Transkripti indirmek için - PDFF= -e2/(4pe0r2)
ifadesinde r sonsuza giderken F nin değeri ne olur?
22 Bu soru Çarşamba günü öğrendiğimiz bilgilere
dayanmaktadır. İki tanecik arasındaki etkileşimleri tanımlamak için Coulomb
Kuvvetleri Yasası hakkında konuşuyorduk. aferin,
iyi iş .çoğunuz doğru yapmış
35 burada gördüğümüz iki yüklü tanecik, +1 ve -1
arasındaki kuvvettir, yani çekirdek ve electron arasındaki kuvvet. Bunun basit bir örnek olduğunu biliyorum, ve herkesin doğru
yaptığını görüyorum, sanırım kimse tıklatıcı hatası yapmamış.
55 Bu sınıfta bir şeye dikkat çekmek istiyorum, genel
olarak, bir olayı açıklayan eşitlik gördüğünüzde, (buradaki, kuvvet eşitliği
gibi), onu önce esas denklemde yerine koyarak kontrol etmeniz iyi bir fikirdir. Bu nedenle, buradaki eşitliğe
sonsuzu koyup eşitliği çözdüğümüzde, şüphesiz kuvvetin sıfıra gideceğini göreceksiniz.
118 fakat bu problemi ayrıca nitel (yani kalitatif) olarak
da yorumlayabilirsiniz, elektron ve proton arasındaki kuvveti sadece nitel
olarak düşünebilirsiniz. Elektron ve proton birbirlerine yaklaştıklarında, birbirlerini çekerler,
çünkü zıt yüklere sahiptirler, fakat birbirlerinden gittikçe uzaklaştıklarında çekim
kuvveti de gittikçe azalır ve sonunda sıfıra yaklaşır.
140 Zihinsel kontrol yapmak her zaman iyidir, (dersler
ilerledikçe), her zaman şunu hatırlayın, bir eşitlik var olabilir ve bu eşitlik
için genelde iyi bir neden de bulunabilir. Cevabı bulmak için önce nitel bilgilerinizi kullanın,
cevaplarınızı her zaman matematik yoluyla çözmenize ve ve sayısal bir değer
bulmanıza gerek olmayabilir. 154 bugünkü ders notlarına başlayalım
159 Bahsettiğim gibi, bıraktığımız yerin biraz
gerisinden başlayalım, atomu tarif edelim ve klasik mekaniği kullanarak, atomda
çekirdek ve elektronların birarada nasıl tutulduğunu görelim. Bugün bu tartışmayı sonlandıracağız,
şüphesiz atomda ne olduğunu anlamak için kullandığımız klasik mekaniğin başarısızlığına
değineceğiz. 222 sonra yeni bir tür mekaniğe, kuantum
mekaniğine geçeceğiz, gerçekten, bu (mekanik) atomik büyüklükte, yani nm veya
angsröm boyutlarındaki çok ufak taneciklerde ne olduğunu tarif edebilecek.
239 Kuantum mekaniğinin geçerli olması, buna karşılık klasik mekaniğin
iflasının nedeni, klasik mekaniğin maddenin hem dalga hem de tanecik özelliğini
dikkate almamasıdır, madde de ışık gibi hem dalga hem de tanecik özelliğine
sahiptir. 253 Önce biraz geriye gidip, sonra kuantum
mekaniğini tanıtacağız, ışığın dalga özelliğini, dalganın karakteristik özelliklerini,
sonra ışığın tanecik özelliğini göreceğiz. Buna bir
örnek olarak fotoelektrik olayı anlatacağız.
306 En son, proton ve elektron arasındaki etkileşimi tarif
eden kuvvet kanununu konuşuyorduk, ve bana uzaklık
sonsuza gittikçe, kuvvetin sıfıra yaklaştığını söylemiştiniz. 320 bunun yerine, uzaklık sıfıra giderse ne olur? uzaklık sıfıra giderse kuvvete ne olur?
327 evet, aslında kuvvet sonsuza gider, özel olarak da
eksi sonsuza gider. eksi sonsuz kuvveti bir düşünelim, bu eşitlikte r = 0
değerini yerine koyarsak eksi sonsuz elde edilir: bir kural olarak eksi işaret kuvvetin
yönünü belirtir ve tanecikler birbirini iterek uzaklaşmaz, biraraya gelir
anlamına gelir.
345 iki tanecik arasındaki kuvveti düşünecek olursak
Coulomb kuvvetini kullanabiliriz.
Bu yasa kuvvetin uzaklığın bir fonksiyonu olduğunu söyler;
ama şunu söylemez, zaman geçtikçe bu uzaklığa ne olur? eğer atomu tanımaya çalışıyorsak bunu bilmek isteriz ,çünkü
r zamanın bir fonksiyonudur .
407 fakat klasik hareket eşitliğinin varlığı bir
şanstır. Klasik hareket
denklemi electron ve çekirdeğin nasıl yer değiştirdiğini veya yarıçapın zamanla
nasıl değiştiğini tarif eder. 420
klasik hareket denkleminin nasıl olduğunu bilen var mı?
425 İkinci hareket kanununa gidelim. Kuvvet = kütle çarpı ivme dir. Bazı çok hızlı sayfa çevirenler cevap verdi.
