sorun yoktur. Bu nedenle, sıcaklığı
arttırırsanız tepkime ürünler yönüne kayacaktır veya tepkime endotermik yöne kayacaktır. Bunu LeChatelier ilkesine göre
daha önceden biliyorduk. Ama şimdi yeni yolla
düşünerek bunun niçin doğru olduğunu irdeledik.
Isıveren
tepkimede, sıcaklığın artışı, yine daha büyük engelin aşılmasına yardım edecektir.
Burada daha büyük engel geri yöndeki tepkimeye aittir. Bu
nedenle ısıveren tepkimede sıcaklığı yükseltirseniz, tepkime reaktifler yönüne
kayar. Çünkü daha fazla molekül geri yöndeki engeli aşacak ve daha fazla reaktif
oluşacaktır. Tepkime reaktiflere doğru veya endotermik yöne doğru kayacaktır. Yine aynı şeyi söyleyeceğim, biz bunu zaten LeChatelier ilkesinden biliyorduk.
Ama bunun niçin doğru olduğunu başka bir yolla düşünmüş olduk. Büyük AE bariyerinde, hız sabiti sıcaklığa karşı çok
duyarlıdır. Büyük bir AE engeline sahipseniz,
sıcaklık artışı büyük bir fark yaratacaktır. Bu
engel büyükse, sıcaklığı arttırırsanız fark büyük olacaktır. Bariyer küçükse,
sıcaklık artışı büyük bir fark yaratmaz. Bunu diyagramların üzerinde de
irdeleyebilirsiniz.
Sıcaklığı bitirdik. Şimdi
kataliz ve katalizörlerin kullanılması ile ilgili olarak konuşmaya devam
edelim. Tepkime hızına etki eden faktörleri bir hatırlarsanız, katalizörler
hariç listedeki her şeyden bahsettik. Bu nedenle bugün katalizörleri
anlatacağım.1013 Katalizörler, tepkimeyi hızlandıran maddelerdir, fakat
tepkimede kullanılmazlar ve tepkime sonunda kalıcı bir değişime uğramazlar. Sadece
tepkimeyi hızlandırması için ilave edilirler. Katalizörler,
bu nedenle, genel denkleştirilmiş eşitlikte yer almaz. Katalizörün ne yaptığına
bir bakalım. Bunu yine potansiyel enerji
diyagramı üzerinde görelim. Burada yine
reaktifleri ve ürünleri deltaE değerini ve AE bariyerini
görüyoruz. Yukarıda gördüğünüz katalizörsüz bir tepkimenin AE engelidir. Bu geçiş halidir veya aktifleşmiş komplekstir.
Reaktifler önce bu bariyeri geçerek aktifleşmiş kompleks
oluştururlar ve yeterli enerjileri varsa bu engeli geçerek ürünler yönüne
ilerlerler. Katalizör ilavesinde, ne olur? Bu
enerji engeli düşer. bu mavi çizgi, yeni AE engelidir.
Katalizörlü tepkimenin AE dir. Katalizörlü tepkimenin yeni geçiş halidir. Engelin azalması, ileri yöndeki tepkimenin AE in azaltır,
çünkü AE değişmiştir. Benzer şekilde geri yöndeki AE si de değişmiştir.
