Transkripti indirmek için - PDF
Tamponlar
üzerinde konuşmaya kaldığımız yerden devam edelim. Ben tamponları çok severim,
onların büyük fanıyım, hakikaten, araştırmalarımda tamponların çok faydasını
gördüm, çünkü ortamın pH larını sabit tuttular. Herhangi bir biyoloji veya
biyokimya araştırmasında çalışıyorsanız, tamponları bilmek zorundasınız. Daha
sonra bahsedeceğim gibi, vücudunuzun da uygun tamponlara ihtiyaçı vardır,
vücudunuzda büyük pH değişimleri istemezsiniz, aksi takdirde organlarınız
düzgün çalışmaz. Bu nedenle tamponlar çok önemlidir.
Tamponlara
devam edelim. Asidik tampondan bahsediyorsak, bu pH aralığının asidik
bölgesinde tampon işlevi görür. İki yönlü çalışmasını istersiniz. Kuvvetli bir asit
eklerseniz, nötralleştirilir ve pH aynı kalır. Kuvvetli baz eklerseniz,
nötralleştirilir ve pH yine aynı kalır. iyi bir tampon olması için, karışımda zayıf
bir asit ve eşlenik bazı bulunmalıdır.
Zayıf
asit, protonunu veya H iyonunu hidroksit iyonuna verir, bu hidroksit iyonu ortama
ilave edilen kuvvetli baza aittir ve nötralleştirilmesi gerekir. Eklenen
hidroksit iyonunu nötralize etmek için ortamda proton verecek asitin bulunması
gerekir. Aynı zamanda eşlenik baza da ihtiyacınız vardır. Ortama asit ilave edilirse, eşlenik baz
protonu alacaktır ve eklenen asidin etkisini nötralleştirecektir. Tekrar
edersek, iyi bir tampon için zayıf bir asitle onun eşlenik bazına ihtiyacımız
vardır, her ikisine de ihtiyaç duyarız.
Zayıf
asit ve zayıf eşlenik bazdan bahsediyorum, kuvvetli bir asitle onun eşlenik
bazının tuzu neden iyi bir tampon oluşturmaz? Kuvvetli asitler ne yapar? Kuvvetli
asitler tamamen ayrışır, bu sizin için iyi bir şey değildir. Bu eşitliği her
iki yönde de kaydırmak isteyebilirsiniz. Kuvvetli
asit tamamen ayrışır, sağa doğru ilerler. İyi bir tampon olması için, ortama
ilave edilen hem kuvvetli asiti hem de kuvvetli bazı nötralleştirmesi gerekir. Bir
baz olarak etkin olacak, eşleniğe ihtiyaç vardır ve kuvvetli asitlerin eşlenik
bazları etkisizdir. kuvvetli asitlerin eşlenik bazları, baz olarak davranmaz.
Bu nedenle, Tamponlar zayıf asit ile onların eşlenik bazlarından veya zayıf
bazlar ile onların eşlenik asitlerinden hazırlanır. Onların zayıf aralıkta bulunması
gerekir aksi takdirde tampon kapasiteleri yoktur.
Şu
bazik tampon örneğine bakalım. Aralarında sadece şu fark vardır, bazik tampon
bazik bölgede yani pH aralığının sonunda çalışır. Eşitliği buradadır. Suda bir
bazımız var, zayıf bazın eşlenik asitini ve hidroksit iyonunu oluşturur.
Kuvvetli asit eklendiğinde ne olacağını düşünelim. Kuvvetli asit eklenirse, bu
NH3 bazı, asitten gelen protonu alır ve daha fazla NH4
oluşturur, böylece kuvvetli asidi çözeltiden uzaklaştırmış olur ve pH yı
nötralleştirir.
Diğer
taraftan, kuvvetli baz eklenince, amonyum iyonları protonunu verir ve sudaki
eşlenik bazını oluşturur, ve tekrar, pH hemen hemen aynı kalır. Böylece, zayıf
baz ve onun eşlenik asidi birlikte tepkimeye
girip pH yı nötralleştirir.
Bazik
tamponda zayıf baz, B; kuvvetli asitten gelen protonu alır ve kuvvetli asidi
çözeltiden uzaklaştırır. Zayıf bazın eşlenik asidi, zayıf bir asittir,
protonunu ortama ilave edilen kuvvetli bazın hidroksitine verir ve etkisini nötralleştirir.
Bir
tampon, zayıf asit baz eşlenik çiftlerinin bir karışımıdır ve pH yı sabit tutar,
eklenen protonların etkisini azaltır veya proton kaynağı gibi davranır. Tamponun
çalışma prensibi budur.
Tamponun
çok önemli olduğundan bahsetmiştim. Kanınızda da çok önemlidir. Kanınız pH 7.35
ile 7.45 arasında tamponlanmıştır, kanınızda da eşlenik asit baz çifti vardır.
