http://ocw.mit.edu
8.02 Elektrik ve Manyetizma, Bahar 2002
Lütfen aşağıdaki alıntı
biçimini kullanınız:
Lewin, Walter, 8.02 Elektrik ve Manyetizma, Bahar 2002 (Massachusetts
Institute of Technology: MIT OpenCourseWare). http://ocw.mit.edu (accessed
MM DD, YYYY). License: Creative Commons Attribution-Noncommercial-Share Alike.
Not: Alıntılarınızda lütfen bu materyalin gerçek tarihini
kullanınız.
Bu materyalin alıntı olarak gösterilmesi veya kullanım koşullarımız
hakkında daha fazla bilgi için, http://ocw.mit.edu/terms web
sitesini ziyaret ediniz.
MIT
Açık Ders Malzemeleri
http://ocw.mit.edu
8.02 Elektrik ve
Manyetizma, Bahar 2002
Transkript – Ders 23 Ara Sınav 2
Benim gördüğüm şekliyle, konular şunlar:
Onlar web sayfasında var.
Bugünkü ek ders notlarına
bakabilir ve onları indirebilirsiniz.
Şunu belirteyim ki, indirim
çok mantıklı olur, çünkü bu mıknatıslar kırılmıştır ve bir mıknatısı
kırdığınızda, yine iki tek-kutuplu elde edersiniz; böylece 50% indirim kazanırsınız.
Oradaki anahtar denklemine
bakarak, manyetik kutupların var olmadığını daha iyi bilmelisiniz, fakat bu bir
ayrıntıdır.
Sizden bugün bu konuları
belki de derinlemesine ele alamayacağımı ya da 50 dakikalık bir sınavda bütün
bunları soramayacağımı anlamanızı istiyorum.
Böylece lütfen, bu ara
sınavın oldukça kapsamsız olduğunu ve bugün olmayan konuların normal sınavda
olacağını ya da olabileceğini anlamanızı istiyorum.
Ben kavramlarla
ilgileniyorum. Matematik ile ilgilenmiyorum.
Yedi problem olacak. Bu
yedi problemin beş tanesi sadece tek bir soruludur.
İki problem iki soruludur.
Zamanın, sınav süresinin
bir sorun olacağını sanmıyorum.
Sınav birkaç asistana uygulandı.
Onların 15 veya 18
dakikalarını aldı; bu benim normaldeki hedefimdir.
Profesör Belcher’in
inceliği sayesinde, web sitesinden eski testleri aldık.
Bende çözümleri yok. Yapabileceğim
şey sadece bu kadardı.
Profesör Belcher’e bu sınav
sorularını elde etmemizi sağladığı için minnettarım.
Bu problemlerin bazılarını
yapamazsanız, size asistanlarınızı veya özel hocalarınızı görmenizi tavsiye
ediyorum.
Ben de bütün öğleden sonra uygunum,
yarın değilim; çünkü yarın öğleden sonra gelecek haftanın gösterilerini
hazırlamak için 26-100 de olacağım.
Bu problemlerin çoğu
açıktır. Çalışma rehberlerinizden yardım almayı da isteyebilirsiniz.
Pekala . Önce Biot-Savart
ile başlayalım.
Biot-Savart ile yapılabilecek
çok problem yoktur.
eşit
mü 0 bölü çarpı akım çarpı vektörel çarpım birim vektörü bölü kare.
Formül budur.
Muhtemelen yapmış olduğunuz
klasik bir problem.
Bir telden d uzaklığında,
burada, P noktamız var; telden geçen akım ’dır.
P’deki manyetik alanın ne olduğunu bilmek istiyorsanız, Biot-Savart’ı
kullanabilirsiniz.
Bunu yapmak aptalca bir şey
olur ama yapabilirsiniz.
O zaman telin burasından
küçük bir elemanı alabilirsiniz.
Bu uzaklık r’dir.
Bu, şu denklemde yer alan, birim r
vektörüdür.
elemanının
tam burada manyetik alana yaptığı katkının ne olduğunu buradan
hesaplayabilirsiniz – o tahtadan dışarı doğrudur.
Bu teta açısıdır; sinüs teta ise d bölü r’dir.
Sonra tüm telin üzerinden integral almalısınız; teta, sıfır’dan pi’ye.
Böylece buradaki manyetik alanı elde edersiniz.
Yapılacak çok akıllıca bir şey değil. Zaman kaybıdır.
Açıkçası; bunu yapmanın yolu, orada dipte duran Amper Yasasını
kullanmaktır.
Bu durumda, d yarıçaplı kapalı bir halka oluşturursunuz.
Bu halka tahtaya diktir. Onu üç boyutlu göstermeye çalışıyorum.
Bu kapalı halkaya açık bir yüzey tutturmalısınız.
Herhangi bir açık yüzey. Açık yüzeyi düz yapalım.
Ve orada dipte duran Amper Yasasını uygulayacağız.
İkinci terim yok, çünkü değişen elektrik akısı yok. Kappa M ile hiç ilgilenmiyoruz.
Böylece basitçe bu çemberin etrafında dolaşan B çarpı 2 pi d’ye
sahibiz, çünkü bu B’nin çembere teğet
olduğunu biliyorum.
Hatta sağ-el tirbuşon kuralına göre, yönü de biliyorum: tahtadan dışarı
doğru.
Böylece çember etrafında dönerken, dipte gördüğünüz gibi, B ve dL aynı
yöndedir.