Katalizör hem ileri yönde hem de geri yöndeki AE sini azaltmaktadır. Diğer bir
değişle, Katalizör aktifleşmiş kompleksi veya geçiş
halini daha kararlı hale getirir. Burada, Katalizörsüz tepkimenin aktifleşmiş kompleksin potansiyel enerjisinin daha yüksek olduğu
görülmektedir. Katalizör ilavesinde aktifleşmiş kompleksin
potansiyel enerjisi azalmaktadır. Bu katalizörün
ne yaptığını farklı bir şekilde ifade etmektir. Katalizör
tepkimenin termodinamiğine etki etmez ama tepkimenin kinetiğine etki eder. Eğer termodinamiğini düşünecek olursak, genellikle deltaG sine bakarız. Şimdi
bana ne düşündüğünüzü söyleyin. Serbest enerji, ∆G, hal fonksiyonudur,
yola bağlı değildir, bu nedenle, katalizör
varlığında denge sabitinin ne olacağını söyleyiniz. 10 saniyeniz kaldı. Çok
iyi. Denge sabiti değişmez. DeltaG ve denge sabitine
etki etmez. Sadece tepkime hızına etki eder. Katalizörün
tersi inhibitördür. Dersin sonunda bundan biraz daha bahsedeceğim. İnhibitörler,
tepkime hızını azaltır ve bazen de durdurur. Bunu AE ni
arttırarak yaparlar. Şimdide katalizör tiplerine
bir bakalım. Homojen Katalizörlerde reaktif ve katalizörler aynı fazdadır. Buna örnek olarak, kloroflorokarbonlar ile O3 tabakasının azalması
verilebilir. ABD nin yüz yüze geldiği büyük bir çevre
sorunudur. Kloroflorokarbonların yasaklanması ile ilgili olarak, pek çok
müzakere yapıldı. neyin ozon tabakasına
daha çok etki ettiği, verilerin gerçekten ne ile ilgili olduğu hakkında
tartışmalar yapıldı. Sanırım, müzakereler hala devam ediyor. Pek çok kişi bunun
ciddi bir sorun olduğunu düşünüyor. Yönetmeliklerin düzeltilmeye gerçekten
ihtiyacı var. Bu bir örnek. Bu durumda bunların hepsi
gaz fazındadır ve homojen katalizördür.
Bir de Heterojen
Katalizörler vardır. Bunların fazları farklıdır. Çevre ile ilgili başka bir
örnek verelim. Katalitik konvertörler (dönüştürücüler)
Heterojen Katalizörlerdir. Burada katı metal
yüzeyi vardır. Platin, paladyum ve rodyum gibi metaller gaz tepkimelerini
katalizler. hidrokarbon
ile CO gazlarının yükseltgenmesini katalizler. Ayrıca azot oksit gazlarının
indirgenmesini katalizler, bunların hepsi çevre kirliliğini azaltır. Bunlar
heterojen katalizörlere örnektir. 1601 şimdi bunların nasıl çalıştığı ile ilgili
kısa bir film görelim.
Bu filmde görülen, gri
renkli şey bir metal yüzeyidir. Bu metal yüzey, H2 deki hidrojen
bağlarını kırar. Burada H2 bağlarının henüz
kırılmış halini görüyorsunuz. Bir H burada
diğeri H oradadır. Bu hidrojenler tepkimeyi
hızlandırır. Sonra eten molekülü gelir, bir
tarafına bir H, diğer tarafına diğer H bağlanır, böylece etan
molekülü oluşur. H2 bağını kırarak tepkime hızını arttırmış olur. Bu
heterojen katalizöre bir örnektir.