Tabiatın kendi tamponlama sistemi vardır, kandaki pH yı sabit tutmak için
düzenlemiştir.
Tamam
eğer kanınızdaki pH değişirse ne olur? Bana kanda pH değişimine neden olan bir
hastalık adı söyleyin. B12 vitaminine bağlı bir enzimden kaynaklanır, Metilmalonik
mutaz koenzimi A olarak adlandırılan bu enzim sizin dostunuzdur. Sahip
olduğunuz bütün yağların enerjiye dönüşeceği fikrinden çoğunuzun heyecanlanacağını
düşünüyorum, bu enzimin hayranı veya bir fanı olmalısınız. Yağ asitlerini parçalar, metilmalonil ko-A yı, süksinil ko-A ya çevirir
ve oradan da sitrik asit çevrimine gider. Fakat bu adım durdurulursa, bu
enzimle ilgili bir genetik hastalık varsa, metil malonik asidemi hastalığı
ortaya çıkar.
Bu,
vücuttan atılmalıdır, Süksinil ko-A ya çevrilemez, vücuttan atılamazsa pH
asidik hale geçer. ortamda büyük miktarda bulunduğu için vücuttan atıldığı
zaman dahi kanın pH sını değiştirebilir. Tamponlama sistemine sahip olmanıza
rağmen, tamponlama sisteminizi bozabilir ve pH değişimine neden olabilir, bu
durum nörolojik bozukluklara bazen ölüme neden olabilir.
Bunu
yenidoğan bebeklerde arayabilirsiniz, bunun için bir test yapılması gerekir,
her eyalette yoktur, fakat Massachusetts de var, Kızım Samantha ya bu test
uygulandı. Yenidoğan bebeğin idrarında aradılar ve pH sına baktılar, bu asitten
atılıp atılmadığını tayin ettiler. Bazı
bebekler bu asitten günde 1 gram civarında atmaktadır, bu gerçekten
büyük bir miktarda bir asittir ve tampon kapasitesinin üzerindedir.
Size
genetik araştırmaların önemini vurgulayan küçük bir hikaye anlatacağım. İnsan
genom projesinden önce, bilim adamları bu durumdaki hastalarda hatalı genin ne
olduğunu anlamaya çalışıyorlardı. Buradaki amino asitlerin hepsi genden
gelmektedir. Bu küçük bir protein değildir, bir çok amino asitten oluşmuştur. Problemi
burada buldular, veya problemlerin bir tanesinin tam bu noktada olduğunu
buldular. Bu glisin kalıntısıdır, glisin en küçük amino asittir, başka bir şeye
dönüşmüştür ve bu durum hastalıklara neden olur.
Şimdi
hayal etmenizi istiyorum, küçük bir çocuğun anne babasısınız, ve çocuğunuz bu
sağlık problemi olduğunu öğrendiniz, bu konuda ilerlemeler olduğunu duydunuz,
buna neyin sebep olduğunu biliyorlar, doktora gittiniz, doktor size evet
çocuğunuzda DNA bozukluğu var, buradaki glisin yerine farklı bir amino asit
koyalım dedi. Sizin için ne yapacaklar? Bu niçin bir problem olsun? Onlar bu
problemin neden olduğunu bilmiyorlardı, sadece orada bozuk bir amino asit
olduğunu biliyorlardı.
(8:45) Orada gerçekten neler olduğunu
anlamaya çalışmak ikinci bir adımdı. Burada olan şuydu, B12 vitamin kofaktörü proteine
bağlandığında, kendi konformasyonunu değiştiriyordu. Buradaki gibi halka veya
kavis oluşturmak yerine, bir kuyruk oluşturuyordu. Buradaki baz aşağıya kayıyor
ve vitamin beklenenden daha farklı bir şekle sahip oluyordu.
Bu
enzimlerden birisinin yapısı ilk kez çözüldüğü zaman, burada B12vitamininin
nasıl bir şekilde olduğu bulundu, bu genişlemiş bölgeye sahipti, kimsenin böyle
bir şey beklemiyordu, bu sayede proteine tam olarak uyuyordu. Bu proteinde
vitaminin bağlandığı bölgedir, ve büyük bir oyuğa sahiptir, bunları iç içe koyabilirsiniz,
yerine tam olarak uyar, böylece mutlu bir enziminiz olur. Bu oyuğu nasıl
oluşturursunuz?, doğanın boşluktan
nefret ettiği söylenir, bu oyuğa nasıl sahip olursunuz? Peki, doğanın yaptığı
şudur: küçük bir amino asidi oraya yerleştirir, burada glisin, B12 vitaminin
tam uyacağı bir boşluk oluşturmuştur.
Bu
genetik bozuklukta, glisin arginine çevrilmiştir. Boşluğu bu oluşturur. İnsanlar
bu hastaları tedavi etmek için fazladan B12 veriyorlardı, B12 yi hastalara
enjekte ediyorlardı, ortamda daha fazla B12 oluyordu, ve enzimin yeniden etkin
olması için B12 yi bağlamak istiyordunuz,. Fakat aslında her ne kadar fazla B12
eklerseniz ekleyin, bu pek iyi sonuç vermez, çünkü bu boşluğa tam olarak
uymaz.