Böylece, “2 piB çarpı d eşit mü
sıfır çarpı bu yüzeyi delip-geçen akım, yani “
bağıntısını elde ederim.
Ve cevap çok basittir: Manyetik alan, mü sıfır bölü 2pi d’dir.
Bu problemi çözmenin yolu budur;
Biot- Savart’dan uzak duracaksınız.
Amper Yasasının başarısız olacağı özel bir problem vardır.
Kuşkusuz, silindirik simetrimiz olduğunda, genelde Amper Yasası çalışır.
Bu bir silindirsel simetridir.
Amper Yasasının acı bir şekilde başarısız kaldığı ve Biot-Savart’ın
üstün olduğu bir problem de vardır.
Burada iletken bir halkam var. O bir çember.
Size şu soruluyor: Bu halkadan belli bir akımı geçtiğinde,
tam merkezdeki manyetik alan nedir?
Bu sadece merkez için çalışır.
Buradaki manyetik alanın ne olduğunu bulamazsınız. Biz bunu sınıfta yapmıştık.
Siz de muhtemelen bunu ev ödevi olarak yaptınız.
Biot-Savart size derhal cevabı verecektir. Bunu size bırakacağım.
Amper Yasası ise işlemeyecektir.
Şimdi Amper Yasasına geri dönelim ve Amper Yasasıyla ilgili birkaç
problem çözelim.
Birkaç istisna dışında,
silindirsel simetriye ihtiyacımız var.
Burada R1 yarıçaplı içi boş bir silindirim var. R2
yarıçaplı eş-merkezli başka bir silindir var. Bunlar çok uzun silindirlerdir.
İç silindirin yüzeyinde bu yönde akan bir akımı
olduğunu ve akımı’nın
dış silindirin yüzeyinden geri döndüğünü var sayın; iki akım aynı şiddette.
Uzayın her yerinde manyetik alanın ne olduğunu bilmek istiyorum.
Sadece kesiti görelim diye bir çizim yapacağım.
Önce R2’den daha büyük olan R için manyetik alanı
hesaplayalım.
Seçeceğiniz kapalı halkanın bizzat bir çember olacağı apaçıktır.
Bir gerekliliktir. Yarıçap R. Bir simetri argümanı kullanırız.
Bu r, küçük r, uzaklığındaki manyetik alan ne olursa olsun, her yerde
aynı olmak zorundadır.
Simetriden dolayı, buradaki değeri büyüklükçe oradakinden hiç mi hiç farklı
olamaz.
Çünkü silindirsel simetri var.
Herhangi bir manyetik alan varsa, onun teğet şeklinde olacağını da
biliyoruz; ya bu yönde, ya da şu yönde.
Ve alan böylece dolanılır.
Kapalı halka üzerinden integral alırız; orada dipte yer alan denklemi kullanırız; böylece B çarpı 2 pi küçük r eşittir mü sıfır
elde ederiz.
Ve şimdi bu halkaya açık bir yüzey tutturacağım. Bu yüzeyi tahta
düzleminde alacağım.
Herhangi bir yüzey alabilirim; fakat düz bir yüzey de kullanabilirim.
Bu yüzeyden geçen akımın ne olduğunu bilmeliyim.
Bu yüzey üzerinde, tam burada, akım tahtaya doğru gidiyor ve bu yüzey
üzerinde, tam burada, akım tahtadan dışarı geliyor.
İki büyüklük aynı, böylece net akım sıfır.
Ve böylece ikinci silindirin dışındaki manyetik alan sıfırdır.
Şimdi de iki silindirin arasındaki alana bakalım.
Bunlar boş silindirler, şimdi burada bu tamamen açıktır, bu tamamen
açıktır.
Onlar incedir, ince materyal, ince kabuklar, her ikisi de silindirdir.
Şimdi şüphesiz ki kapalı halka, iki silindir arasındaki açıklığın içinde
olacaktır.
Gene r yarıçapını seçerim. Ve şuraya giderim.
B çarpı 2 pi r eşittir mü sıfır elde ederim; fakat bu kez bu yüzeyi delip-geçen
akım var ve bu akım ’dır.
Bu değil, fakat bu. Ve böylece elde ederiz.
Sonuçta elde ettiğimiz B, mü sıfır çarpı bölü 2 pi
r’dir.
Bir bölü r alanı.
Yönü, sağ-el tirbuşon kuralından bulacaksınız. Normalde benim yaptığım
yol budur.
Bir tirbuşon alırsınız ve onu saat yönünde çevirirsiniz; o tahtaya girer;
böylece burada manyetik alan bu yöndedir.
Eğer şişe mantarı açarken hiç dönen bir tirbuşon kullanmadınızsa, bir
vidayı tornavidayla sıkıştırmaya çalıştığınız zamanı düşünün.
Saat yönünde çevirirseniz, vida içeri girer.
En azından, bu ülkede bulacağınız bütün vidaların % 99,99 ’unda durum
budur.
Onlar sağ adımlara sahiptirler. Sol adımlı bir tane yapabilirsiniz,
fakat bu genelde yapılmaz.
Şimdi de R1’den daha küçük r ‘lerin bölgesine gidebiliriz.
Bu bölge, bu ince kabuklu silindirin içindedir; ve gene küçük r
yarıçaplı bir çember olan bir kapalı halka alabilirsiniz; bu da sizin o kapalı
halkaya tutturulmuş açık yüzeyinizdir.
Yüzeyi delip-geçen akım olmadığı için, burada B’nin sıfır olduğunu bulursunuz.