Hepinizin tahmin ettiği
gibi, benim en favori katalizör tipim enzimlerdir. Bunlar hayatın
katalizörleridir. Enzimler proteinlerden
oluşmuşlardır. Çoğu protein molekülleridir-RNA dan yapılmış enzimler de vardır-fakat çoğu protein
molekülleridir. Molekül büyüklüğü genel olarak 20,000 g/mol
veya daha fazla olabilir. Bunlar spesifik
tepkimeler oluşturma yeteneğine sahiptirler. Bunlar amino
asitlerden meydana gelmişlerdir. Buna kısaca bir
göz atalım. Amino
asitler, hem amino grubuna hem de karboksil grubuna sahiptir. Karboksil grubunda bir alfa karbonu vardır ve bunun
üzerinde yan zincirle bulunur. Kısaca R harfi ile gösterilirler. 20 farklı
tipte R grubu vardır. En basit R grubu H dir. Ayrıca hidroksit vs. de bulunur. 1739 bunlar proteinlerin alfa zincirini oluştururlar,
20 farklı türde olabilirler. Birbirlerine peptit
bağları ile bağlanırlar. Peptit
bağını oluşturmak için bir amino asitin karboksil grubu ile diğer amino asitin amino
grubuna bağlanır. Bunlardan 100lercesi birbirine
bağlanarak bir enzim kompleksi oluştururlar. Ayrıca amino asitlerden
oluşmuş uzun zincirler katlanarak, karmaşık yapılar oluştururlar. Buradaki resimde her bir renkli bölümünde yaklaşık
200 amino asit vardır.Bu bir
tetramerdir. Burada 4 bölge vardır- yeşil, kırmızı, sarı ve mavi. bunlara
kurdele diyagramı adı verilir. Bu kurdeleler alfa sarmalını göstermektedir. Beta
iplikleri uzundur. Alfa karbonlarının pozisyonunu izler.
Bu yapının tamamı 90 A x 70 A x 50
A büyüklüğündedir. 1A, 10-10 m dir. Bunlar
oldukça küçüktür. Bunlar vücudumuzda bulunan protein molekülleridir. Bu
proteinlerden özellikle biri antibiyotik yapan bir enzimdir. Bu antibiyotik Fosfomisin
dir ve burada görülmektedir.
Fosfomisin, bir
antibiyotik kombinasyonu içinde staf
enfeksiyonların ve bazı zor enfeksiyonların tedavisinde kullanılır. Daima, beni
çok ilgilendiren şeyler hakkında konuşurum. Büyük tehlike olan pek çok şey
vardır. Bunlar hakkında çok endişe etmem. Antibiyotik direnci, gerçekten çok
endişe ettiğim bir şeydir. Sanırım, bu problemlerin konuşulduğu pek çok
toplantıya katıldım. Antibiyotiğe direnç gösteren farklı tür bakterilerin
artışı oldukça hızlandı gibi görülmekte. Direnç kazanma eskiye göre şimdilerde
çok daha fazla. Gerçekten eskiden yoktu, Sanırım yaklaşık 1980 lerde yeni antibiyotikler piyasaya çıktı. Hala aynı
antibiyotikleri kullanıyoruz ve bağışıklık sistemi bu antibiyotiklere direnç
göstermeye başladı. Sanırım bu çok tehlikeli. Farmasötik
endüstrisi bundan sonraki antibiyotikleri üretecek yeterli paraya sahip değil.
Biyolojik savaş için bu bir problem değil. Ama bu durum
olası. Ayrıca hastanelerde, ameliyat olabilirsiniz, ameliyat iyi geçse
bile, enfeksiyon alma tehlikesi var ve bunun için
endişelenebilirsiniz. Hastanelerde hayatınızı riske atıyorsunuz. İster kalp probleminiz
olsun, ister kanser olun, bağışıklık sisteminizden ödün vereceksiniz. Çoğu kez
insanlar doğrudan kanserden değil, tedavi edilemeyen bakteri enfeksiyonlarından
ölüyor. Bu gerçekten büyük bir problem. Bütün bu
problemler hakkında sizi bilgilendirmeyi severim. Belki gelecekte bunları
çözebilirsiniz. Gerçekten önemli gördüğüm şeylerden biri buydu. İçinizden
birilerinin bunlar üzerinde odaklanmasını arzu ederim. Çünkü gerçekten farklı
tür antibiyotiklere ihtiyacımız var veya bu ülkede ilaçla tedavi yöntemini
değiştirmemiz gerekebilir. Bu durumda direnç çok önemli bir sorun olmayacaktır.
OK. Bu enzim antibiyotik yaparlar
ve bundan hoşlanırız.Şimdi bunların nasıl çalıştığına
bakalım. Bu tepkimeleri yapması için aminoasitlerin belli bir seride nasıl
katlandıklarını konuşalım.