Bunun
yerine başka bir öneri vardı, vitaminin tamamını vermek yerine, belkide vitaminin
uçları kesilmiş halini verebilirdiniz, bu bileşik ticari olarak mevcuttu, bu belki
proteine bağlanabilir ve etkinliğini yeniden oluşturabilir. Problemin ne
olduğunu önceden bilirseniz, ona göre öneri yapabilirsiniz.
Bu
genetik hastalığa iyi bir örnektir. Çok yaygın değildir, fakat söylediğim gibi,
Massachusetts de test edilmektedir. Problemin ne olduğunu bilirseniz, bir çözüm oluşturabilirsiniz. Fakat çoğu
kişide, kanınız sizin için en iyi olanı yapar, genetik bir sorununuz yoksa, ki
bu sorun kana çok miktarda asit pompalar, doğanın tampon kapasitesi oldukça iyi
çalışır.
(11:20)Tamponlar
önemlidir. Benim önemli cümlelerimin orada vurgulanması harika. Biz evde prova
ederdik. OK. Bir tampon problemi daha yapalım. Varsayalım elimizde 0,1 mol asit
ve onun 0,5 mol eşlenik bazının tuzu var. Bunları su ile 1 L ye seyreltelim.
Size bu asidin Ka sı 1.77x10-4 olarak veriliyor, sizden istenen pH
yı hesaplamanız. Ne yaparsınız?
Pekala
önce konuştuğunuz şey ile ilgili eşitliği yazmak her zaman iyidir. Sudaki asit,
sulu ortamda hidronyum iyonu ve eşlenik bazını oluşturur. Burada asit protonunu
suya veriyor, hidronyum, H3O+ ve eşlenik bazı oluşuyor.
Dengede
ne olduğunu bir düşünmek isteriz. Elimizde kaç mol olduğunu ve toplam hacmin ne
olduğunu biliyoruz. Bu tabloda molarite kullanmalıyız, bunun matematiği oldukça
kolay, çünkü 1 molümüz ve 1 Litremiz var, molarite 1 dir, ayrıca 0,5 mol var, o
halde 1 L de molarite 0,5 olacaktır. Şimdi dengede ne olacak, denge kurulduğu
zaman bunların bir kısmı harcanacak ve şunlar da oluşacak.
Burada
–x imiz var, şurada da + x imiz var, bunları ekleyince, 1-x , +x ve 0,5 +x olur. Tampon
problemlerinde hatırlanması önemli olan şey, burada asit ve onun eşlenik bazı
vardır. Şimdiye kadar, bu tabloda gördüğümüz şey,
sadece bu tarafta bir şeyler vardı diğer taraf ise 0 dı. Fakat bir tampon probleminde, başlangıçta
her iki tarafta da bazı şeyler vardır. Bu unutulmaması gereken gerçekten önemli
bir noktadır. Tampon için şunu unutmayın, bir zayıf
asite ve onun eşlenik bazına veya bir zayıf baza ve onun eşlenik asitine sahip
olmalısınız.
13:40
Burada sulu ortamdaki asitten bahsediyoruz, bu asidik bir tampondur. Bu nedenle
Ka değerini kullanabiliriz, dengedeki pH yı hesaplamak için dengedeki
derişimlerin ne olduğunu bilmemiz gerekir. Ka yı kullanalım, ürünler bölü
tepkenler, suyu buraya koymayız, çünkü çözelti seyreltiktir ve çözücünün
derişimi değişmez. Değerleri yerine koyalım (0.5+X) çarpı X bölü (1-X).
1416
Pekala, bu son slaytta yazılan ile aynıdır, bir yaklaştırma yapabiliriz, çünkü
x değeri 1 Molar ve 0.5 Molarla karşılaştırıldığında oldukça küçüktür. Böylece +x den ve aşağıdaki –x den kurtulmuş oluruz,
sadece x terimi kalır, çözüm kolaylaşır. Fakat biraz sonra buraya geri dönüp bu
yaklaşımı kontrol edeceğiz.
Bu
yaklaşımı yaparak, x’ i 3.54 x10-4 M olarak hesaplayabiliriz, şimdi bu
yaklaşımı kontrol etmeliyiz. Belki siz de, bu yaklaşımın doğru olacağını tahmin
edebilirsiniz, çünkü bir şey(x) çarpı 10-4 değeri, 0,5 ve 1 değeri ile
karşılaştırıldığında küçük olacağı anlaşılabilir. Fakat buradaki yaklaşımın, %5
den küçük olması gerekir, nitekim burada % 0.1 den küçüktür. Bu değeri sadece X
olarak alabilirsiniz, bu X değerini ikisinden küçük olana 0.5e bölün ve
100 ile çarpın, böylece % iyonlaşmayı hesaplayabilirsiniz. Eğer % 5
den küçükse yaklaşım geçerlidir, büyükse problemi çözmek için kuadratik
eşitliği çözmeniz gerekir.