Şimdi r ’nin fonksiyonu olarak, B manyetik alanının grafiğini
çizerseniz; burası R1, burası R2 olsun; burada B sıfırdır, orada sıfırdır; B
burada, küçük r yerine R1 konarak bulunacak bir değere sahiptir, ve
tam şurada küçük r yerine R2 konarak elde edilecek bir değerdedir.
Ve bu, 1 / r ile orantılı bir eğridir.
Manyetik alan budur ve içeride, oturduğunuz yerden bakıldığında,
saat yönündedir.
Derslerde bir solenoidin içerisindeki manyetik
alanı hesaplamak istediğimiz bir durum vardı; orada çember şeklinde kapalı
halkalar olmasa bile, Amper Yasası çok iyi çalışıyordu. Ama biz orada bir dikdörtgen seçmiştik.
Bunu tekrar gözden geçirmenizi istiyorum.
Mutlaka bu kitabınızda vardır; derslerimde de anlatmıştım.
Manyetik alanın solenoidin içinde düzgün ve dışında
sıfır olduğunu var saymıştık; bu çok da kötü bir varsayım değildi. Bu, Amper
Yasasıyla, dairesel değil de dikdörtgensel halka üzerinde gitseniz bile, solenoidin
içinde manyetik alanı elde etmenize izin verir.
Çok klasik. Ders notlarınızı kontrol edin ya da
benim derslerime yeniden bakın; bunu Web’den yapabilirsiniz.
Şimdi Lorentz kuvvetine dönmek istiyorum.
Lorentz kuvveti, F = Q ( E + V vektörel çarpım B
)’dir.
Bu Q, B manyetik alanı içinde V hızıyla hareket
eden yüktür ve bu yükün konumunda bir E elektrik alanın da var olduğu düşünülür.
Bir elektrona sahip olduğum durumu ele alalım.
Yükün negatif olduğunu hatırlatsın diye oraya bir
eksi işareti koyayım.
Bu, o elektronun hızı olsun.
Manyetik alan düzgün, tahtaya dik ve tahtadan içeri
yönde olsun.
Elektrik alanı olmasın; böylece sadece Q çarpı V
çarpı B ile ilgileneceğiz demektir.
V çarpı B bu yöndedir – bu vektörel çarpımı
yapabilmelisiniz – fakat yük negatif olduğu için, bu yük üzerindeki kuvvet bu
yöndedir.
Böylece elektron bu yönde dönecek ve manyetik alan
düzgünse, bir çember elde edeceksiniz.
Kuvvet, bu çemberin tam merkezindedir. Biraz sonra, aynı hızla giden elektron
buradayken, kuvvet böyledir.
Hız değişemez.
Kuvvet hiç iş yapamaz, kinetik enerjiyi
değiştiremez; çünkü F daima V ve B ‘nin oluşturduğu düzleme diktir, çünkü o bir
vektörel çarpımdır.
Kuvvet daima hıza dik olduğu için, hiç iş
yapamazsınız; dolayısıyla kinetik enerjiyi değiştiremezsiniz. Kuvvetin yaptığı
tek şey, onu döndürmektir.
O hızın yönünü değiştirir. O hızın büyüklüğünü
değiştirmez. O sürati değiştirmez.
Pekala.
Böylece bu yarıçap küçük r olsun.
Elektromanyetizma ve Mekaniği birleştirerek, M V kare bölü R’nin bu kuvvete eşit olduğunu
elde ederiz; burada M elektronun kütlesidir.
V, B’ye dik olduğundan, onların arasındaki açının
sinüsü 1 ‘dir; böylece burada basitçe Q V B elde ederim.
Bu, kuvvetin büyüklüğüdür. Yönü zaten biliyoruz.
Böylece bir V gider ve bu çemberin yarıçapını, M V / Q B olarak bulurum.
Bu, elektronun momentumu olur.
Böylece V elektronun hızıdır, süratidir. Q yüktür. B manyetik alandır. M elektronun
kütlesidir.
Ve bu hız, ışık hızından yeterince küçük olduğu sürece,
burada rölativistik bir düzeltme yapmak zorunda değiliz.
O ışık hızından çok küçük değilse, rölativistik bir
düzeltme yapmak zorunda kalırız.
Derslerimde rölativistik düzeltmeyi anlatmıştım,
fakat bunun sınavın bir bölümü olmayacağından da söz etmiştim; dolayısıyla
bunun üzerinde daha fazla durmayacağım.
Böylece şimdi bunun tamamen rölativistik olmadığını
varsayabiliriz.
Bu elektronun bir dolanma zamanı, büyük T, 2 pi R
bölü V’dir.
Fakat R’yi biliyorum; böylece (2 pi / V) çarpı M V
bölü Q B elde ederim.
Burada bu V var; o bu V’yi götürür ve sezgisel olmasa
da, dolanma zamanının elektronun hızından bağımsız olduğunu görürsünüz; hızın röelativistik
olmadığını var sayarak.
Ve bu parçacıklar için dolanma zamanının,
siklotronlar çerçevesinde, hızdan bağımsız olduğunu tartışmıştık.
7,8 çarpı 10 üzeri – 4 Teslalık bir B manyetik alanımız olduğunu
varsayalım.
Şimdi ne düşündüğünüzü biliyorum.
“Hangi cehenneme, bu çılgın değeri alıyorsunuz?”
diye düşünüyorsunuz.
Bunun bir nedeni var; çünkü burada bir gösterim
var.