Şimdi bazı yeni isimlendirmelerle
karşılaşacağız. Bazen insanlar biyokimya dünyasına girdiklerinde, tedirgin
olurlar, çünkü ne anlama geldiğini bilmedikleri pek çok kelime vardır. Aslında
çoğu bilinmez değil. Bunlar zaten bildiğiniz şeylerle ilgili. Şimdi bazılarını
vereceğim. Reaktifler hakkında konuşursak, enzimlerdeki reaktiflere substrat adı verilir. Yani Reaktif moleküllerinin diğer
bir adıdır. Substatın enzimde bağlandığı yere aktif merkez adı verilir. Enzimin
bir parçasıdır, çünkü onun kimyasını oluşturur. Bunlar biyokimyada sıkça
duyacağınız iki terimdir. Enzim E harfi ile gösterilir, ona bağlanan subsrata S deriz, bunlar enzim-substat
kompleksi oluşturur ve ES ile gösterilir, buna ES
komplesi adı verilir. ES enzim-subsrat kompleksi,
enzim ve ürün oluşturur, Ürün P harfi ile gösterilir. Biyokimya
kitaplarında bakarsanız, hepsinde bu kısaltmaları görebilirsiniz. Bunları
çizerek göstermek daha açıklayıcı olabilir, kariyerimin büyük kısmında proteinlerin
üç boyutlu yapısını belirledim. Bu kıvrımlı yapıyı tarif etmek benim için can
sıkıcıdır. Yine de yapmalısınız. Burada substrat
enzim kadar büyüktür. Ama genellikle bu doğru değildir. Ama bu bir çizimdir. Burada substrat enzime bağlanıyor ve bir ES kompleksi
oluşuyor. Sonra enzim ürün oluşturmak için substratın
kulaklarını ters yöne çevirir ve ürün serbest bırakılır.
Bu bir mekanizmanın yazılmasına
göre oldukça basittir. Bundan sonra yapacağımız şey, bunları mekanizma şeklinde
yazmaktır. Şimdiye kadar sınıfta pek çok mekanizma yazdık. Burada mekanizmanı yazılmış halini görmektesiniz. Buradaki
ifadeler, şimdiye kadar
öğrendiğiniz şeylerin hem kimya hem de biyokimya ile ilgili
olduğunu göstermektedir. Zaten, 5.111 dersinin alanlar biyokimya ile ilgili pek çok
şey biliyor.
2328 Bu
mekanizmada iki adım vardır. ilk adımda enzim subsrata bağlanır
ve bir araürün olan ES kompleksi oluşur. İkinci adımda ES
kompleksinden enzim ve ürün oluşur. İlk adım tersinir ikinci adım tersinmezdir.
2346 Bu toplam
mekanizmadaki her bir adımının hızlarını belirlememiz gerekir. Çünkü bunlar toplam
mekanizmadaki elementer tepkimelerdir veya adımlardır . Bunların
hız eşitliklerini doğrudan yazabiliriz.
2402 İlk adımda,
ileri yönde hız sabiti nedir? k1 X peki derişimler nedir? E nin derişim X S nin derişimi. Biyokimyada ne yapacağınızı biliyorsunuz. Geri yöndeki hızda hız sabiti nedir? K-1 X ES. İkinci adımda, hız sabiti nedir?
K2 X ES.
Şimdi ürünün
oluşum hızını konuşalım, gördüğünüz gibi bu d[P]/dt ile
ifade edilir ve üründe oluşan değişimdir, burada ikinci adıma eşit olmalıdır,
yani k2X [ES]. Gördüğünüz gibi ES bir
araüründür. Hız ifadesini veya hız eşitliğini,
reaktif, ürün veya hız sabiti cinsinden ifade etmemiz gerekir. Yani bu araürün için çözmemiz gerekir.
CLICKER SORUSU ES araürünü çözmemiz için ne yapmamız gerektiğini söyler
misiniz? 10 saniye daha.