435 Bu yasa bize kuvvetin ivmenin bir fonksiyonu olduğunu
söyler, ama biz yarıçapın fonksiyonunu bilmek isteriz. Bu nedenle hızın
zamana göre birinci türevini alırız, böylece kuvvet = kütle X (dv/dt) olur. Bunu
ilerletip ikinci türevini alırız ve kuvvet için şu eşitliği elde ederiz
457 bu iki eşitliği birleştirmek için, bu kuvvet
ifadesini Coulomb kuvvet kanununda yerine koyarız
508 Bu diferensiyel eşitliği elde ederiz, farklı yer
(r) ve farklı zamanda (t) kuvvetin ne olduğunu bulmak istersek bu denklemi
çözeriz
517 hepiniz buradaki matematik derslerinde
diferensiyel eşitlikleri çözecek fırsatı bulacaksınız, bu kimya dersinde bunu yapmayacağız. Daha sonraki kimya derslerinde bu diferensiyel
eşitlikleri çözeceksiniz, fakat bunun yerine bu derste size diferansiyel
eşitliğin çözümünü anlatacağım. 532
burada yapacağımız şey şu: r için başlangıç değeri alacağız, burada 10 Angstöm
alındı, atom için oldukça iyi bir yaklaşım, çünkü atom çapına yakın bir değer, 544 yani, 10 A
den başlayıp bu değeri diferensiyel eşitlikte yerine koyalım ve çözelim, sonuçta
r sıfıra giderken zaman 10 üzeri eksi on saniyeye (10-10 s) eşit
olur.
559 nitel olarak bunun ne anlama geldiğini düşünelim
veya r nin gerçek anlamı nedir? Newton
mekaniği ve Coulomb kuvvet kanunu bize ne söyler? Cevap: Electron 0.1
nanosaniyede çekirdeğin içine gömülmelidir. 618 ama burada
bir sorun var. çünkü matematik ile hesapladıklarımız deneysel gözlemlerimize tam
olarak karşılık gelmemektedir. Aslında matematiksel
öngörülerin test edilmesinde çeşitli güçlükler çıkar, pek çok insan tek bir
matematiksel öngörüyü test etmek için yıllarını verir. Fakat sanırım hepimiz,
bu öngörüyü burada test edebiliriz, Hepimiz, bütün atomların nanosaniyeden daha
az bir zamanda derhal çökmeyeceğini görebiliyoruz.
656 şimdi söylediğim “ atom
çok kısa bir zamanda çökmelidir” sözünü biraz düşünelim. 704 Buna
göre ya Coulomb kuvvet kanununda ya da Newton mekaniğinde bir problem olması
gerekir. 713 Buradaki sorun hakkında siz ne
düşünüyorsunuz?
718 Sorun Newton mekaniğidir, Çünkü Newton mekaniği
çok küçük boyutlarda geçerli değildir. Söylediğimiz gibi, Newton mekaniği, görebildiğimiz şeyler için
geçerlidir, ölçülemeyecek kadar küçük şey için bile geçerli
olabilir. Fakat atom boyutuna gelince ihtiyacımız olan şey
maddenin dalga özelliğini de dikkate almamızdır. Daha sonra öğreneceğimiz
gibi, atomic boyutlarda klasik mekanik geçerli değildir. Ihtiyacımız olan şey kuantum
mekaniği dir. QM çok küçük boyutlardaki molekül davranışlarını kesin olarak
açıklayacaktır.
801 Bahsettiğim gibi, kuantum mekaniğinde en önemli
nokta maddeye sadece tanecik gibi değil (tam burada yaptığımız gibi) aynı
zamanda dalga gibi yaklaşır. Maddeye ışık gibi muamele eder.
Kuantum mekaniğinde ikinci önemli nokta şudur, ışığı ayrı
ayrı paketler halinde, küçük enerji paketçikleri şeklinde düşünür ve bunlara
“foton” adı verilir. Burada ne olduğunu düşünecek
olursak, ikinci noktada, ışık fotonlardan ibarettir demek ile ışık tanecik
özelliği gösterir demek aynı şeydir.
Bu çok önemli bir noktadır, bunu ayrıca ele alacağım,
bundan sonraki derslerde tekrar değineceğim.
843 Şimdi elektron ve çekirdeğin birarada nasıl tutulduğunu
düşünmek için yeni bir yöntemimiz var. Bu QM dir, atomu tarif etmek ve atomun
davranışlarını anlamak için bu yeni yöntemi kullanabiliriz. Fakat bunu yapmadan önce, biraz
geriye gitmemiz daha mantıklıdır, hala aynı noktada olduğumuzu fark edelim.
QM niçin bu kadar önemlidir? QM
nasıl uygulanır? özel olarak “ışık hem dalga
hemde taneciktir” ifadesi ne anlama gelir?, benzer şekilde “madde hem dalga hem
de tanecik özelliği gösterir” ne demektir? Bunların hepsinin
ne anlama geldiğini bilmek isteriz. 916 ışığın dalga özelliğini
tartışmaya devam edeceğiz, Cuma ya kadar atomun QM
uygulamasına değinmeyeceğiz, fakat bu arada ışığın ve maddenin dalga tanecik
ikiliğini anlamaya çalışacağız
933 Işığın bazı özellikleri üzerinde konuşarak
başlayalım, bunlar, bütün dalgalar için, ışık dalgaları da dahil, geçerlidir. Bizim için resmedilmesi en kolay olan dalga türü,
deniz dalgaları veya su dalgalarıdır, çünkü bunları görebiliriz,fakat bütün
dalgalar benzer özelliklere sahiptir, bildiğiniz gibi bazı özellikleri
periyodik olarak değişir, su dalgaları hakkında konuştuğumuzda, tartıştığımız
özellik tam su seviyesidir.
1001 örneğin burada ortalama bir seviye vardır
(pointer işaretliyor), dalga daha yükseğe veya daha düşüğe gidebilir. Ses dalgalarını da tartışabiliriz, bazı özellikleri
tam bir periyodik değişimdir, bu durumda yoğunluğu dikkate alırız, ses dalgalarında yüksek
yoğunluklu ve düşük yoğunluklu bölgeler vardır.
1020 dalga türlerine bakmaksızın, çok kullanılan bazı
dalga tanımları mevcuttur ve bunları bilmemiz gerekir. İlki genliktir, bir dalganın
genliği ortalama düzeyden sapma miktarıdır. Orta düzeyi sıfır olarak
tanımlarsak hem artı hem de eksi genliğimiz olur. Bazen
insanlar problem çözümlerinde karıştırırlar, maksimum ve minimum arasındaki
uzaklığı genlik olarak tanımlarlar, fakat aslında bunun yarısıdır, yani sadece
orta düzeyden sapma miktarıdır.