15:32
X burada hidronyum iyonu derişimidir, çok iyi, çünkü pH yı kolayca
hesaplayabiliriz. pH; –log hidronyum iyon derişimidir ve burada pH 3.45 tir. Yine, anlamlı rakamlar, ders ilerlerken bu konuda
konuşacağım. Hacim 1.0 L olduğundan ondalık noktasından sonra 2 tane anlamlı
rakam vardır, virgülden sonra 2 anlamlı rakamımız olmalı, çünkü hacim bizi
anlamlı rakamlarda sınırlar.
1608
Pekala, Çözeltiye kuvvetli asit eklenirse ne olacağını düşünelim. Hacim hala 1
L olacaktır, çünkü asit çözeltiye 1 L işaretine kadar tamamlanmadan önce
eklenmiştir.
Kuvvetli
asitler suda tamamen ayrışırlar. Ortama 0,1 mol kuvvetli asit eklersek, eşit
mol sayısında eşlenik bazla tepkimeye girer ve eşlenik asit oluşturur. Burada
bir çıkartma yapabiliriz. Herhangi bir dengenin kurulduğu hususunda
endişelenmemize gerek yok, bu tepkimenin
tamamlandığını varsayarız.
Eşlenik
baz için, önceden 0.5 mol var, 0,1 molü kuvvetli asitle tepkimeye girer, geriye
0,4 mol eşlenik baz kalır, hacim 1 L dir. Bu nedenle derişimi 0,4 M olur. Zayıf
asit için, başlangıçta 1 mol vardı, tepkimede 0,1 mol oluştu, şimdi toplam 1,1
mol oldu, hacim yine 1 L dir.
1732
Aynı şeyleri yeniden yapabiliriz. Kuvvetli asit ekledikten sonra, yeni bir
denge oluşacaktır. Bu tabloda değerleri yerine koyalım. Buraya 1.10 mol asit,
diğer tarafta ise 0,4 mol eşlenik baz yazılır. Dengeye ulaşırken, asidin bir
kısmı suyla tepkimeye girer ve iyonlaşır, daha fazla hidronyum iyonu ve daha
fazla eşlenik baz oluşur. Böylece (1,1-x ), x ve (0,4+x) olur.
Tekrar
ediyorum, buradaki püf noktası şudur, eklenen kuvvetli asitle bir tepkime
oluştuğu için yeni molariteleri hesaplamanız gerekir, denge tablosuna geri
dönüp yeni molariteleri yazalım.
1834
Buradaki Ka ifadesinde yeniden yerine koyalım, daha önce yaptığımız problemin
aynısı. X küçük olduğundan yeniden yaklaşım yapabiliriz, deneyelim ve geçerli
olup olmadığına bakalım. X in değeri 4,87x10-4
M olarak hesaplanır-- bu yine küçük bir sayıdır. 0,4 ün % 1 inden daha küçük
bir sayıdır. % 5 den küçükse endişe etmenize gerek yoktur, yaklaşım geçerlidir.
2. Derece denklem çözmenize gerek yoktur. Şimdi artık pH yı hesaplayabiliriz,
pH nın değeri 3,31dür. hacim nedeniyle, yine
virgülden sonra 2 anlamlı rakam olmalı. 0,1 mol kuvvetli asit ilavesi pH yı
3,45 den 3,31 e değiştirdi. Oldukça iyi tamponlanmış. pH da bir değişim oldu,
asit ekleyince, pH düştü, fakat çok büyük bir miktarda değil. Çünkü, buradaki
tampon oldukça uygundur, asit ilavesi çok büyük bir etki de yapmadı. Bu, bir
tampon problemi örneğidir.
2010
Bir tamponun tasarlanması hakkında birkaç dakika düşünelim. Belli bir pH da bir
tampon yapmak istediğinizi varsayın, ne hakkında düşünmeniz gerekir? Asidin
eşlenik baza oranını düşünmeniz gerekir, asidinizin pKa sını ve pH yı
düşünmeniz gerekir.
Burada
sudaki asit için genel bir eşitik var, HA asidi, suda hidronyum iyonu ve
eşlenik bazını oluşturuyor. Şimdi bu eşitlikte biraz değişiklik yapağız,
böylece tamponları ve tampon tasarımını düşünmek için oldukça faydalı bir
eşitlik türetilmiş olacak.
2054
Ka nın genel ifadesini yazalım, Ka ürünler bölü girenlere eşittir. yani,
hidronyum iyonu çarpı eşlenik baz bölü asit. Bu terimi yeniden düzenleyelim.