2642 Çok
iyi. Bunu nasıl bulacağımıza bir
bakalım. Bunu çözmemiz için araürün
oluşum hızı tüketilme hızına eşit olmalıdır. ES ilk adımda ileri yöndeki
tepkime oluşur ve +k1xExS e eşittir; sonra
ES nin bozunması birinci
adımda geri yöndeki tepkimede oluşur ve -
k-1xExS e eşittir, ikinci adımda da araürünü kullanılır ve - k2xES e eşittir.
2721 Tekrar
edelim, araürünün oluşması eksi bozunması
eksi kullanılmasıdır. Şimdi, kararlı hal yaklaşımını kullanabiliriz. Kararlı
hal yaklaşımı, bu derste yaptığınız kimya problemlerine olduğu kadar
biyokimyaya da uygulanır. Kararlı hal yaklaşımına göre, burada yazdığımız terimler
sıfıra eşit olabilir. 2745 Bu yaklaşımda araürünün,
oluşma, bozunma ve kullanılma hızları sıfıra eşittir. ayrıca şöyle de ifade edebiliriz. “Araürünün
oluşma hızı eşittir bozunma hızı artı kullanılma hızı” dır.
Özetle, burada yazdıklarımız sıfıra eşittir. Bunun benzerini daha önce
yapmıştık. Daha önceki gibi şimdi ufak bir değişiklik yapacağız. 2817 Bu değişiklik kolaylık sağlar. Bunları reaktifler, ürünler ve hız sabitleri
cinsinden çözebiliriz, fakat gerçekte ES yi serbest
enzimden ziyade, toplam enzime göre çözmek daha kolay olur. Daha önceden
serbest enzime göre çözmüştük. Fakat çoğunlukla, ne kadar serbest enzim
olduğunu bilemeyiz, veya enzimin ne kadarının subsrata bağlandığını bilemeyiz. 2845
Ama koyduğumuz toplam enzimi biliriz. fakat ne kadarının bağlı olduğunu bilemeyiz. Deney yapanlar için bunu toplam enzime göre çözmek
daha kolaylık sağlar. Burada yapacağımız şey, serbest enzim yerine, toplam
enzim – bağlı enzim terimini koymaktır. Şimdi deneyciler için daha kolay olan bu
değişikliği yapalım. 2918 Burada daha önce
yaptığımızı terimleri. Bu ifadedeki E yerine
(E0- ES) terimini koyalım. İlk terimdeki E yerine (E0- ES) koyulmuş
halini görüyorsunuz. Yine S terimi ile çarpılmıştır. K1xE0XS – k1xESXS geri
kalanı aynıdır. Böylece E teriminden kurtulduk.
Şimdi ES için çözebiliriz. Bu ifadenin son halidir. Şimdi bu ifadeyi yeniden
düzenleyelim. 3000 Eşitliğin bir tarafında ES terimlerini, eşitliğin diğer tarafına diğer terimleri koyalım. Böylece
eşitlikte ES ler bir tarafta toplandı. Diğer tarafta
k1 E0S terimi kaldı. Şimdi bu ifadeyi ES için çözelim. [ES](k1[S]+k-1
+ k2) = k1[E]0[S] bir adım daha gidelim. Böylece ES derişimini,
toplam enzim, subsrat ve hız sabiti cinsinden çözmüş
olduk.
3046 şimdi biraz
farklı olan başka bir şey yapacağız. Biyokimyada önemli olan Km terimi ile
tanışacaksınız. Km , Michaleis-
Menten sabitidir. Km = geriyöndeki hız sabiti k-1 + k2/ k1 dir.