1053 burada konuştuğumuz ışık dalgalarıdır ve ışık
dalgaları da diğer tür dalgalarla aynı özelliğe sahiptir, bazı özellikleri
periyodik olarak değişir.
Işık dalgalarını tartıştığımızda, aslında konuştuğumuz şey
ışığın kendisidir yani elektromagnetik ışımadır. Elektromagnetik ışıma, elektrik
alanının periyodik değişimidir.
1117 Sudaki periyodik değişme yerine, buradaki hava
yoğunluğunun periyodik değişimidir.
Elektrik alanı hakkında konuşuyoruz, elektrik alanın ne
olduğunu biliyor musunuz?
1129 Bu Coulomb kuvvetinin geçerli olduğu bir alandır,
düşüneceğimiz önemli şey onun periyodik değişimidir. Elektrik alanının herhangi bir
yerine yüklü parçacık koyduğumuzda parçacık şüphesiz çekildiği yöne doğru
gidecektir. Fakat burada düşüneceğimiz şey farktır,
dalganın burasında bir parçacık varsa, parçacık bu doğrultuda gidecektir.
fakat şunu unutmayın, dalgaların sadece genliği değil aynı
zamanda yönüde bulunmaktadır. eğer
elektrik alanın veya dalganın alt tarafına bir parçacık koyarsanız, elektrik
alanı diğer doğrultuda olacaktır, koyulan parçacık diğer tarafa itilecekdir.
1207 fizik dersinden bildiğiniz gibi, yayılan bir
elektrik dalgası aynı zamanda ona dik bir manyetik alana
sahiptir, bu derste kimya problemlerinin çözümünde bu kavramı kullanmayacağız, burada
sadece elektrik alan vektörü üzerinde odaklanacağız, çünkü ışığın elektron gibi
yüklü parçacıklar ile etkileşime giren kısmı burasıdır.
1232 büyük bir ihtimalle aşina olduğunuz,ayrıca gözatmanızı istediğim, dalganın diğer bir özelliği de
dalgaboyudur. dalgaboyu yanyana iki maksimum
arasındaki uzaklıktır, şüphesiz aynı zamanda iki minimum arasındaki uzaklıktır.
Kısaca, bir dalga üzerinde herhangi bir noktayı alın, dalga üzerinde
bir sonraki nokta arasındaki uzaklığa dalgaboyu denir. Ayrıca bir dalganın frekansını konuşacağız, frekans birim
saniyedeki çevrim (veya salınım) sayısıdır. Bir çevrim, basitçe, tam bir dalga boyunun salınım sayısı
anlamına gelir. bazen bir saniyede 5 defa
salınır, o halde bu dalganın frekansı saniye başına 5 dir (yani 5 s-1) . Burada ne olduğunu, grafik haricinde, matemetiksel olarak da
tanımlayabiliriz. Bir dalganın matematiksel ifadesine bakarsak, tekrar
ediyorum daha önce de bahsettiğim gibi, burada sadece elektrik alanı
tanımlıyoruz, manyetik alanı değil,
1340 Elektik alanını x ve t nin fonksiyonu olarak
tanımlayabiliriz, E(x,t) = a cos[2px/l-2pnt]. Buradaki yunan harfi nü dür, v değil . buradaki E elektrik alanı gösterir, 1413 x nedir?
1416 evet, dalganın yeridir. 1419 t nedir?
1421 evet zamandır. Şimdi
dalgayı hem yer hem de zamanın bir fonksiyonu olarak konuşabiliriz, fakat bu dalgayı
görüntülemek istersek- mesela bunu grafiğe almak istersek, bunun en kolay yolu
iki değişkenden birini- yani x veya t yi -sabit tutmaktır. Mesela, eğer zamanı sabit tutarsanız eşitlik çok daha basit olur, çünkü
sağdaki terimin üzerini çizebiliriz. 1459
böylece elektrik alanı, uzaklığın bir fonksiyonu olan a çarpı cos (2 px/l) olur. Böylece grafiğe
veya eşitliğe bakarak dalganın farklı özellikleri üzerinde düşünebiliriz. mesela dalga hangi noktada
maksimum genliğe sahip olabilir? Bunun için, cos argümanını bire eşitleyecek bir değere ihtiyacımız
var ve bu noktada maksimum genlik a ya eşit olur. Kısaca belli bir zamanda dalgaboyu sıfır veya tamsayı değeri alabilir.
Mesela, buradaki eşitliği kullanarak eksi dalgaboyu, veya artı
dalgaboyu, veya dalgaboyunun iki katı olduğu değerleri bulabiliriz.
Çünkü bu eşitlikte x e çeşitli değerler vererek dalgaboyu terimini yok
edebilirsiniz, geriye tamsayı çarpı pi terimi kalır.
1604 matematiksel olarak a yı nasıl elde edeceğimizi
gördük, ayrıca bunu bulmak için grafiğe de bakabiliriz, daha önceden de
bahsettiğim gibi, maksimum genliği verecek bir dalgaboyunu çözebiliriz. 1619 hemen denkleme bakalım, buradaki a terimine bakarak genliğin maksimum olduğu yeri yükseklik
cinsinden bulabiliriz. 1630
ayrıca herhangi bir dalganın şiddetini bulabiliriz, çünkü şiddet genliğin karesidir.
1636 dalga eşitliğine veya grafiğe bakarak bir ışığın parlaklığını
veya şiddetli kolayca bulabiliriz. 1643 bunun için benzer şeyi yaparız, uzaklığı
sabit tutmak yerine, x için 0 değerini alıp formülde yerine koyarız, sonra
elektrik alanını t nin fonksiyonu olarak düşünerek ilk teriminin üzerini
çizeriz ve geriye genlik çarpı cos 2pi nü t kalır.