Hidronyum iyon derişimini çekip bir tarafa alalım. Her iki tarafın
logaritmasını alalım, log hidronyum iyon derişimi, log Ka + log HA bölü A-,
şimdi her iki tarafı negatif işaretle ile çarpalım. Hepsinin eksi logaritmalarını
elde etmiş olduk. Bu eşitliği ekranın üst tarafına taşıyalım.
Peki,
eksi log hidronyum iyon derişimi nedir? pH. Eksi log Ka neydi? pKa. pH eşittir
pKa eksi log asit derişimi bölü eşlenik bazınızın derişimi dir. Bunlar denge
derişimleridir, çünkü hatırlayın, bunu Ka nın denge ifadesinden türettik. Fakat
çoğu zaman, tampon problemi çözerken, bu eklenen şeylerin derişimini
bilirsiniz, denge derişimleri gerekmeyebilir.
22:24
Başlangıç derişimlerini bu ifadede yerine yazarsak, bu durumda pH yaklaşık
olarak eşittir pKa eksi asitin başlangıç
derişimi bölü eşlenik bazın başlangıç derişimi dir. Bu
Henderson Hasselbach eşitliği olarak bilinir. Öğrenciler
Henderson Hasselbach eşitliğini severler, bu tür problemlerin çözümünde
inanılmaz derecede faydalı olabilir. Fakat ben size bu eşitliği kullanmanın
geçerli olduğu ve olmadığı durumları vurgulayacağım. Çünkü öğrenciler bunu her
şeye dener, halbuki bu sadece tampon problemi için geçerlidir. Öğrenciler bunu
tampon olmayan problemlere de uygularlar. Ne zaman kullanacağınızı, veya ne
zaman kullanamayacağınızı bildiğinizden emin olmak istiyorum. Uygun olduğu
zaman kullanmak iyidir, aksi takdirde kullanmayınız. Asit baz konusundaki az
sayıdaki eşitliklerden birisidir, öğrenciler bunu görünce mutlu olurlar.
Unutmayın,
bunlar denge derişimleri ise bu iki değer gerçekten birbirlerine eşittir, ama
başlangıç derişimleri alındığında sonuç tam bir yaklaştırmadır. Denge
derişimleri başlangıç derişimlerine aşağı yukarı yakın olduğu durumda sonuç
geçerlidir deriz. Özellikle bu örnekte,
hidronyum iyon derişimi x, tampona konan asit ve eşlenik bazının başlangıç
derişimleriyle karşılaştırıldığında oldukça küçüktür. X’in küçük olduğu zaman
denge derişimleri başlangıç derişimlerine eşit alınabilir. Gerçekten x’in
değeri küçükse çok büyük bir değişiklik olmaz.
Çoğu
zaman bu doğrudur, Unutmayın, biz tamponu zayıf asit ve onun eşlenik bazından
hazırlarız. Zayıf asit, protonunun sadece çok az kısmını kaybeder. Diğer bir
değişle, suda çok az iyonlaşır. Zayıf baz ise protonun çok az bir kısmını alır.
Bu yaklaştırma çoğu zaman geçerlidir. İhmalin ne zaman yapılıp ne zaman
yapılmayacağını bilmeniz gerekir, bir kural verdik ve daha önce verdiğimiz
kuralın aynısı dedik. X, ya da hidronyum iyon derişimi, zayıf asit ya da eşlenik
bazın derişimiyle karşılaştırıldığında daha azsa, yani %5 den daha azsa, x
küçüktür deriz. aynı kuralı bir çok yerde kullanıyoruz. X’in küçük olduğu
durumda bu yaklaşım gayet güzel işler. Derişimlerinizi yerine koyabilirsiniz.
Başlangıç derişimlerinizi, denge derişimlerini değil.
Henderson
Hasselbach eşitliğini kullanarak pH 4.6 da bir tampon tasarlayalım. Tampon
çözeltisinin pKa dan 1 fazla ve 1 eksik pH da en etkili olduğu kuralını
unutmayın. Ben de araştırmalarımda bunu hep aklımda tuttum. pKa dan uzak pH
larda iyi bir tampon elde edemezsiniz. Öğrenciler laboratuar çalışmalarında
bazen bu hatayı yapar. Buna laboratuar derslerinizde rastlayabilirsiniz.
pH
yaklaşık 4,6 da bir tampon istiyoruz. Asitlerin iyonlaşma sabitlerine
bakabiliriz. Şüphesiz, bu ünitede her şeyi daima oda sıcaklığında yaparız. Bazı zayıf asitlerin pKa larına bakalım, Asetik asitin pKa
sı 4,75 olduğundan, bir de kolayca bulunacağından oldukça uygundur. Tamponumuzu
tasarlayalım. Asetik asit uygun pKa ya sahip, bundan bir tampon hazırlayabiliriz.
Asit ve eşleniğine de ihtiyacımız var, ancak ne kadar asit ne kadar eşlenik baz
eklememiz gerektiğini de bilmeliyiz.