Manyetik alan 7,8 çarpı 10 üzeri – 4 Tesla’dır.
Alan bu değere sahipse, dolanma zamanını
hesaplayabilirim; çünkü elektronun kütlesini biliyorum, elektronun yükünü
biliyorum, manyetik alanı biliyorum.
Bu durumda, T yaklaşık 46 nanosaniyedir.
Hertz cinsinden frekans olan saniyedeki dolanma
sayısı, F, eşittir 1 bölü periyot; o da eşittir yaklaşık 22 megahertz.
Böylece bu elektron her bir saniyede 22 milyon kere
döner.
Size yapacağım gösterim işte bu.
Bir cam kabım var; küresel. Oldukça büyük birşey. Onu
orada görebilirsiniz.
Onun içerisinde düşük basınçlı gaz var; böylece bazı
elektronlar gazı iyonize etmeden çembersel yörüngelerde dönebilirler.
Sıfırdan 300 Volta kadar değiştirebileceğim bir
potansiyel fark arasında elektronları hızlandıracağım. Ve böylece onlara belli
bir hız vereceğim.
Onlara 100 voltluk bir potansiyel fark verdiğimi
düşünün; o zaman potansiyel enerji farkı olan Q kere delta V, ½ M V2
olacaktır. Dolayısıyla bunu 100 volt yaparsam, V’nin ne olduğunu
hesaplayabilirim; böylece elektronların hızını, yaklaşık 5,9 kere 10 üzeri 6
metre/saniye bulurum.
Böylece 100 voltluk bir potansiyel farkı altında, hız budur.
Bu hızı bu denklemde kullanabilirim; böylece bu
manyetik alanda elektronların yarıçapını bulurum ve bu yarıçap yaklaşık 4,3
santimetre çıkar.
Bu, sahip olduğum küreden biraz daha küçüktür.
Elektronların yörüngesine dik olan bu büyüklükteki
düzgün bir manyetik alanı nasıl oluşturabilirim?
Bunu Helmholtz
bobinlerini kullanarak yapabiliriz. Derslerimizde bunu ayrıntılı olarak hiç
tartışmadık.
Burada bobinler görüyorsunuz ve burada bobinler
görüyorsunuz.
Böyle iki bobin setine sahipseniz ve aralarında
uygun bir mesafe varsa, ara bölgede hemen hemen sabit olan bir manyetik alan
oluşturabilirsiniz.
Bu durumda, bu alan, Dünyanın manyetik alanından on
beş kere daha büyüktür.
Belki de bazılarınız hatırlıyordur; birkaç hafta
önce 8.02 Web sitesinde, Profesör Belcher’den aldığım, akım halkalarının manyetik alanlarını hesaplamanıza yarayan çok
hoş bir program bağlantısı vermiştim.
Web sitesinde size sorduğum şeylerden birisi, bir
manyetik şişeye ne diyeceğimizi bulmaya çalışın sorusuydu.
Bu manyetik bir şişedir.
Aralarında neredeyse-düzgün bir manyetik alan
oluşturabildiğiniz iki bobine, Helmholtz bobinleri de denir.
Burada işte buna sahibiz, size göstereceğim şey, bu
elektronların çemberler içinde nasıl da güzel döndükleridir.
Bu elektronlar içerideki gazı iyonize ederler ve
sonra iyonizasyon de-exite olur; böylece çıkan ışığı görürsünüz.
Tıpkı Aurora’da gördüğünüz ışık ile aynı fikir.
Bu anlamda, cam bir tüpün içinde yapay bir Aurora
görüyorsunuz.
Burayı çok karanlık yapmalıyım, çünkü bunun ışığı
çok parlak değildir.
Bunu söndürmeliyiz. Bütün bunları söndürmeliyiz. Bunu
da söndürelim.
Yakında olanlarınız, tam burada, benim önümdeki
kürede, ışığı gerçekten hemen görebilirler.
Göremiyorsanız, o zaman oradaki ekranda
göreceksiniz.
Böylece bu bir elektron tabancası – benimkini
aldığımdan emin olayım.
Kabaca 100 volta ayarladığım bir potansiyel farkına
sahip.
Ve burada dönen elektronları görüyorsunuz.
Onlar kabaca saniyede 22 milyon kere dönerler.
Gazın basıncı düşüktür, dolayısıyla bazı
elektronlar, gazı iyonize etmeden önce, epeyce
dönmüş olurlar.
Delta V’yi değiştirebilirim.
Elektronları hızlandırdığım potansiyel farkını
düşürerek, hızı azaltabilirim.
Yarıçap, bu potansiyel farkın kareköküyle
orantılıdır.
Böylece şimdi burada görüyorsunuz; potansiyel farkı
artırdığımda, yarıçap yükselir.
Şu çemberin güzelliğine bakın ! 0 kesinlikle
şaşırtıcıdır. Çok, çok hoş bir gösteri.
Böylece sınıra varırız, yani cam kürenin çapına çok
yaklaşırız; yarıçapı daha fazla büyütemeyiz.
.
Şimdi sizinle Faraday Yasasını tartışmak istiyorum. Faraday Yasası çok farklı şekillerde ortaya
çıkar.
Faraday Yasası –yine Maxwell denklemlerine
gideceğim.
Faraday Yasası, indüklenen EMK’inin eksi d phi / dt olduğunu söyler.
d phi / dt, bir halkaya tutturulmuş açık yüzeyden
geçen manyetik akı değişimidir.