[a cos (2 pnt)]. 1711 tekrar aynı şeyi yapabiliriz, genlik ne zaman
maksimum olur? cos terimi 1 e eşit olduğu zaman. 1724 mesala -1/nü veya
sıfır ve +1/nü olduğunda
grafiğe bakalım ve maksimumların tam olarak nerede olduğunu
görelim. 1736 1/nü kullandığımız başka bir terimdir ,
dalganın periyodudur ve periyot tam olarak frekansın tersidir. 1744 frekansı düşünürsek, birim zamandaki çevrim sayısıdır, örneğin
saniyedeki çevrim sayısıdır. Halbuki peryot bir
çevrimin olması için gereken zamandır. 1758 frekans
birimlerini konuşacak olursak, en çok saniyedeki çevrim sayısını kullanırız.
1805 saniyenin inverse veya tersi olarak yazılır.
Genellikle buna Hertz (hört) denir, Hz ile gösterilir. Saniyede 5 çevrim hakkında
konuşuyorsak, 5 s-1 veya 5 Hz yazabilirsiniz. Şunu aklınızdan çıkarkmayın,
Hz saniyenin inversi değildir, saniyedeki çevrim sayısıdır. 1819 Saniyede
X metre giden arabamız hakkında konuşuyorsak X metre HZ gitti diyemeyiz, saniyede şu
kadar metre gitti demeniz gerekir, bu
gerçekten sadece frekans birimidir. frekans ve dalga
boyu terimlerini biliyoruz, sıra
dalganın hızına geldi, özellikle ışık hızına . hız tam olarak alınan
yol bölü / geçen zaman dır ve dalga için
bu terimleri biliyoruz .1857 burada alınan yol tam olarak dalga boyudur. 1903 burada
bir dalganın ne kadar zamanda yol aldığını düşünmemiz
gerekir çünkü dalga yer değiştirmez fakat zaman içinde ilerler. 1911 bir dalganın aldığı yol veya dalga boyu lambda ya eşittir,
1918 bir dalga hareketi için geçen zamanı bilen var mı? 1925 mesela frekans
veya periyot?evet periyottur. 1935 bir periyot bir
dalganın ilerlemesi için geçen zamandır, diğer taraftan, periyot 1/nü veya 1/frekans
tır , şimdi hem alınan yolu hem de geçen zamanı biliyoruz, bunu hız ifadesinde
yerine koyarsak, hız eşittir lambda bölü 1 bölü nü , ifadeyi yeniden yazarsak
hız eşittir lambda çarpı nü
2000 birimi metre bölü saniye veya nanometre bölü
saniyedir. 2006 şimdi hız, dalga boyu ve frekans arasındaki ilişkiyi veren bir
eşitliğimiz var, ayrıca, bir dalganin frekansını ve dalgaboyunu bildiğimiz
sürece hızını bulmak mümkündür. 2020 electromagnetic
dalga, electromagnetic ışıma ve hız hakkında oldukça özel bir durum vardır. Electromagnetic ışıma sabit bir hıza
sahiptir ve buna ışık hızı adı verilir. 2037 Kısaca c ile gösteririz, bu Latince celeritas teriminden gelir, anlamı hız
veya sürat tir. Lise yıllarımdan hatırladığım dört veya beş
Latince kelimeden biridir. Işık hızını hatırlamak faydalıdır,
değeri 2.9979 x108 m/s dir. tekrar tekrar kullandığınız için kolayca
hatırlayabileceğiniz sabitlerden biri budur. Yine de unutma
ihtimaline karşılık sınavda bu değeri vereceğiz.
2113 Şüphesiz bu hız çok yüksektir, yaklaşık saatte 700
milyon mil kadar. Buna bir bakış
açısı getirecek olursak, ışığın dünyadan aya gitmesi için geçen süre nedir?
Herhangi bir tahmin var mı? 8 saniye,
oldukça iyi bir tahmin, başka tahmin var mı? gerçekten
ışığın dünyadan aya gitmesi için geçen süre 1.2 saniyedir. Oldukça
yüksek bir hızdır. Diğer taraftan ışık hızını
bildiğimiz için, ayrıca frekans ve dalgaboyu birbiri ile ilişkili olduğundan
birini bildiğimizde diğerini de bilmiş oluruz.2207 şimdi tıklatıcı sorumuza
geçebiliriz.
Farklı türdeki dalgalara bakalım, onların frekans ve
dalgaboyları hakkında bilgiler verilmiş. A ve B ışık dalgalarını şimdi ekranda görüyorsunuz.
Frekans ve dalgaboyu arasındaki ilişki bilginize dayanarak, hangi
ifadenin doğru olduğunu bulunuz.
2306 son 10 saniye. tamam, çok iyi. Pek
çoğumuzun bildiği gibi A ışık dalgası daha kısa
dalgaboyuna sahiptir. Bunu grafiğe bakarak kolayca
görebiliriz. Burada iki maksimum arasındaki uzaklık
daha kısadır, bu nedenle daha kısa dalga boyuna sahiptir, buna bağlı olarak
daha yüksek frekansa sahip olacaktır. 2328 Bildiğiniz
gibi dalgaboyu ve frekans arasındaki ilişki tersdir. Ayrıca
ışık hızını biliyoruz, dalgaboyu daha kısa ise belli bir zamanda daha fazla
dalga geçecektir ve frekansı daha yüksek olacaktır.
2343 notlarımıza geri dönebiliriz, farklı türk ışık
dalgalarının ne anlama geldiğini bir düşünelim, burada bir ışın demeti
görülmektedir, bu ışıkların dalga boyları ve frekansları bilinmektedir. 2359 mesela bütün radyo
dalgalarının dalga boyları oldukça uzundur ve frekansları düşüktür, halbuki daha kısa dalga boylarına gidecek olursak,
x-ışınları ve kozmik ışıkların frekansları yüksektir.