Şimdi bu yeni terimi
ifadede yerine koyalım . Km terimini diğer ifadede yerine koymak için, paydadaki k-1 +k2 terimini k1 e bölmemiz
gerekir. Bunu yapmak için her şeyi k1 e bölelim. Böylece pay da k1 [E0][
S]/k1 terimi , payda
da bu terimler oluşur. Şimdi bunları
sadeleştirelim, çünkü epey k1 terimi var,
payda ki k1 ler birbirini götürür, benzer
şekilde paydadaki k1 ler de birbirini götürür.
Böylece ifade epeyce sadeleşmiş oldu. Toplam enzim X substat/
substat + Km elde edildi. Bu ifade önceden elde
ettiğimiz ifadeden çok daha iyi. 3222 şimdi bu son ifadeyi ilk önce elde
etiğimiz hız eşitliğine koyalım. Burada ürünün oluşum hız ifadesini
görmektesiniz. K2x[ES]. Buradaki araürünü yerine
biraz önceki toplam enzimli, substatlı
ve Km li ifadeyi koyalım, yani hepsini k2 ile
çarpalım. Böylece Michaelis –menten
eşitliği elde edilir. Daha önce yaptığımızla bunun arasındaki fark, burada toplam
enzimi ayrıca Km terimini kullandık. Bu eşitlik daha çok, biyokimya araştırmalarında
kullanılır, özellikle de enzim kinetikçileri kullanır. Bunu enzim kinetiği
yönünden düşünelim. Burada ürün oluşum hızının subsrat derişimine karşı çizilen
grafiği görülmektedir. Önce yukarıya
doğru oldukça dik bir şekilde gider, belli bir değerden sonra sabitleşir.
Burada ne olduğunu düşünelim. Eğer subsrat düşükse, ortamda yeterli S yoksa,
S ilavesi, hızı önemli miktarda arttıracaktır, daha fazla ürün elde edilecektir.
ürün oluşum hızı artar, çünkü pek çok enzim serbesttir ve S ile tepkime verebilir. hızdaki bu artış, bir noktadan sonra durur. Daha fazla S ilave ederek, S derişimini
arttırsanız dahi, hız çok fazla değişmez. Hız en üst sınıra gelmiştir. Buna “enzim doymuştur” denir. Koyduğumuz enzimin
tamamı subsrata bağlanmıştır. Daha fazla substat ilavesinde enzim bu substata
bağlanmaz, başka bir molekülü ile meşguldür. Enzimin aktif merkezinin tamamı
doludur. Daha fazla bir şey olmaz. Bu tür bir grafiği enzimlerde ve enzim
kinetiğinde sıkça görebilirsiniz. Bunu bir de Michaelis –Menten eşitliği göre
düşünelim.3437 Önce S derimi Km
değerinden çok daha büyük olsun.
Eşitliğin paydasında, S ve Km terimlerinde S termi,
Km den çok büyük olursa ne olur?Km terimine ne olur? Km ihmal edilebilir. Sonra
S terimleri de birbirini götürür. Böylece ifade oldukça basitleşir. Ürün oluşum
hız eşitliği = k2xE0 a eşit olur. Buna Vmaksimum
deriz ve tepkimenin maksimum hızıdır. 3528 Bu şartlarda, S değeri, Km den çok
büyüktür. İfade basitleşir k2 hız sabiti X
toplam enzim olur. Tepkimenin hızı maksimum olur. Diğer bir değişle, Vmaks = k2X toplam enzimdir. Bu eşitlik size sınavda
verilecektir. Ne olur? Olanlar grafiğin üst
kısımda görülmektedir. Yani S derişimi Km den daha büyük olduğunda maksimum hız elde edilir. Tepkime hızı
ile maksimum hız aynıdır, yani en üst sınırdadır, doymuştur. böylece
bu tepkimenin maksimumu hızını hesaplayabilirsiniz.
Şimdi de Substat derişimi Km e eşit olursa ne olacağını düşünelim.