Halka beyninizin bir yerinde tasarlanabilir, ya da
gerçek bir halka olabilir.
Uzayda herhangi bir halka hayal edebilirsiniz. Bu
ifade daima doğrudur.
Böylece indüklenen EMK eşittir – d phi / dt; bu da
eşittir - d / dt integral B nokta dA, açık yüzey üzerinden.
Manyetik akıyı değiştirmenin pek çok yolunu
düşünebilirsiniz.
Bir yolu, durağan bir halkaya ve değişen manyetik alana
sahip olmaktır.
Diğer bir yol, sabit bir B’ye sahip olmak, fakat
geometriyi değiştirmektir; halkayı döndürerek veya hareket ettirerek; böylece
yüzeyden geçen manyetik akıyı değiştirmiş olursunuz.
Bu gün her ikisine de bakalım. Önce durağan halkayı
ele alalım.
Ben bir dersin önemli bir kısmını buna harcamıştım.
Diyelim ki, bu, iletken bir teldir ve büyük R
direncine sahiptir.
Bu, tüm telin net direncidir.
Ve burada değişen bir manyetik alanımın olduğunu ve
bu yüzey alanının tam burada A olduğunu düşünün.
Manyetik alan tahtaya dik; ve şiddeti B olsun; bu
durumda, phi B manyetik akısı açıkça A çarpı B olur.
Dolayısıyla, d phi / dt eşittir A çarpı dB / dt
olur.
Geometriyi sabit tutacağımızı hatırlayınız.
O durağan bir sistemdir. Fakat manyetik alanı
değiştireceğiz.
Böylece bu manyetik alan değişiyor. Belki, o şimdi
tahtadan dışarıya geliyor ve belki de artıyor.
Böylece bu iletken telde bir EMK indüklenir ve bu EMK
bu büyüklüğe sahiptir.
Bu, indüklenen EMK’inin büyüklüğüdür.
Böylece geçecek akım, yani indüklenen akım,
indüklenen EMK bölü bütün iletken telin direncidir.
Yön asla bir sorun değildir; çünkü hepiniz Lenz Yasasını
kullanabilirsiniz.
Hatta buraya bir eksi işareti de koymadığıma dikkat
edin; çünkü EMK şüphesiz ki, - d phi/dt’dir.
Buraya bir eksi işareti koyup koymamanız, benim
için önemli değil; fakat oraya şu iki çubuğu koyarak, eksi işaretinden kurtulurum.
Çünkü manyetik alan tahtadan dışarı geliyor ve
artıyorsa, o zaman Lenz Yasası artışa karşı çıkmak için bu yönde bir akım
oluşturacaktır.
Genelde eksi işaretleri kuş beyinliler (!) içindir.
Akımın gittiği yön konusunda daima akıl yürütebilirsiniz.
Bu, durağan bir halkaya sahip olduğunuz; yani
geometrinin değil de, manyetik alanın değiştiği bir durum.
Şimdi manyetik alanın sabit olduğu duruma geçelim.
Burada bir iletken tele ve örneğin, tahtadan dışarı
doğru gelen ve düzgün olan bir manyetik alana sahibiz – akıyı elde etmek için
integrasyon yapacağınız zaman, düzgün alan daima
iyidir.
Düzgün B alanına sahip olmak daima hoştur.
Ve burada L uzunluklu bir çubuk var. Burada L
uzunluğu bu.
Ve çubuğu V hızıyla sağa doğru hareket ettiriyoruz.
Böylece bu çok basit bir durumdur.
V çubuğa diktir. Bu daima işimizi kolaylaştırır.
B alanı, V ve L’nin oluşturduğu düzleme diktir;
böylece sahip olabileceğimiz bütün sinüs veya kosinüs tetalar 1 veya 0 olur.
Manyetik alan sabittir; böylece manyetik akı, fi(B),
manyetik alan çarpı yüzey alanıdır.
Açılar harika; böylece bu mesafe X ise, bu akı, B
çarpı X çarpı L’dir.
Böylece manyetik akı zamanla değişir: d phi B / dt -
- dikkat ederseniz, eksi işaretlerini önemsemedim. Eksi işaretlerine ihtiyacım
yok.
Bu d phi /dt, oradaki L çarpı B çarpı dX/dt ‘dir ; dX/dt hızdır.
Böylece EMK’nin büyüklüğü L B V’dir.
Dolayısıyla indüklenen akım, bu L B V değeri bölü R
direncidir; bu direnç, tüm halkanın direncidir. Ne ve nerede olduğu önem değil;
fakat bu akımın büyüklüğüdür.
Yön yine kolaydır; tartışmasızdır.
Bu çubuğu sağa hareket ettirirsem, manyetik akı
artıyor demektir.
Manyetik alan bu yöndedir; böylece akım, bu
değişime karşı çıkacak yönde olacaktır; öyleyse akım bu yönde gidecektir.
Bu indüklenen akımdır ve büyüklüğü budur.
1996 yılında, NASA “urgan” denilen
yirmi kilometrelik iletken bir teli mekiğe bağladı; yani L yirmi kilometreydi.
Dünyanın manyetik alanı yaklaşık olarak yarım
gauss’tur.
200 mil mesafede bile, o buradakinden pek farklı
değildir.
Böylece bu 5 çarpı 10 üzeri eksi 5 Tesladır.
Ve 8.01’den bilmeniz gerektiği gibi, her yakın-Dünya
uydusu gibi, mekikler saniyede yaklaşık olarak 8 kilometre hızla uçarlar.