2419 Bütün bu farklı tür ışıklar hakkında biraz bilgi
sahibi olmak önemlidir. Bu ışıkların frekanslarını ve dalgaboylarını hatırlamak zorunda
değilsiniz, fakat genel sıralamalarını bilmek zorundasınız. Birileri size UV ışıklarını veya x-ışınlarını soracak olursa,
x-ışınlarının daha yüksek enerjili ışık olduğunu bilmelisiniz. Bu önemlidir. 2445 Bu farklı tür ışıkları düşünecek
olursak, mikrodalga ışını moleküller tarafından absorblanır, belli bir frekans
ve enerjide ise molekülleri döndürür ve şüphesiz ısı üretir. Mikrodalganın kullanım amacı budur.
2458 kızılötesi veya infrared ışınlarını ışınları
konuşacak olursak, daha yüksek frekanslı ve daha kısadalgaboylu ışınlardır, IR
ışınları moleküller tarafından absorblanırsa enerjisi molekülleri titreşirmeye
yeter. 2512 Daha yüksek frekanslarda, görünür bölge ışınları
ve bütün UV ışınları vardır. Bu ışınlar bir molekülün
üzerine gönderilirse ve yeterli enerjiye sahipse moleküldeki elektronları daha
yüksek enerji seviyesine uyarır, atomdaki enerji
seviyelerini konuştuğumuzda bunlar daha anlam kazanacaktır, gördüğünüz
floresans ve fosforesanstan sorumlu olan ışınlar UV ışınlarıdır. Bir şeyi siyah lamba veya başka bir şey kullanarak daha üst enerji
seviyesine uyarırsanız, rahatlamak isteyecek ve tekrar geri dönecektir, bu
esnada yeni dalgaboyunda bir ışık yayınlayacaktır, ki bu ışınları görebiliriz.
2551 x ışınları
yüksek frekanslı ışıklar olmasına rağmen, moleküller tarafından absorblanır, elektronlar
uyarılır ve molekülü terk ederler, bunun molekülün bütünlüğüne nasıl zarar
verdiğini görebilirsiniz, x-ışınlarının zararlı olmasının nedeni budur, moleküllerden
elektronların gitmesi iyi sonuçlar doğurmaz, çünkü çeşitli mutasyonlara neden
olur ve bunun olmasını istemeyiz. 2616 en yüksek enerjili olanlar gama ışınları ve kozmik ışınlardır. Görünür
bölgedeki ışınların bağıl sıralamasını bilmek oldukça kolay olabilir, çoğunuzun
anaokulundan kalma anıları vardır. Hatırlayalım, mor
en uçtadır, en kısa dalga boyuna yani en yüksek frekansa sahiptir.
2641 ışık setleri hakkında ilginç bir gerçek-ki buna
çok aşinayız- şudur: Görüş üzerinde düşünecek olursak, görüşümüz gerçekte
logaritmiktir ve yeşil frekans etrafında merkezlenmiştir. Bu
kırmızı lazer ışık yerine, yeşil ışık kullanmış olsaydık, şiddetleri aynı olsa
bile yeşil ışığı daha parlak olarak görecektik. 2703 bunun
nedeni gözümüzün bu yeşil frekans seti etrafında logaritmik merkezlenmesidir.
2712 frekans ve dalgaboyu arasındaki ilişkiyi
kullanırsanız, neler olup bittiğini daha iyi anlarsınız, az sonra ayrıca enerjileri ile de
ilişkilendireceğiz bu çok daha bilgi verici olacaktır. Şimdi MIT deki pek çok
gruptan birini, farklı floresans moleküller üzerinde çalışan professor Bawendi nin grubunu tanıtacağım. Bawendi kuantum benekleri üzerinde çalışmaktadır, Kuantum benekleri yarıiletkenlerin çok çok küçük kristalleridir,
büyüklükleri 1-10 nm arasındadır,üzerine UV ışığı gönderildiğinde, oldukça
farklı ve ilginç özellikler gösterir, fakat, burada sözünü ettiğimiz şu, onları
UV ışığı ile uyarırsanız bazı elektronlar üst enerji düzeyine uyarılır, geri
geldiklerinde ışık yayımlar, bu ışıkların dalgaboyları kuantum beneklerinin
boyutuna bağlıdır . 2808 burada el ile çizilmiş kuantum
beneklerine bakabiliriz, ayrıca bir çözeltide süspansiyon halinde bulunan
gerçek kuantum beneklerinin resmi bulunmaktadır, UV ışığı ile aydınlatımızda beneklerin
büyüklükeri ile değişen geniş bir renk skalasında çok güzel renkler
görebilirsiniz. kırmızı
beneğe baktığımızda şunu bilebiliriz, bu kırmızı benektir, daha uzun
dalgaboyuna sahiptir çünkü frekansı daha düşüktür. 2844 benzer
şekilde, birileri bu beneklerinin maviye
kaydığını söylerse, beynimiz otomatik olarak size bunun daha yüksek frekansa
kaydığını söyleyecektir. Bu benekler gerçekten ilginçtir, eminim bu
resme baktığınızda bunların farklı biyolojik ve sensor uygulamalarını hayal
edebilirsiniz, mesela, farklı protein etkileşimleri üzerinde çalışmayı
deniyorsanız, bunları farklı renkteki kuantum benekleri ile işaretlemeyi düşünebilirsiniz
veya bunların farklı floresans teknikleri vardır, bu benekleri kullanarak bu
farklı teknikleri uygulayabilirsiniz veya invivo
sensor olarak nasıl kullanılabileceğini düşünebilirsiniz, toksik olmadığı
sürece vücuda alındığında nasıl faydalı olacağını düşünebilirsiniz. 2922 bunlar, Bowendi grubunun üzerinde alıştığı konular, özellikle farklı
beneklerinin sentezi üzerinde uzmanlaşmışlardır, bir
sentez şemasına sahipler ve dünyadaki diğer araştırma grupları bunu kullanmaktadır. Bowendi grubu hem MIT de hem de farklı okullardaki insanlarla
ortaklaşa çalışır, bunların biyokimyasal uygulamalarından bazıları MIT deki professor Alice
Ting ile onun laboratuvarında yapılmaktadır. 2947 burada şuna
işaret etmek istiyorum, quantum mekaniğinini anlatırken, quantum mekaniğinin
pek çok özelliği bu kuantum benekleri üzerinde doğrudan uygulanabilir, bu
açıdan kuantum benekleri gerçekten çok iyi bir örnektir. ilginizi çekerse, ders
notunuza Bowendi labaroratuvarının web sitesini ekledim. 3095
ayrıca prof. Bowendi geçenlerde The Tech
dergisi ile bir görüşme yaptı. İçinizde bu mülakatı dergide
gören var mı? 3011 son haftalarda 3 veya
4 görüşme yaptı, eski sayılarına ulaşabilirsiniz, linkini websitesine koydum,
tam olarak araştırmaları hakkında değil, aynı zamanda öğrenciykenki hatıralarını
da içeriyor, tavsilerde bulunuyor. Okuması oldukça ilginç,
MIT profesörlerinden birine ait olması daha iyi.