Paydaya bakalım. Km terimi yerine S
koyarız, eşitliği yeniden düzenleriz burada sadeleştirme yapalım. İki S terimi
birbirini götürür. S = Km olduğunda ürün
oluşum hızı ½ k2 [toplam enzim derişim] olur. Diğer bir değişle maksimumu hızın
yarısıdır. Km teriminin tanımını şöyle yapabiliriz: maksimum hızın yarısındaki subsrat derişimi dir. 3727 Eğer hızınız maksimum hızın yarısı ise, buradaki substrat derişimi size Km değerini verir. Maksimumu hızın
yarısında Substrat derişimi Km ye eşittir. Bunun ne
anlama geldiğine bakalım. Vmax buradadır. Vmax in yarısında , bu değerin yarısında, Vmax
in yarısındaki substrat derişimi Km ye eşit olur.
Bunu grafikte
görelim. En yukarda gördüğünüz,Vmax,
maksimum hızdır. Bu maksimum hızın yarısında, burada ortadaki nokta, Km substat derişimine eşit olur.
3813-3845 Çalışacağınız
kitaptaki problemler oldukça kısadır. Yapacağınız problemler çoğunlukla, size
bilgi verecektir ve hesaplamalar da oldukça basittir. Bazen şöyle der: bu
tepkimenin Km değerini hesaplayın. Bu maksimum hızın yarısındaki substat derişimidir. Yani Km bir substrat derişimidir. Bu türden pek
çok problem, size bilgi verecektir. Ve tanımların
ne olduğunu bilmeniz gerekir.
Şimdi bir örnek
yapalım. Bu örnekte, kandaki tampondan bahsediyoruz. Kandaki pH değişimini tamponlayan tepkime
karbonik anhidraz enzimi tarafından katalizlenmektedir. Michaelis –menten sabiti ve k2 bilinmektedir. Enzim derişimi 5x10-6
M olduğunda tepkimenin maksimum hızı ne olur? hesaplayınız.
Son 10 saniye.
4052 Çoğunuz
yapmış. Burada, Vmax in toplam enzim derişimi X k2 ye
eşit olduğunu hatırlamanız gerekiyordu. Burada çok az kişinin Km değerini işaretlemesi
sevindirici. Enzim kinetiği ile ilgili ilave problemler webe postalanacak,
burada problem tiplerini görebilirsiniz, yaptıklarımıza benziyor, oldukça
basitler. Km tanımını hatırlarsanız, Vmax eşitliği size verilecektir, enzim/kinetik
problemlerini kolayca yapabilirsiniz. Çoğunlukla şu tip sorular sorulur: yüksek
subsrat derişiminde, hız
niçin çok fazla artmaz? Grafikte en üst sınır ne anlama gelir
? açıklayınız.
Veya bir grafik çizmenizi, düşük substat derişiminde ve yüksek substat
derişimde ne olduğunu anlatmanızı isterim. Bunlar size sorulacak enzim kinetiği
ile ilgili soru tipleri ve oldukça da basit.
Şimdi enzim inhibisyonu konusuna kısaca değinelim. Katalizin ham
tersidir. Enzimin aktif merkezine substrat yerine
inhibitör bağlanır. Bunlar oldukça basittir. İnhibitör, bazen subsrata veya geçiş kompleksine çok benzer, enzime bağlanacaktır. Eğer bir inhibitor enzimin aktif merkezine girerse, fiziksel olarak substat bağlanamaz. çünkü S
gireceği yer işgal edilmiştir. S gelir ama hiçbir yere bağlanamaz. Çok sayıdaki
farmasötik çalışmalarında, mekanizma budur.
Enzim
inhibitörlerini tasarlayan insanların düşündüğü şeylerden biri, tepkimedeki
geçiş halini kararlı hale getirmektir. Geçiş haline benzeyen bir inhibitör yapacaksanız,
inhibitör enzime diğer substratlardan veya ürünlerden
daha sıkı bir şekilde bağlanmalıdır. Farmasötik endüstrisi şunları bilmek ister: geçiş hali neye
benzer? geçiş haline benzeyen, enzimin aktif merkezine
bağlanan ve enzimin çalışması engelleyen bir molekülü nasıl yaparız? Bunlar farmasötik kimyanın uğraş alanlarıdır.