Daha hızlı giderlerse, o zaman dünyanın çekim
alanından kurtulurlar.
Böylece dairesel yörüngede, V yaklaşık olarak
saniyede 8 kilometredir.
Buradaki hızlarımız ise, birkaç metre/saniye mertebesinde.
Dünya etrafında dönen bu “urgan” için hesaplarsam,
L B V ‘yi hesaplarsam, 8 kilovolt elde ederim.
Yine de, ancak
B alanı, L V düzlemine dik olursa ve mekiğin hızı telin doğrultusuna dik olursa,
ancak o zaman bunun doğru olacağını unutmayın.
Bunların hiç biri bu durumda değildi.
Manyetik alan, V ve L ‘nin oluşturduğu düzleme tam
dik değildir.
Gözledikleri değer 3,5 kilovolttu; yaklaşık olarak
başarabileceğiniz maksimumun yarısı.
“Vay be, bu çok tuhaf” diyebilirsiniz; çünkü
boşlukta iletken bir teli çekerseniz, kapalı devreniz olmaz, böylece yüzey
olmadığı için, manyetik akıdan bahsedemezsiniz.
Mekiğin uçtuğu yükseklikte çok az hava vardır; çok
az ama vardır ve güneşten gelen ultraviyole ışık nedeniyle çok iyonize
olmuştur.
Buna iyonosfer diyoruz. O plazmadır.
Ve böylece telin etrafında, burada ve burada,
iletken bir ortama sahip olursunuz.
Böylece akım bu ortamdan geçebilir, bu yoldan ve bu
yoldan. Olacak olan, tam da budur. Böylece kesin olarak yolu bilmiyorsunuz.
Ama akım geçecek, böylece siz kapalı halkalara
sahip olacaksınız.
Ve böylece manyetik akı değişimi ve bunun sonucu
olarak indüklenen EMK hakkında konuşmak anlamlıdır.
NASA’nın çok iyi tahmin edemediği şey akımdı; çünkü
bu kapalı halkanın direncinin ne olduğunu tam olarak bilmiyordunuz.
Kablonun direncini biliyordunuz, fakat iyonosfer
boyunca akan akımların direncinin ne olduğunu bilmiyorsunuz.
Fakat net sonuç, telde 1 amper kadarlık bir akımının
olmasıydı.
Bu çok trajikti, çünkü bu akım öylesine yüksekti ki
iletken tel erimiş ve “urgan” kopmuştu; daha deneyin başlarında “urgan” mekikten ayrılmıştı.
Uzayda hareketsel EMK’ye sahip olduğunuz şahane bir
örnektir bu.
Onu evde düşünmenizi istiyorum. Enerji nereden gelmektedir?
Çünkü siz akım üretiyorsunuz. Bir elektrik ampulünü
yakabilirdiniz.
Enerji bir yerlerden geliyor olmalıydı. Bunu
düşününüz.
Kavramsal olarak ilginç bir sorudur.
Sırası gelmişken web sitesinde sizin için “urgan”a
bağlantı verdim.
Yapacağınız tek şey ona tıklamaktır; böylece bu
inanılmaz deney hakkında daha fazla bilgi edinirsiniz.
Pekala.
Faraday’ın ekonomimize olan en önemli katkısıyla
devam edelim.
Bu, bir akım halkasını, iletken bir halkayı
–dikdörtgen şeklinde ya da daire şeklinde olabilir -- döndürdüğümüz durumdur ve
bu halkayı omega açısal frekansıyla
döndürürüz.
Kolaylık olsun diye, manyetik alanı dümdüz yukarıya
doğru alalım.
Bunun üç boyutlu olduğunu varsayalım. Bu benim düşüncem.
Bu kenarın uzunluğu a olsun ve bu kenarınki b.
Böylece bu yönden bakarsanız, sadece çizgi görürsünüz.
B burada açısal omega hızıyla böyle dönüyor. Kısa
bir süre sonra burada olacak.
Böylece buradaki bu uzunluk b’dir. Bu uzunluk, b kosinüs
teta ’dır.
Ve bu açıya teta diyelim – teta sıfırken, burada
T’de onun sıfıra eşit olduğunu var sayalım.
Şüphesiz ki bunu keyfi olarak, yani istediğim gibi,
seçebilirim.
Halkanın tüm direnci R olabilir.
Bu halkaya tutturulmuş yüzeyden geçen fi(B) manyetik
akısı, B çarpı – bu sabittir, değişmez –
a b ‘dır; fakat B ile dA arasında nokta çarpım olduğu için, oraya kosinüs tetanın
da geleceğini unutmayın. Sonuçta, B çarpı a çarpı b çarpı kosinüs teta
bulursunuz.
Böylece bu akıdır. Fakat kosinüs teta zamanla
değişiyor.
Teta, sabit olan açısal omega frekansı çarpı T’dir;
böylece manyetik akı, a çarpı b kosinüs omega T’dir.
Böylece bunun türevini alırım: d phi / dT = omega B a b sinüs omega T bulurum.
Eğer bu eksi işaretiyle ilgileniyorsanız, onu
otomatik olarak koyarsınız; bu konuda yapabileceğim bir şey yok.
Orada bir eksi işareti olacak; fakat onunla pek
ilgilenmiyorum.
Fakat madem ki onu söz konusu ettik, hasır-altı
etmeyeyim.
Böylece buraya bir eksi işareti koyarım ve şunu
+1’e çeviririm.
Bu durumda, indüklenen EMK’i hemen elde etme
avantajını sağlamış oluruz.