3033 (önceden konuştuğumuz gibi) dalganın önemli
özelliklerinden biri frekans ve dalgaboyu arasındaki ilişkidir. 3040 dalganın diğer önemli bir
özelliği, bütün dalgalar için geçerli olan iki dalga arasındaki üstüste binme
veya girişimdir. 3049 dalgalara
ve onların fazlarına bakalım, aynı faz
şu anlama gelir, maksimum ve minimum noktaları aynı pozisyondadır, yani iki
dalganın maksimumu ve benzer şekilde minimumu üst üste gelir. Buna yapıcı girişim adı
verilir. 3103 yapıcı girişim ile
tam olarak şunu demek istiyoruz, bu iki dalga birlikte hareket eder, maksimumları iki katı büyür ve minimumları iki katı
küçülür.
3114 ayrıca şu durumu da hayal edebilirsiniz, burada
birinin maksimumu diğerinin minimumu ile üst üste gelir. 3123 ekranda gördüğünüz tıklatıcı
sorusuna geçelim. 3131 OK tamir
edilebilir mi? 3138 (gülme) teşekkürler. 3141, bu odanın
yenilenme çalışmaları
hala devam ediyor. Zıt fazlı bu iki dalgayı
toplarsanız ne olacağını söyleyin. 3205 hepiniz burada ne olduğunu niçin düşünmüyor?
Uygulamayı düşünmekle başlayalım. 3208
çalışmayacaksa ders notlarına geri dönelim, 3218 OK doğru cevap düz çizgi,
olacaktı. Herkesin cevabı bu muydu?
3223 OK, çok güzel, bunu çizmenizi istemedim, notlarınızdaki
pozitif üst üsüste binme yapıcı girişimdir, 3233 Sanırım herkes düz çizgi
çizebilir, yokedici veya yıkıcı girişim olduğunda ne olduğunu çizin. 3242 yokedici girişim, şüphesiz, ekstrem bir durumdur, fakat,
tamamen aynı hizada ve zıt fazda olmayan iki dalga arasındaki durumu
resmedebilirsiniz. 3251 bu durumda, yine bir dalga elde edersiniz, biraz
daha büyük fakat tam iki katı değil, ondan biraz daha küçük
3256 Sanırım, girişim hakkında düşünmenin en kolay
yolu aslında ışık dalgaları değildir, bazen, ses dalgaları
üzerinden düşünmek daha kolaydır, özellikle de yokedici girişim ile
ilgiliyseniz. 3307 İçinizde Albert Hall konser salonuna giden
var mı? Orada bir tür ölü nokta vardır, çok iyi
işitemezsiniz. iki koltuk öne gittiğinizde ses aniden
patlar, bu odada bu durum yok. 3319 böyle bir girişim deneyimi olan var mı?
3322 Böyle bir deneyimim var, burada olan şey yokedici
girişimdir. 3321 Bir salon tasarlanırken böyle bir
şeyin olmamasını sağlamak gerekir. 3355 Şimdi başka bir konser salonu
göstereceğim. 3333 Bu Boston senfoni salonu dur, bu senfoni
salonuna gideseniz kötü koltuk veya ölü koltuk deneyiminiz olmayacağını garanti
ediyorum. 3347 dünyadaki akustik konser salonlarından en iyi 2 veya üç
tanesinden biri dir. 3353 yokedici girişimleri veya ölü sesleri minimize edecek
şekilde çok iyi tasarlanmıştır.3400 öğrenci
bütçesine göre uygun, salonda en kötü koltuğa oturabilirsiniz, ne olduğunu
göremeseniz bile öndeki koltuklar kadar iyi duyabilirsiniz
3414 yokedici girişime diğer bir örnek, kulaklıklardır.Bunları hiç
bir zaman denemedim fakat onları kullananları gördüm. 3418 buradakinin, gürültü
giderici kulaklık olduğunu sanıyorum önce çevre gürültüsünü alırlar, kulaklıkların
içinde pil vardır, bu çevre gürültüsünü yok edici girişim yapacak ses dalgası üretir, böylece taktığınızda sessizlik sağlanacaktır,
burada gördüğünüz oldukça pahalı bir kulaklıktır.