Bir dakikalığına
geri dönüp grafiğe tekrar bakalım. Daha önceki notlarımızda, geçiş halinin
katalizörle daha kararlı hale geldiğinden bahsetmiştik.
aynı zamanda Enzim de geçiş halini karalı hale
getirecektir. Geçiş haline çok benzeyen bir ilaç
enzime oldukça sıkı bağlanacaktır. HIV enfeksiyonunu tedavi etmek için yapılan ilaçların
arkasındaki prensiplerden biri budur. Son hafta
bahsettiğim, dünya AIDS gününde, HIV araştırmalarında, kinetiğini anlamanın çok
önemli olduğu vurgulanmıştır. HIV hastalarına
verilen pek çok ilaç Proteaz inhibitörü dür. Proteaz, adı verilen bir
enzimi inhibe eder. İsmin sonunaki
–az takısı onun enzim olduğunu gösterir. Proteaz ise
proteinleri parçalar anlamına gelir. Peki bu enzim
nasıl çalışır? Diğer proteinlerdeki peptit bağlarını kırar. Bir
tür aktifleştirilmiş su molekülü veya bir hidroksit molekülü peptit
bağındaki karbonil grubuna saldırır, dörtyüzlü bir araürün
oluşturur, bu yapı çöker ve peptit bağı kırılır. Proteazın peptit bağlarını parçalar. Proteaz
inibitörleri bu parçalamayı önler. Proteaz inhibitörleri dörtyüzlü araürüne
benzer. Proteazın aktif merkezine bağlanır ve tepkime
vermesini engeller. Bu dörtyüzlü bir araürün ise açılar, farmasötik
firmaları ilaçlarında bu açıyı arar, kaç derece olmalıdır? 109.5, evet. 4530 Kararlı dörtyüzlü araürün
bir molekülüde herhangi bir yerde bulunabilir ve
aktif merkeze bağlanır ve katalizini önler. Şimdi geliştirilmiş bir HIV ilacını
örnek olarak vereceğim. Burada görülmektedir. Bu dörtyüzlü kısım, enzimin aktif merkezine bağlanır
ve enzim bu tetrahedral araürünü
parçalayamaz, yani enzime bağlandıktan sonra, enzim artık çalışamaz. Çünkü ilaç oraya tam olarak oturmuştur ve subsratın bağlanmasını engeller. Bu
bileşikler ile pek çok çalışma yapılmaktadır. Burada enzimin aktif merkezinin bir resmi
görülmektedir. İnhibitör enzimin aktif merkezine bağlanmıştır. Pek çok firma, proteaz ın aktif merkezine
oturabilecek daha iyi inhibitör bulmaya çalışmaktadır.
Tepkime
mekanizması bilgileri yeni tedavilerin uygulamasına imkan
sağlar. Bununla,yani
proteazlarla ilgili bir soru, 4638-4642 pek çok proteaz vardır, HIV de sadece biri yer almaz. diğer bir problem bunun spesifikliği
ve toksisitesidir. Bir ilacın sadece bir enzime etki
etmesini isteriz, bu kategorideki bütün enzimlere değil. Farmasötik
endüstrisinde bu oldukça büyük bir problemdir.
Clicker
soruların sonucunda beraberlik geldi. Bunu şu anda yapamayız. Justin bölümü. Beraberliği kırmak için bir soru soracaktık.
Ama şu anda kullanıma hazır değil. Onları tahtaya yazalım. Daha düşük bir
teknik kullanacağız. Bugünkü sonucu gösterecek. Çarşamba günü, son derste, --aman
tanrım çok
yakın. Uygulama6, ikinci kez, bu bereberliği kırmaya
çalışalım. Gözen geçirme ve değerlendirme yapacağız.