Ders Notları 09 

 

İnsan İşlevi ve Ahlaksal Erdem

 

Dersin Planı

I.    Mutluluğu Tekrar Ziyaret
II.   İşlev Argümanı
III.  Örnek: Arkadaşlık
IV.  Ahlaksal Erdemin Doğası

I.    Mutluluğu Tekrar Ziyaret

A.   İyi Hayat Nedir?

“Amaçlar çok göründüğünden, bunlardan da bazılarını bir başka şeyden ötürü tercih ettiğimizden [...] bunların hepsinin kendileri amaç olmadığı açık; oysa en iyi kendisi amaç olan bir şey olarak görünüyor. Demek ki kendisi amaç olan yalnızca bir tek şey varsa, aradığımız da bu olur; daha çok şey varsa, bunların arasında en çok kendisi amaç olanı. Kendisi için aranan, başka bir şey için aranandan; hiçbir zaman bir başka şey için tercih edilmeyen de, hem kendileri için hem de onun için tercih edilenlerden daha amaçtır diyoruz; hiçbir zaman bir başka şey için tercih edilmeyip hep kendisi için tercih edilene ise sadece kendisi amaçtır diyoruz.  En çok mutluluğun böyle bir şey olduğu düşünülüyor.”(I.7)[1]

B.   Hayatın Amacının Ne Olduğu Hakkında Farklı Düşünceler Vardır:

C.    Soru: Zevk, para ya da haz (bazı) insanları mutlu etmez mi?

  1. sefih
  2. açgözlü adam
  3. rezüme-geliştirici

D.  Bir Ruh Hali ya da Durum ile Eylem Arasındaki Ayrımı Anımsayın:

E.    Aristoteles'in Yanıtı:

II.   İşlev Argümanı

A.   Kısaca

  1. Aristoteles doğal dünyada herşeyin bir işlevi olduğunu savunur. İnsanlar doğal dünyanın bir parçası oldukları için insanların da işlevleri vardır.
  2. İnsanların işlevleri bir tek onlara özgü olan etkinlik olmalıdır. Bir tek insanlara özgü olan etkinlik rasyonel etkinliktir.
  3. Bu nedenle, insanların işlevi akla uygun şekilde eylemektir.

B.   Akıl İnsan Etkinliğinin İçine İşler

C.    İnsanlar Şunları Yaptıklarında İyi Yaşarlar:

III.   Örnek: Arkadaşlık

A.   Arkadaşlık Rasyonel Bir Etkinliktir

B.    Arkadaşlık, İçinde Aklın İşlevini İyi ya da Kötü Bir Şekilde Yerine Getirebileceği Bir Etkinliktir.

C.   İyi Arkadaşlıklar Kuran ve Sürdüren Biri Olmak Ne Demektir?

 

IV.   Ahlaksal Erdemin Doğası

A.   Bir Karakter Durumu

  1. Öfke, neşe ya da üzüntü gibi bir tutku ya da duygu olamaz. Mesela, birini iyi bir arkadaş yapan şey duyguları olması değildir; bilakis, duygular arkadaşlığın belirtileridir.
  2. Bir yeti, hissetme ya da anlama yeteneği olamaz. İnsani yeteneklere sahip olmak birini iyi bir arkadaş yapmaz.
  3. Bu nedenle bir karakter durumu olmalı: duyguların ve yeteneklerin geliştiriliş şekli.

B.   Orta Yolu Bulmak

  1. Erdem, tutkuların, duyguların bir eğilimidir. Bütün duygular aşırılıklara olanak verir: kimileri çok fazla şefkat hisseder, diğerleri öyle soğuktur ki, çok az şefkat gösterir ya da hiç göstermezler. Öfke, korkusuzluk, vb.de de durum benzerdir. Bütün bunlarda iki aşırı uç vardır ve ortası en iyisi gibi görünmektedir.
  2. Bilgece ya da sağgörülü olan şey, tutkuları ılımlılaştırmaktır. İyi hayatlar yaşayan, bilge, sağgörülü kişilerin yaptığı budur. Erdem iyi hayatlar yaşamamıza olanak sağladığına göre, ölçülülüğe, iki aşırı uç arasındaki orta yolu seçmeye eğilim olmalıdır.
  3. Sanat ile bir karşılaştırma yapmak akıl çelici.

C.   Rasyonel Algı Tarafından Belirlenmiş Olarak

  1. Arkadaşlıkla ilişkili etkinliklerde, nadiren hesap yapar ya da ne yapacağımız konusunda açık şekilde düşünürüz. Etkinliğin bir kendiliğindenliği vardır, ama gene de rasyoneldir.  
  2. Diğer erdem etkinliklerinde de bu böyledir: erdemli kişi yapılması doğru olan şeyin ne  olduğunu algılar ve onu yapar. Ölçülü kişi, artık yettiğinde bunu görür ve hisseder. Cesur kişi, ne zaman kaçılacağını, ne zaman kaçılmayacağını görüverir. 
  3. Ahlaksal eğitimin amacı, aklı ve duyguları öyle eğitmektir ki, orta yolu kendiliğinden seçebilelim, böyle yapmaktan zevk alalım.

D.   Alışkanlıkla Edinilen

  1. Adil olmayı adil eylemler gerçekleştirerek öğreniriz. Ölçülü olmayı ölçülü eylemler gerçekleştirerek öğreniriz. Cesur olmayı cesur eylemler gerçekleştirerek öğreniriz.
  2. Aristoteles çocukların ve gençlerin ahlaksal formasyonu ile özellikle ilgilenir. İnsanların tamamen erdemli olana kadar bunları yapmaya zorlanmaları gerekeceğini kabul eder. Maalesef, bazılarının bütün hayatları boyunca zorlnması gerekir.

 

 



[1] Türkçe’ye çeviren: Saffet Babür, Kebikeç Yayınları, Ankara 2005,1097a25-1097b.