Sınavlar
Ara Sınav
Bu ara sınavın dört bölümü vardır. İlk bölüm, size verilen okuma parçalarından 14 pasajı içermektedir, bunlardan 12 tanesinin hangi okumadan olduğunu belirtip, önemini anlatmanız gerekmektedir (ek talimatlar aşağıdadır). İkinci bölüm, sizlere dersin ilk gününde dağıtmış olduğum anket sorularına verdiğiniz cevapları yeniden gözden geçirmenizi istemektedir. (Aşağıda size orijinal sorular ve vermiş olduğunuz cevapların bir kopyasını verdim.) Üçüncü bölüm, üç kompozisyon sorusu vermektedir, bunlardan bir tanesi üzerine yazmanız gerekmektedir. Dördüncü Bölüm, öğrenci ödevlerini “gizli”, kağıtların üzerinde öğrencilerin isimleri olmadan, değerlendiren bir çalışmanın öğretmen ve öğrenci arasındaki iktidar ilişkisi üzerindeki etkilerini analiz etmenizi istemektedir. Kağıtlarınızı teslim etmeden önce bitmiş sınavınızdaki imlâ, gramer, vb. gibi mekanik hataları kontrol etmeyi ihmal etmeyiniz.
Dört bölüme ayrılmış toplam 200 puan vardır.
Bölüm I Teşhis (60 puan, her bir teşhis için 5 puan)
Teşhisler için Talimatlar: Aşağıda, bu derste size verilmiş olan okumalardan alınmış on dört alıntı bulacaksınız. Sizin işiniz, bunlardan on iki tanesini yazarı (ve eserin başlığını) vererek teşhis etmek. Her bir teşhis edilen alıntının, anlamını, organizasyonunu, ve iktidar kullanımını anlamamız için önemini tartışınız. Alıntının önemini tartışırken, sadece alıntının yapıldığı metindeki argümanı değil aynı zamanda iktidar anlayışımız açısından yazarın ya da bakış açısının önemini de tartışmalısınız.
- Şimdiye kadar varolan bütün toplumun tarihi sınıf mücadelesinin tarihidir.
- Hiç kimse, genel olarak, kendi etkisinin diğer insanı belirlemesini istemez. Daha ziyade, kendi etkisinin, başkasının belirlenmesinin, kendisine geri dönmesini ister.
- İktidar formlarının klasifikasyonu “ideal tipik” ya da “analitik”tir ve kesinlikle herhangi bir ya da bütün iktidar ilişkilerinin o ya da bu şekilde etiketlendirilmiş formlar altında sınıflandırılamazlar. Cisimleştirmeye ya da konseptlere “yanlış somutlaştırılma” atıflarına karşı tanıdık uyarılara rağmen, hâlâ, sözde sofistike sosyal bilimciler arasında bile, gözlemlenen fenomenler ve tanımsal kategoriler arasında birebir bir karşılık olması gerektiğini naifçe varsayanlar vardır. Herhangi bir klasifikasyonun değeri dünyanın bitmez tükenmez çeşitliliğini ne kadar birebir kapsadığına değil, incelik ve sezgiyle gerçekliğe uygunluğuna ve aydınlatıcı önermeler üretmek için kullanılıp kullanılamayacağına bağlıdır.
- Hobbes insan davranışındaki değişmeyenler olarak gördüğü şeylere kafayı takmıştı: saldırganlık ve hayatta kalma arzusu. Metro çıkışındaki silahlı soygun kesinlikle ilk içgüdünün bir örneğiydi. Ancak herhangi bir şekilde ikincinin—hayatta kalma içgüdüsünün—de bir örneği olabilir mi?
- İnsan aktivitesinin her bir branşında bir bireyin kapasitesinin göstergesi olan bir indeks verildiğini farz edelim, okulda sınavlarda çeşitli konularda notların verilme tarzına benzer bir şekilde. Böylece, kendi aktivite branşlarında en yüksek indekslere sahip olan insanlardan bir sınıf oluşturalım ve bu sınıfa elit adını verelim.