İndüklenen EMK’nin kendisinin, omegayla doğru
orantılı olduğuna dikkat edin.
Böylece halkadan geçecek olan indüklenen akım,
indüklenen EMK bölü halkanın direncidir.
İndüklenen EMK omegayla orantılıysa, indüklenen akım
da öyledir.
Dolayısıyla, halkayı ne kadar hızlı döndürürseniz,
aynı dirençle o kadar daha yüksek akım elde edersiniz.
Hepiniz birer motor yapmıştınız ve ödül töreninde size
şunu söylemiştim: Motorunuz ne kadar hızlı dönerse, halkada o denli büyük bir indüklenen
EMK oluşur.
Bir manyetik alanınız vardı; Onun, az ya da çok,
sabit olduğunu varsayalım.
Şüphesiz ki, sizin durumunuzda alan sabit değildi. Fakat
tartışma uğruna öyle olduğunu varsayalım.
Motorunuz döndüğü için, Bay Faraday tarafından
oluşturulan omegayla orantılı bir
indüklenen akımınız vardı; bu yüzden, motorunuz ne kadar hızlı dönerse, akım da
o denli büyük olur.
Ve bu indüklenen akım, bataryanız tarafından
üretilen akıma karşı olur.
Kazanan motorla bir gösteri yaptığımı belki
hatırlıyorsunuzdur.
Pervaneyi engellemiştim ve pervane blokeyken, yani
omega sıfırken, motordan geçen akımın 1,6 Amper olduğunu göstermiştim size.
Basitçe Ohm Yasası. Batarya, voltaj V, direnç R; akım = V / R’dir.
Sonra motoru çalıştırmıştık; akım, anormal bir
şekilde tam 40 çarpanıyla azalmıştı !.
Motor çalışıyorken, zaman ortalamalı akım sadece 40
mili-amperdi.
Bunun nedeni, burada gördüklerinizdir.
Bataryadan geçen akıma karşı duran bir indüklenen
EMK, bir indüklenen akım elde edersiniz.
L R devreleri.
Oraya da gidebilirim, ama merkez tahtada kalmayı
tercih ediyorum; bunlara artık ihtiyacımın olacağını sanmıyorum. Bunu örtebilir
miyim? Tamam, çoğunuz onaylıyor.
Orada çalışabilirdim; fakat merkezde kalmayı tercih
ettim.
L R devreleri.
L R devreleri ile sıkıntımız var – bizim değil, başka
kişilerin – hemen hemen bütün ders kitapları, kolej fizik kitabı, Faraday Yasasını
anlamıyor; dolayısıyla konuya yanlış yaklaşıyorlar.
Sıkıntı verici, fakat cevabı bildikleri için,
cevapları doğru.
Fakat fizikleri tamamen yanlış.
Web sitesinde Profesör Belcher’in sınavlarına
bakarken bulduğum bir problemi ele alacağım.
L R devresi ile ilgili çok hoş bir problemi var. Bunu
sizinle birlikte inceleyeceğim.
Bir dalgalı akım güç kaynağımız var: V eşittir kosinüs
omega T.
Frekans 60 hertz. Prizden geliyor.
2 pi F olan omega, yaklaşık olarak saniyede 377
radyan.
Bu durumda , 100 volt.
Burada öz-indüktörümüz var ve burada bir elektrik
ampulümüz var.
Elektrik ampulü 100 ohm’luk bir dirence sahip. Ve bu
öz-indüktör değişken.
Henüz nasıl değişken bir öz-indüktör
yapabileceğimizi bilmiyoruz; fakat çok kısa sürede öğreneceğiz; gelecek derste,
ya da gelecek hafta; hatırlamıyorum.
Bu öz-indüktör belli bir bölge içinde arttırılabilir.
Profesör Belcher’in sorduğu ilk soru şu: Bu
elektrik ampulündeki enerji kaybı nedir?
E nokta dL’nin kapalı halka entegrali sıfır
değildir; çünkü Kirchhoff’un halka kuralı burada geçerli değildir.
Bir öz-indüktör vardır.
Eğer bu kapalı halkaya bir açık yüzey tutturursanız,
oradan geçen bir manyetik akı olacaktır; böylece orada üçüncü denklemle
uğraşmalısınız.
Ders kitabınız ne söylerse söylesin, Faraday Yasasıyla
uğraşmalısınız.
Kirchhoff’un halka kuralı geçerli olmaz.
Eğer bunu doğru bir şekilde yaparsanız; fizikten
anlamayan insanların bulduğu denklemle aynı olan doğru diferansiyel denkleme ulaşırsınız.
Onlar bir şeyleri öyle bir şekilde sokuştururlar ki,
aynı cevabı elde ederler.
Benim cevabım şudur: Bu voltajın, bu değişken
voltajın bir sonucu olarak geçecek olan akım, bir maksimum değer çarpı kosinüs( ω t – φ ) olur.
Maksimum akımın kendisi, bölü karekök
R 2 + (ωL)2 ’dir.
Ve tanjant φ , ω L bölü R’ye eşittir.
Derslerimden birinde, buna epeyce zaman
harcamıştım.
Böylece öz-indüktörde – kuşkusuz dirençte de – geçecek
maksimum akım, omegaya ve L’ye bağlı olacaktır.
Profesör Belcher, problemine L = 0 ile başlar ve sonra
sorar: Bu elektrik ampulündeki güç kaybı nedir?