Bu problem için Henderson Hasselbach eşitliğini kullanabiliriz. Bir
tampon tasarlıyoruz, bu eşitliği tampon olarak kullanabiliriz. İstediğimiz pH
yı biliyoruz, kullanacağımız asidin pKa sını biliyoruz, ne kadar asit ve ne
kadar eşlenik baz kullanacağımızı hesaplamak istiyoruz. İdeal tampon oluşturmak
için birinin diğerine oranını bilmeliyiz. Sayılarımızı yerine koyalım ve hesaplayalım.
Eşitliği yeniden düzenleyelim, bilinmeyenler bir tarafta, pKa ve pH
diğer tarafa. Burada pKa- pH eşittir 0.15 i elde ederiz. Oranı bulmak için her
iki tarafın anti logaritmasını alırız. İstediğimiz oran 1.4 çıkar. Asidimizin
eşlenik bazımıza oranı 1.4 dür.
Bunları tam olarak ne kadar ekleyeceğiz. Oranı biliyoruz, ne kadar
koyacağız? Doğru oranı uygulamak için mesela, 1,4 Molar ve 1 Molar koyabiliriz. Bunun iyi olup
olmayacağını nasıl bileceğiz? Oran, tam miktarlardan daha önemlidir, Miktarlar tampon kapasitesi meselesiyle
ilgilidir. pH değişmelerine ne kadar dayanıklı olacağını gösterir. Her ikisini
de düşük derişimlerde kullanırsanız, pek dayanıklı olmaz. Daha iyi tampon
kapasitesine ihtiyaç duyarsanız, daha yüksek derişimler kullanmalısınız. Kullanacağınız
en düşük miktarı hesaplamak için Henderson Hasselbach eşitliğini
kullanabilirsiniz, en düşük miktar için 55 kuralı işler.
Örnekte bu şartlar hakkında konuşmuştum, Kandaki tampon oldukça
iyidir, fakat çok miktarda asit tampon kapasitesini bastırabilir.
Tampon büyük derişimlerde ise kesinlikle bu konuda yardım edebilir.
Kullandığınız tamponda yüksek
derişimler, pH değişmelerine daha çok direnç gösterir. Bu da tampon kapasitesi
kavramıdır. Çok küçük derişimler kullanırsanız, Henderson Hasselbach Eşitliği
geçerli olmayacaktır. Probleme geri dönelim
Henderson Hasselbach Eşitliğini %5 kuralıyla geçerli kılacak, en az
derişimi hesaplayalım. pH 4,6 için Hidronyum iyon derişimi 2.5x10-5
dir.
Tepkimemiz geriye doğru
işlerse, %5 den küçük olmasını isteriz. İkisinden birinin derişiminin
100 ile çarpımı % 5 e eşittir. Derişim 5x10-4
den büyük olmalıdır, yoksa %5 kuralına uymaz. En azından doğru orana sahip
olmak için bu sayıdan büyük olmalı. Aksi takdirde, ne olacağına karar vermek
için serbestsiniz. Proteinin belli derişimi ile çalışıyorsanız, tampon
derişiminizin çok daha fazla olmasını istemezsiniz, enzim tayinine girişim
yapar. Genelde tamponların yaygın derişimi 100 mM civarındadır.
Şu slayt gerçekten iyi anlatıyor. Sulu ortamdaki zayıf asit ve bazdan
bahsediyoruz, ben sizi bunların su ve tuz problemleriyle aynı olduğuna
inandırmaya çalışıyorum. Tzu ve su problemleri hakkında birkaç dakika daha
konuşacağım. Tamponlardan bahsettim, yalnızca 2 şey daha var. Sudaki kuvvetli
asit ve kuvvetli bazdan da bahsetmek gerek. Problem setlerini çözmek için 5 tip
probleminiz olacak. Daha önce de bahsettiğim gibi, aldatıcı bir şekilde kısa görünüyor, fakat
titrasyon problemleri uzundur. Bunları son dakikaya bırakmayın. Geçmişten
sadece bir uyarı kelimesi. Herkes bakar ve Oo bu ne kadar kolay problem seti
der. Titrasyon problemleri çok zaman alır. Bu gün derste mümkün olduğunca
titrasyondan bahsedelim, problem setindeki sorular üzerine çalışın.
Asit Baz titrasyonları.. Kaçınız lisedeyken bir asidi bazla titre
etti? Çoğunuz etti. Genelde titrasyon problemleri, bilinen asit veya bazı,
diyelim ki baz bilinen derişimde, asit
de bilinmeyen derişimde hatta molekül kütlesi de bilinmiyor olsun, bunları
eksik olan bilgiyi bulmak için birlikte titre ediyorsunuz. Derişimi tayin
edersiniz bazen de molekül kütlesini tayin edersiniz.
Burada asit baz titrasyonlarına ait bir grafiğe benzer bir şekil
var. pH bir eksende, eklenen asit veya bazın hacmi ise diğer eksende. pH ya
karşı hacim. Şu andaki deneyde, bazınız kuvvetli asidin içine damlatılıyor.