3441 sonuç olarak ışık dalga gibi davranır, ses de dalga gibi davranır, ikisi de aynıdır. 3450 ışığın
dalga gibi davrandığı 1900 lerden önce bilinmekteydi, bu kadar
emin olmalarının sebebi, bunları gözlemleyebiliyorduk, örneğin ışığın kırınıma
uğradığını görebilirdiniz, ışığın diğer dalgalarla yapıcı ve yıkıcı girişimler
yaptığını görebilirdik. 3508 Bunlar görüntülenmiştir ve
doğrulanmıştır. fakat bu sıralarda, Thomson elektronu keşfetti, bu esnada devam
eden bazı gözlemler vardı. 3521 evreni anlayış tarzımızda en kafa
karıştıranı, ışık ile ilgili yapılan bazı gözlemlerdi ve ışığın dalga özelliği
ile açıklanamıyordu, ışık tanecik gibiydi ve photoelectric etki belkide bunun
en açık örneğiydi.
3538 photoelectrik olay şuydu, çeşitli metalleriniz
varsa, herhangi birini alırsanız, üzerine belli frekansta ışık yollarsanız, bir elektron
koparırsınız ve elektronun kinetic enerjisini bulabilirsiniz, çünkü hızını
ölçebiliriz. kinetic enerjinin 1/2mv2 ye eşit
olduğunu, ayrıca Thomson sayesinde elektronun kütlesini biliyoruz.
3606 bu ilginç bir gözlemdi, henüz rahatsız edici
değildi, fakat önemli bir şeye işaret ediyordu, metalin bir eşik frekansı vardı,
her metal farklı eşik frekansına sahipti. öyle ki metale ışık yolladığınızda, ışığın
frekansı eşik frekansından düşükse hiç bir şey olmuyordu, hiç elektron fırlamıyordu,
metalin üzerine eşik frekansından daha büyük bir frekansta bir ışık gönderdiğinizde
ise elektron kopuyordu.
3639 insanlar bu gözlemi yapıyordu, fakat o zamanlar hiç
anlamı yoktu. çünkü klasik fizikte ışığın frekansı ile enerjisi arasında herhangi
bir ilişkiyi tanımlanmamıştı, bir metalden kopan en düşük enerjili elektronlar
için bir eşik frekansının aşılması gerekiyordu. 3704 burada ne olduğunu grafik ile gösterebiliriz,
buldukları şey şuydu: metalden kopan elektronları sayıyorsak ve eşik
frekansının altında isek ve hiç bir şey göremezdik. 3722 Eşik
frekansının üzerinde ise aniden elektronların koptuğunu görürdünüz, ancak,
kopan elektron sayısı ile frekans arasında gerçekten hiç bir ilişki yoktu.
3735 o zamanlar bunun insanlar için bir anlamı yoktu çünkü
frekans ile kopan elektron sayısı arasında bir ilişki olmalı diye düşünüyorlardı,
çünkü gelen frekans fazlaydı kopan elektron sayısının da fazla olması
beklenirdi, fakat gördükleri bu değildi. 3751 photoelectric olay ile ilgili her şeyi çalışmaya
karar verdiler. 3746 Bir noktada, birisinin parçaları birleştirmesini ve
ne olduğunu açıklamasını ve bu olayı aydınlatmasını umut ettiler. 3802 (Bir şey yaptılar) elektronun kinetik enerjisini ölçmek
kolaydı, ışığın frekansını fırlayan elektronların kinetic enerjisine karşı
grafiğe geçirdiler. Ders notlarınızda ve bu slaytlarda
klasik fiziğin öngörüsünü göstermek istedim.--bundan sorumlu değilsiniz, zaten bunu tartışmadık- insanlar bu gözlemi yaparken bir sürpriz ile karşılaştılar. 3828 ilk gözlemde ışığın frekansı ile kopan elektronların kinetik
enerjisi arasında doğrusal bir ilişki buldular. 3838 Bunun insanlar için
bir anlamı yoktu, Bu olayı, şu grafikte görebilirsiniz, eşik enerjisinin
altında hiç bir şey gözlenmez
3848 bu kinetik enerji ve frekans ile ilgiliydi, bundan
sonra bakmak istedikleri şey ışık şiddeti ile kinetic enerji arasındaki
ilişkiyi görmekti. 3900 kinetik enerji ile şiddet arasında bir ilişkinin olmasını
bekliyorlardı. Çünkü bir ışığın şiddeti ne kadar
yüksekse, enerjisinin de o kadar yüksek olduğu sanılıyordu, bu elektrona
transfer edilen enerjinin daha fazla olması anlamına geliyordu fakat gördükleri
hiç böyle değildi. 3918 gördükleri şey şuydu, frekansı sabit tuttuklarında,
elektronun kinetik enerjisinde bir değişme olmuyordu, şiddeti ne kadar arttırırsanız arttırın hiç bir şey değişmiyordu. 3934 şiddet ile bir ilişki bulabilmek için fırlayan elektronların
sayısı ile başka bir deney yaptılar, bekledikleri şey bir ilişki bulmaktı.
3950 burada, şiddet ve elektronların kinetik enerjisi arasında değil ama şiddet
ile elektron sayısı arasında doğrusal bir ilişki gördüler. 4000 o zamanlar bu
deneylerin bilimadamları için hiç bir anlamı yoktu, gerçekten bu deneylerin
hepsi yapılmıştı, birinin bunları kullanması için ileri bir tarihe ertelendi, bu kişi Einstein
dı. Einstein geldi, hepsini bir araya getirdi ve bir açıklama
getirebildi. 4023 Einstein bütün farklı tür metalleri aynı grafiğe koydu ve bazı gözlemler yaptı,
burada gösterdiğimiz Rb , K, Na gibi,
metal üzerine gelen ışığın frekansını ile metalin yüzeyinden kopan
elektronların kinetik enerjisi arasında bir grafik çizdi. 4050 burada bulduğu
şey, hepinizin gördüğü gibi, bu çizgilerin eğimidir, eğim metal türüne bağlı
olmaksızın bütün metallerde aynı idi. 4102 bütün çizgileri bir eşitliğe aldı,
eğimin hep aynı sayıyı vermesi dikkatini çekti, bu sayı 6.626 x 10-34 J.s dir. 4113 ayrıca
bu metallerin her birinin kesim noktasının buradaki sayıya eşit olduğunu buldu.