- Bu üretim ilişkilerinin bütünü toplumun ekonomik yapısını, gerçek temelini oluşturur, ki bu temel üzerinde de hukuki ve politik üst yapı yükselir ve bunlara belirli sosyal bilinçler tekabül eder. İnsanların varoluşlarını belirleyen şey bilinçleri değildir, sosyal varoluşları bilinçlerini belirler.
- Bir egemen sınıfın kaçınılmaz olarak diğerinin yerini alması prensibi, ve bu prensipten çıkarılan prensip olarak oligarşi, büyük sosyal kümelerin önceden takdir edilen ortak hayat tarzıdır. Tarihin materyalist olarak kavranışıyla çelişen ya da onun yerini alan bir şey olmaktan ziyade bu kavramı tamamlar ve güçlendirir.
- Biraz fazlaca-basitleştirmeyle, “sınıfların” belirli “hayat tarzlarını” temsil eden meta tüketim prensiplerine göre katmanlaştırıldığını söyleyebiliriz.
- Her kurum üyelerinin zaman ve ilgilerini alır ve onlara bir dünya verir; kısacası, her kurumun kuşatma eğilimleri vardır. Bizim Batı toplumundaki farklı kurumlara bakacak olursak, sürekli olarak sıradakinden daha fazla kuşatıcı olanları bulabiliriz. Kuşatıcılıkları ya da total karakterleri, dışarı ile sosyal ilişkilerindeki engellerle ve fiziki tesisin içine yerleşiklikle, kilitli kapılar, yüksek duvarlar, dikenli teller, uçurumlar, su, ormanlar ve tepeler gibi şeylerle sembolize edilir.
- Karizmatik otorite, takipçinin lorduna etkili ve kişisel bağlılığına ve onun zarafet özelliklerine (karizma) dayanır. Bunlar özellikle büyülü yetenekler, kahramanlık gösterileri, güçlü bir zihin ve konuşmayı içerir. Ebediyen yeni, rutin-dışı, duyulmamış olan ve duygusal esrime kişisel bağlılığın kaynaklarıdır.
- Karar vermeden diğer hata kaynakları ile birlikte, grupdüşüncesinin semptomları zaman zaman birleşik küçük grup siyaset yapıcıları arasında ortaya çıkmaya meyillidir; grupdüşüncesinin en aşındırıcı semptomları, grup yalıtımını, fazlasıyla-yönlendirici liderlik pratiklerini, ve zamanından önce ağız-birliği arayışlarını besleyen diğer şartları eleyerek önlenebilir.
- İşçinin yabancılaşması şöyle ifade edilmiştir: ne kadar çok üretirse, o kadar az tüketebilir; ne kadar çok değer yaratırsa, o kadar az değeri olur. Emek, zenginler için inanılmaz şeyler üretirken fakirler için ancak sefalet üretir. Diğer işçiler makinelere dönüşürken, makineler emeğin yerini alır ve işler azalır.
- Mantık gayet açıktır, amaçlar deşifre edilebilirdir, ancak yine de bunları icat eden kimse ortada yoktur, ve sadece bir kaçının formüle ettiği söylenebilir: büyük anonimin gizli özelliği, “icat edenleri” ya da karar verenlerinin genellikle iki yüzlü olmadığı konuşkan taktiklerle neredeyse konuşulmayan stratejilerin koordine olduğu.
- Böyle bir durumda endüstriye yer yoktur çünkü meyvesi belirsizdir; ve sonuç olarak dünyanın ne bir kültürü, ne bir navigasyonu, ne de denizin empoze ettiği meta kullanımı vardır; ne ferah bir bina, fazla güç isteyen şeylerin taşınması ve yeniden başka yere götürülmesini gerektirecek ne bir araç, ne dünyanın yüzeyine dair bir bilgi; ne zamana dair bir bilgi; ne sanat, ne edebiyat, ne de toplum; ve en kötüsü de, sürekli vahşi bir ölüm korkusu ve tehlikesi; ve insanın hayatı, yalnız, berbat, yabani, ve kısadır.
İkinci Bölüm Kompozisyon (50 puan)
İktidar üzerine yapılan kamuoyu yoklamasındaki (1) (2) (3) (4) ve (5) numaralı sorular şöyledir:
- Ast konumundaki insanları istediklerini başarmalarından alı koyan en önemli faktör isteksizlik ya da “irade” eksikliğidir.