Eşdeğerlik noktasına veya dönüm noktasına - bunlar basitçe aynı terim kabul
edilebilir- ne zaman ulaştığını anlamak için takip ediyorsunuz. Stokiyometrik
nokta olarak da isimlendirilir, genelde eşdeğerlik
noktası için daha teorik olarak kullanılır, eklenen baz hacmi alınır, dönüm
noktası deneysel olarak ölçülür. Çoğunlukla eşdeğerlik noktası olarak
söyleyeceğiz, çünkü bu dersin laboratuarı yok, bunlar teorik terimler fakat
aynı olarak kullanılırlar.
pH metre ile pH yı pek çok kez ölçeceksiniz. Bu sadece pH metreyi
gösteriyor. Bu deneyi yapanlarınızın çoğuna bu tanıdık gelecek. Yapmayanlarınız
için yapılacak şey, çözeltiyi içine damlatırken dönüm noktasına ulaştığınızda
indikatörün renk değiştirmesini takip etmek olacak. Ekledikçe, rengi açık, hala
açık görünecek, tam da sabırsızlanmaya başladığınızda daha hızlı
ekleyeceksiniz, sonunda bu koyu renge ulaşacaksınız. İstediğiniz çok çok az
renk değişiminin dönüm noktasını göstermesidir. Yavaş da ulaşsanız hızlı da
ulaşsanız deneyi tekrar etmelisiniz.
Teorik değerlerin nasıl hesaplanacağını bilenler oturup öncelikle
bir hesap yapacak, dönüm noktasına yakınlaşana kadar hızlıca ekleyecek, sonra yavaş ekleyecek ve laboratuar çabuk
bitecek. Teorik değerin nasıl hesaplanacağından bahsedeceğiz, Bu laboratuarda
ya da ileriki derslerinizde karşılaşırsanız, çokça zaman kazanacaksınız.
34:28 Burada hem kuvvetli asidin kuvvetli bazla hem de kuvvetli
bazın kuvvetli asitle titrasyonuna ait iki adet eğri görüyorsunuz. Kuvvetli
asidin kuvvetli bazla titre ediyorsanız, çok asidik noktadan başlıyorsunuz
demektir, çünkü ortamdakinin hepsi kuvvetli asit. Baz ekledikçe, pH yükselmeye
başlıyor. Bu stokiyometrik noktaya yani “s noktasına” ulaşacaksınız, eşdeğerlik
noktası da diyebiliriz, sonra eğri düzleşmeye başlayıncaya kadar biraz daha
devam edeceksiniz.
Diğer eğriye bakarsanız, ortamda kuvvetli bazla başlıyorsunuz, pH
nız başlangıçta oldukça yüksek, asit ekledikçe azalmaya başlıyor. Eğrinin
ortasındaki stokiyometrik ya da eşdeğerlik noktasına ulaşıyorsunuz. Aşağıya
doğru daha asidik ve eğri düzleşmeye başlıyor. Titrasyon eğrileri de böyle
görünüyor.
Bir örnek yapalım, önce kuvvetli bazı kuvvetli asitle titre
edilmesiyle ilgili olsun. Kuvvetli baz NaOH kuvvetli asit HCl olsun. Eşdeğerlik
noktasından önceki pH yı hesaplayalım. Tam 5 mL kuvvetli baz eklediğimizdeki pH
yı hesaplayalım. Eşdeğerlik noktasının burada olup olmadığını bilmiyorum. 25 mL 0,25 M kuvvetli baza 5 mL 0,34 M asit
ekledik.
Başlangıçta kaç mol bazın olduğunu hesaplayalım. Kaç mol OH-
var? NaOH kuvvetli baz olduğundan, eklediğiniz NaOH miktarı oluşan OH-
miktarına eşit, Mol sayısını bulmak için çözelti hacmini derişimle çarpalım.
Burada denge tablosu yapmaya gerek yok.
5 mL eklendiğinde eklenen
asit miktarını hesaplayalım. Kuvvetli asit HCl eklenen HCl miktarı oluşan
Hidronyum miktarına eşit, 5 mL eklendi, derişimi de 0,34 M dı, o da 1,7x10-3
mol olur.
Kuvvetli asit kuvvetli bazla
tepkimeye girer, Ne kadar bazın artacağını, hidronyum iyonu ile tepkimeden
sonra ne kadar hidroksit iyonu kalacağını hesaplamamız gerekir. 1 e 1 tepkimeye
girerler, 6,25x10-3 mol baz elimizde var, üzerine 1,7x10-3 mol asit ekledik, geriye
4,55x10-3 mol baz kalır. Burada molariteyi hesaplayabiliriz, mol
sayısını ve son hacmi biliyoruz, 25 mL
baza ekleme yaptık. 5 mL asit ekledik son hacmimiz 30 mL oldu, son derişimi de
hesapladık.