L = 0 ise, bu terim yoktur; basitçe Ohm Yasasına
sahipsiniz: I = / R olur.
Böylece olur.
Fakat bu durumda, sizi hıçkırtacak bir şey sorar: Şimdi
bu elektrik ampulündeki zaman ortalamalı güç kaybı nedir?
Hatırlayacaksınızdır ya da hatırlamalısınız; eğer elektrik
ampulünden geçen akım ve ampulün direnci R ise, ampuldeki güç kaybı ‘dir.
Direncin akımdan bağımsız olduğunu, sıcaklıktan
bağımsız olduğunu varsayacağız.
Fakat zamanla
cosinüsoidal tarzda değişiyor.
Böylece bu kez, kosinüs kare omega T fonksiyonunun
zaman ortalamasını hesaplamak zorundasınız.
Ve kosinüs kare ya da sinüs kare omega T
fonksiyonunun zaman ortalaması daima 1/2 ‘dir.
Bunu elde etmek için beş dakika harcamaktansa, bunu
hatırlayın yeter
Ve böylece bu zaman ortalamalı güç kaybı, olacaktır
HAYIR,
HAYIR, affedersiniz – başa dönüyorum – Dirençte kaybolan enerji 2
R ‘dir, 2
R değil.
O, 2 R’dir.
Kosinüz kare fonksiyonunun zaman-ortalaması nedeniyle
orada bir bölü iki elde ederim.
Ve şimdi o çok kolay.
1 Amper’dir;
R = 1o0 ohm’dur ve kosinüs kare fonksiyonunun zaman-ortalamasından gelen bu ½
çarpanı – φ hiçbir iş yapmaz – ve böylece 50 watt elde
edersiniz.
Profesör Belcher, bu cihaza “ışık kısıcı” adını
vermiştir.
Şimdi L’yi 300 millihenri’ye yükseltecek.
Böylece L, 300 milihenry olacak.
300 milihenride, omega L = 113 ohm’dur.
Yani, 300 kere 10– 3 henri ile 377
radyanı çarptım; 113 ohm eder.
Şimdi zaman-ortalamasından gelen bu ½ ile ’ı çarpacağım; ’ta (omega L)2
yerine (113)2 + R2 yerine (100)2
koyarım, böylece = 0,67 Amper
çıkar.
Onu şu denkleme yerleştiririm; gücü,
22 watt kadar bulurum.
Işık kısıcı’nın yaptığı, işte budur.
Böylece öz-indüktansı açarsınız ve ışığınız kısılmış
olur.
Şimdi çok derin, çok derin, belki de nahoş, kavramsal
bir soru.
İnsan neden öz-indüktanslı bir ışık kısıcı yapmak
ister ki?
Neden buraya değişken bir reosta koymaz ve sonra
onu yukarı kaydırmaz, öyle ki reosta sıfırken, akım 1 Amper olsun, böylece 50
watt elde etsin, fakat sonra akım 0,67 amper’e düşünceye kadar reostayı arttırsın,
o zaman ampul saniyede 22 Joule yayacaktır.
Buraya neden değişken bir reosta koymayıp, değişken
bir öz-indüktans koyarsınız?
Eğer bu soruyu
yanıtlarsanız, zaten 8.02’de derin bir kavrayışa sahip oldunuz demektir.
Gelecek derste bunu sormayacağıma söz veriyorum,
ancak finalde soracağım.
Yer değiştirme akımı.
Yer değiştirme akımı, daima biraz problemlidir; şu
anlamda ki, yer değiştirme akımıyla yapabileceğiniz çok problem yoktur.
Bu yer değiştirme akımı, işte bu terimdir; Amper Yasasına bunu Maxwell eklemiştir.
8.02’de bu aşamada düşünebileceğim tek uygulama, derslerim
esnasında üzerine basa basa işlediğim şu uygulamadır.
Düz kapasitör diskleriniz var. Bunlar dairesel plakalar.
Kapasitörü ya yüklersiniz ya da boşaltırsınız; ve
şimdi, bu yasayı kullanarak, kapasitör plakaları arasındaki manyetik alanın ne
olduğunu hesaplayabilirsiniz.
Size ders notlarınızı okumanızı ya da web
sayfasından dersi yeniden izlemenizi öneririm. Ders web’dedir.
Sınava gelmeden önce, bazı babacan önerilerdi
bunlar.
Size konuyu tamamen anladığınızdan emin oluncaya
kadar, problemi en az iki kere okumanızı tavsiye ediyorum.
Hızlı okursanız, bazen yanlış okumuş oluyorsunuz –
en azından, benim başıma geliyordu bu.
Önce daha kolay soruları yapmanızı tavsiye ederim.
Sizin için en kolay olan, sizin için en kolay olmayabilir.
Fakat önce sizin için kolay olanı yapın.
Takıldığınız bir soruda, asla 10 dakikadan fazla
zaman harcamayın.
Zamanınızı aldığını anlar anlamaz, hemen onu
bırakın ve diğer bir probleme geçin.
Bugünden ve o güne kadar ihtiyacınız varsa, asistanınızı
görmenizi tavsiye edeceğim.
Asistan yardımcısını da görebilirsiniz. Bu öğleden
sonra ofisimde olacağım.
Bugün elimden geldiğince size zaman ayıracağım.
Yarın öğleden sonra, gelecek haftanın gösterisini
hazırlamak üzere, bu salonda olacağım; dolayısıyla yarın boş değilim.
Size iyi şanslar diliyorum ve gelecek derste
görüşürüz.