- Başkalarının davranış biçimlerini etkilemek ve başkaları üzerinde iktidar kullanmak arasındaki fark nedir?
- Amerikan toplumunda Iktidar dağılımından faydalananlar genellikle bunları çok çalışma ve başarıyla kazanmışlardır.
- En önemli Iktidar formları disiplin ve kişinin kendi davranışlarını kontrolünü içerir.
- İktidar kullanımı her zaman başkalarının pahasınadır.
Eylülde yazdığınız cevapları yeniden okuyunuz. Lütfen bu sorulara Eylül’de verdiğiniz cevapları eleştiren bir kompozisyon yazınız. İktidar tarzları ve kaynaklarına dair görüşleriniz değişti mi yoksa aynı mı kaldı? Orijinal cevabınızda belirtmediğiniz ancak şimdi ele almak istediğiniz konular var mı? Şu andaki Iktidar anlayışınızı hangi ampirik çalışma ve/veya sosyolojik araştırma etkiledi?
Bu soruları cevaplarken, sınıf tartışmalarından ve ders için yaptığınız okumalardan aktif olarak yararlanınız. İktidar üzerine düşüncelerinizin nasıl ve neden değişip değişmediğinin bir değerlendirmesini sununuz.
Üçüncü Bölüm Kompozisyon (50 puan)
Lütfen aşağıdaki sorulardan birini seçiniz ve ona cevap veren bir kompozisyon yazınız.
- Sosyal teoride, insan doğasının karakterine dair iki egemen ve birbirleriyle çelişen iki görüş vardır. Lütfen şu yazarları—Machiavelli, Marx, De Tocqueville, Weber, Pareto, Michels, Simmel, Hobbes—insan doğasına dair görüşlerine göre sınıflandırınız ve sosyal iktidar dağılımını değiştirme olanakları, kaynakları ve dağılımı üzerine olan çeşitli görüşlerini açıklayınız.
- Marx, toplumların çoğunda varolduğu görünen iktidar farklılıklarını azaltma ihtimallerine dair en iyimser bakışı olan az sayıdaki sosyal teorisyenlerdendir. Marx’a göre bu farklılıkların kaynakları nelerdir, ve bunlar nasıl yok edilebilirler? Diğer bir deyişle, iktidar farklılıkları nereden kaynaklanır, tarih boyunca hangi formları aldılar, ve hangi spesifik yollarla bu durum düzeltilebilir?
- Bazı eleştirmenler, Weber’in karizmatik liderlik teorisini içsel olarak sosyolojik olmayışıyla tanımladılar, diğer bir deyişle sosyal (etkileşimci) terimlerle açıklanamayan bir iktidar tarzı olarak, psikolojik ve bireysel açıklamalara dayanmayı gerektiren bir teori: özel iktidarı ya da kişiliği olan büyük bir insan birdenbire tarihin gidişatını değiştirmeye kalkar. Bu pozisyonu tartışın—eleştirin ya da savunun.
Dördüncü Bölüm Kompozisyon (40 puan)
Öğrenci öğretmen etkileşimi karmaşık statü, uzmanlık, beceri, karakter, aynı zamanda farklı ekonomik ve kültürel ödüller yaratır ve bunlar üzerine kuruludur. Bunun gibi küçük bir sınıfta, pek çok sınıfı ve asistanı olan büyük kürsü derslerinden ziyade, MIT’deki (soyut olarak değil, MIT’nin kurumsal kuralları, pratikleri, ve kültürü içerisinde) bir profesör ve öğrenci arasındaki iktidar ilişkisi ve dinamiği, ödevlerin gizli bir şekilde notlandırılmasından, yani, profesörün hangi ödevi hangi öğrencinin yazdığını bilmeden notlamasından, nasıl etkilenir? Tutarlı bir kompozisyon geleneksel notlandırma pratiklerindeki ve gizli notlandırma sistemlerindeki iktidar dağılımını tanımlamalıdır. Diğer bir deyişle, ders için verilen son ödevler üzerlerinde isimlerle değil de numaralarla teslim edilirse öğrenci ve profesör arasındaki ilişkilerin nasıl değişeceğini düşünüyorsunuz?
|