38:13 Şimdi pH yı hesaplayalım, öncelikle pOH ı hesaplayacağız,
sonra da 14 den çıkarıp pH yı hesaplayacağız. Kendi küçük titrasyon eğrinizi
çizerseniz, bir eksene asit hacmini diğer eksene pH yı koyalım. 5 mL asit
eklenince, ilk noktanız 13,18 olur. Bu eğride başlangıçta hesaplama yapmadık,
fakat 5 mL asit eklendikten sonraki ilk noktayı biliyoruz.
Eşdeğerlik noktasına doğru gidelim, benim çizdiğim çizgi eşdeğerlik
noktasına gelinmediğini gösteriyordu. Eşdeğerlik noktasına ulaşmak için ne
kadar asit eklememiz gerektiğini hesaplayabiliriz. Eşdeğerlik noktası ya da stokiyometrik nokta sizin
eklediğiniz aynı mol sayısındaki titrant miktarıdır, bunlar birbirine eşittir.
Kuvvetli baza asit eklediyseniz, bazın başlangıçtaki mol sayınsa eşit miktarda
asit eklemişsinizdir. Başlangıçta
6,25x10-3 mol baz olduğunu zaten hesaplamıştık.
Eşdeğerlik noktasında, asidin mol sayısının aynısı olan mol sayısını bilmek
gerekir. Asidin derişimini biliyoruz, mol sayısını da biliriz, hacmi
hesaplarsak 18,4 mL veya 0,0184 L çıkar. Peki eşdeğerlik noktasında pH nedir? Kuvvetli
asidi kuvvetli bazla titre ediyoruz, pH ne olabilir. pH 7 olmalı. Bu pH nın yakınına 18 mL de ulaşılır. Eğriyi çizmeye çalışalım, burada 18,4 mL
eklediğimizde pH 7 dir.
40:44 Kuvvetli asidi kuvvetli bazla titre ettiğiniz zaman nötral bir
tuz oluşturursunuz. Çünkü kuvvetli asit veya bazın eşleniği asidik te bazik te
değildir. Onlar asit veya baz olarak etkisizdir. Kuvvetli asit ve bazla ilgili
problem çözüyorsanız, bu noktada çok fazla hesaplamaya gerek yoktur, sadece
tuzun nötral olması gerektiğinin farkına varmalısınız.
Eşdeğerlik noktasına ulaştıktan sonra, fazladan asit eklendiğinde ne
olacağını konuşacağız. Öğrenciler eşdeğerlik noktasından sonra titrasyonun
anlamı olmadığını düşünebilirler.
Öncelikle fazladan eklediğimiz kuvvetli asidin mol sayısını buluruz,
1 ml kuvvetli asit ekledik. Asidin derişimi 0,34 M eklediğimiz 1.10-3
L olduğuna göre 3.4x10-4 mol fazladan eklemişiz, fazladan eklediğimiz asidin
molaritesini hesaplayalım.
Hesap makineniz yoksa size yardımcı oluruz. 10 saniye daha verelim.
Sanırım bu ilkiydi değimli? Bahsettiğim problem setine öncelikle
başlamak iyi fikir miydi? Burada püf
noktası hacimle ilgilidir. 25 mL ile başladık, eşdeğerlik noktasında 18,4 mL
ekledik, eşdeğerlik noktasından sonra da 1 mL ekledik. Bu problemde püf
noktası, eklenen hacimleri hatırlamaktır.
Sulu ortamda sadece 1 asit olduğunda problemin pek püf noktası
yoktur, ancak molariteyi hesaplarken püf noktası bu noktaya kadar eklenenlerin
hepsini hatırlamaktır. Problem setinin sonunda sonuç size oldukça tanıdık
gelecek, fakat imtihanda hiç hacim yanlışı yapmadığınızdan emin olmak için kontrol
etmeniz gerekecek.
44:00 Burada tekrar edersek, bu hesaplamada eklemeleri hatırlamanız
gerekir. pH yı hesaplarsak, pH 2,1106 çıkar. 1 mL daha ekledik ve pH 2.1106
oldu, bu da mümkün olduğunca kontrol edildi. Eklediğiniz hacmin bir kısmını
unutursanız, pek de anlamı olmayan bir pH elde edersiniz. İki kere kontrol
edelim. Daima kendinize sorun, kuvvetli bazınız varsa ve asit ekliyorsanız, çok fazla eklemeden önce pH nız bazik olmalı.
Kuvvetli asit kuvvetli baz titrasyonunun eşdeğerlik noktasında pH 7 olmalı.
Asit eklemeye devam ederseniz, pH oldukça düşük olmalı, eğrinin birden aşağı
indiğine dikkat edin. Asidin fazlasını eklediğinizde pH da dikkate değer bir
değişim olmalıdır.
Daima çalışmanızı kontrol edin. Şimdi burada duralım, gelecek derste
zayıf asit zayıf baz titrasyonlarına devam ederiz.