Bu sayı eğim çarpı her bir metal için gereken minimum frekans idi yani eşik frekans
dı.
4135 bu sayıyı daha önceden biliyordu, bu sayıya çok
seneler önceden aşinaydı, bu Planck sabiti idi. Planck bu sayıyı çok seneler önce
bazı olayları gözlemleyerek bulmuştu. siyah
cisim ışıması deneyini kitabınızdan okuyabilirsiniz. 4153 gözlediği
şeyi bu verilere uydurmak için bu sabite ihtiyacı olduğunu gördü. 4159
Einstein’ın gözlediği ile bu aynı şeydi, eğim ve bu kesim noktasını açıklamak
için bu sabite ihtiyacı vardı.4211 daha ileri gitti ve bu yeni sabit ile bu
çizgilerin ne olduğunu tam olarak açıkladı , burada h
Plack sabiti dir,
4223 y ekseni kinetik enerjidir, bunu eşitlikte yerine
koyabiliriz, 4228 x ekseni gelen ışığın frekansıdır m in ne olduğunu biliyoruz. 4234 m , burada h ye eşittir ve eşitlikte
yerine koyarız. 4237 b kesim noktasıdır ve eksi h x eşik frekansına eşittir.
4247 yeni bir eşitlik elde ettik, buna photoelectric olay
denir, kinetic enerji eşittir h nü eksi h
nü sıfır, yani metalin eşik enerjisi dir. 4259 Einstein gözlemlerinden şu
sonuca vardı: kinetik enerji şüphesiz bir enerji terimiydi, nü her zaman enerji
olmalıydı çünkü enerjiye eşitti. Bunun başka bir yolu yoktu.
4313 aynı zamanda birimleri üzerinde de çalıştı , çünkü kinetic enerji için J
kullanıyorduk, o zaman hxnü , joule X saniye X saniyenin tersi olmalıydı. 4323 bu çok önemli bir
sonuçtu, Einstein burada yaptığına göre enerji eşittir hxnü veya
hxnü bir enerji terimidir.
4335 bu sonuç iki gözlem ile birlikte ilerledi, ilki
fotonun enerjisi frekansı ile orantılıdır. 4343 bu daha once hiç fark edilmemişti, fotonun
frekansını bilirsek, ışığın enerjisini de bilmiş oluyorduk. 4353 çünkü
frekans ve dalgaboyu arasındaki ilişkiyi biliyorduk, aynı şeyi yapabilirdik, dalgaboyunu
bilirsek, ışığın enerjisini de bilmiş olurduk.
4401 burada foton terimini kullandım, çünkü Einstein, ışığın
enerji paketçiklerinden meydana geldiği sonucuna varmıştı ve her bir paket, Planck
sabiti içeriyordu. 4413 plank
sabiti ile frekansı çarpmamızın nedeni budur, Herhangi bir frekans enerjiye
sahip olamaz, belli bir enerji için devamlı bir frekansa sahip olamazsınız,
enerjiler gerçekte foton adı verilen paketçiklerin içindeydi. 4430 Bildiğniz gibi Einstein bilime ve relativiteye çok çok önemli
katkıda bulunmuştur, fakat enerji, frekans ve foton fikri arasındaki ilişkilere
yaptığı bu çok önemli katkılarından dolayı daha çok bilinir.
4448 fotoelektik olayı, başka bir yoldan düşünmemizi
sağlamıştır, gelen fotonun enerjisi burada i
alt indisi ile gösterilmektedir ve hxnü gerçekte bir enerjidir. hxn0
çarpımı eşik frekansıdır, bu terimi pek çok problemde görebilirsiniz, buna iş
fonksiyonu denir . iş fonksiyonu metalin eşik frekansı
ile aynı şeydir, ancak Planc sabiti ile çarpmak gerekir. İş fonksiyonu, belli
bir metalde, metal yüzeyinden bir elektron koparmak için gereken minimum
enerjidir,
4542 photoelectric olayı incelemek istediğimizde
bakacağımız yeni şematik yol budur.
bu sisteme verilen toplam enerjidir, bu serbest
elektronların enerjisini gösterir. bu metal yüzeyine gelen
fazla enerjidir. buradaki
enerji iş fonksiyonudur ve elektronları koparmak için gerekir. geri kalan enerji, kopan elektonların kinetic enerjisi
olacaktır.
4617 bu eşitliği iki şekilde yeniden yazabiliriz, birincisinde,
kinetic enerji, giren toplam enerji eksi iş fonksiyonudur. ikincisinde,
başlangıç enerjisini bulmak istiyorsak, eşitliği yeniden düzenleriz, şuraya
bakın, burada başlangıç enerjisi eşittir kinetic enerji eksi iş fonksiyonu dur.
4652 gitmeden önce, bir bakalım, bu konudan bir
tıklatıcı sorusu yaparsanız çok iyi olur, herkes tıklatıcılarını alsın ve
söyleyin bakalım. 4 eV luk bir enerjiye sahip ışın demeti, altın yüzeyine çarparsa,
fırlayan elektronların maksimum kinetic enerjisi ne olur? burada altın yüzeyinin iş fonksiyonu 5.1 eV dur
4732 Niçin devam etmiyorsunuz, 10 saniyeniz var,
Bilmiyorsanız, en iyi tahmini yapın, sadece cevabınızı tıklayın, 4744 neler
yapmışsınız bir bakalım. 4748 bazılarınız yapmış, bazılarınız yapmamış gibi
görünüyor, cevap hiç bir electron fırlamaz olacaktı, 4755 çünkü, iş enerjisi
bir elektronu koparmak için gereken minimum enerjidir, gelen ışının enerjisi
daha küçükse elektron kopartamaz. 4819 Çarşamba günü görüşmek üzere