Ders Notları 22
İnsanlık ve Devlet
Dersin
Planı
I.
İnsanlığın Doğal Durumu
II. Devletin Oluşumu
III. Atanan Hükümdarların Güçleri
IV. Hobbes'un Bıraktığı Miras
I.
İnsanlığın Doğal Durumu
A.
İnsanlar Doğal Olarak Özgür ve Eşittir
- Fiziksel
güçte az çok bir eşitlik vardır.
- Zihinsel
yetenekte az çok bir eşitlik vardır.
- Doğal ya da
ilahi yolla oluşturulmuş bir otorite yoktur.
- Paylaşılan
ahlaksal ölçütler yoktur.
B.
Doğamızın Sonuçları
- "...herkesin herkese karşı savaşı" (Bölüm 13)
- "...insan hayatı yalnız, yoksul, kötü, vahşi ve kısa sürer” (Bölüm
13)
C.
Hobbes’un açıklamasını destekleyen kanıt
- Kanıt tarihsel,
arkeolojik ya da kutsal kitaba ait değildir.
- Sorumuz: bizim davranışlarımıza,
sezgilerimize ve tarih bilgimize uyuyor mu?
II.
Devletin Oluşumu
- Doğa
durumunda insanlar mutlak bir hükümdarı nasıl atar?
- İnsanları doğal
durumlarını değiştirmeye ne motive eder?
A.
İnsanlar Doğal Durumu Terk Etmek İster ve Bunun Nasıl Yapılacağını
Bilmelidirler
- Ölümden ve
daha ufak kötülüklerden korkmak, "rahat bir hayat için gerekli" şeyleri
arzulamak doğaldır. (Bölüm 13) Bu nedenle doğa durumunda olanlar bu
korkulara ve arzulara sahiptir. Bu nedenle doğa durumunda olanlar onu geride
bırakmak isterler.
- Doğa
durumundakiler rasyoneldir, doğa durumunu nasıl terk edeceklerini ve
yaşamlarını nasıl güvenceye alacaklarını düşünüp bulma yetenekleri vardır.
Doğa yasasını anlama yetenekleri de vardır.
- Aquinas ve
Hobbes’da doğa yasasını karşılaştırın. Aquinas’a göre, doğal yasa Tanrı’nın evren için yaptığı planın parçasıdır, o
ahlakın akıl tarafından bilinebilen kısmında bulunur. Hobbes’a göre, doğa
yasası amaca erişmek için ne yapmanın sağduyulu olacağını, örneğin, tıp
fakültesine girmek için yapılması gereken akla uygun davranışları buyuran
rasyonel eylem kurallarından oluşur.
- Doğa yasasının
hayati talimatları:
- "herkesin,
onu elde etme umudu olduğu ölçüde, barışı sağlamak için çalışması
gerektiği" (Bölüm 14)
- "bir insan,
başkaları da aynı şekilde düşündüklerinde, barışı ve kendini korumayı
istiyorsa, herşey üzerindeki bu hakkını bırakmalı ve başkalarına karşı,
ancak kendisine karşı onlara tanıyacağı kadar
özgürlükle yetinmelidir.” (Bölüm 14)
- (1) ve (2)ye bakarak, diğerleriyle savaşmayı bırakmayı
kabul edeceğiz, onlar da kabul edecekse.
B.
Sorun
- İnsanları
anlaşmalarına bağlayan nedir? Diğerlerinin savaşmayı bırakacağından nasıl
emin olabiliriz?
"ve
bu nedenle, onların mutabakatını sabit ve sürekli kılmak için, ahit dışında
başka bir şey daha gereklidir; yani, hepsini korku içinde tutacak ve
eylemlerini ortak faydaya yöneltecek genel bir güç...İnsanları yabancıların
saldırısından ve birbirlerinin zararlarından koruyabilecek...böylesi bir genel
gücü kurmanın tek yolu; bütün kudret ve güçlerini, tek bir kişiye veya hepsinin
iradesini oyların çokluğu ile tek bir iradeye indirgeyecek bir heyete
devretmeleridir. Yani, kendi kişiliklerini taşıyacak tek bir kişi veya bir
heyet tayin etmeleri ve, herkesin, bu kişi veya heyetin, ...yapacağı veya yaptıracağı
şeylerin amili olmayı kabul etmesi; ve kendi iradesini o kişi veya heyetin
iradesine ve muhakemesini de onun muhakemesine tabi kılmasıdır... herkes
herkese, senin de hakkını ona bırakman ve
onu bütün eylemlerinde aynı şekilde yetkili kılman şartıyla, kendimi yönetme hakkını bu kişiye
veya bu heyete bırakıyorum dermişçesine... İşte o EJDERHA’nın,
...altında, barış ve savunmamızı borçlu olduğumuz o ölümlü tanrının doğuşu böyle olur. Çünkü, devletteki her bir
kimsenin ona verdiği yetkiyle onun elinde o kadar çok kudret ve güç toplanmış olur ki, o
kişi, bu kudret ve gücün dehşetiyle, bütün insanların...iradelerini birleştirip
biçimlendirmeye muktedir hale gelir."
-LEVIATHAN, Bölüm 17
- Hobbes çeşitli
hükümetlerin gerçekte nasıl ortaya çıktığına dair tarihsel bir iddiada
bulunmuyor. Bir hükümetin sözleşmeyle doğup doğmadığı Hobbes’un argümanını
ilgilendirmez.
- Hobbes, insanların
ne tür yaratıklar olduğuna bakarak ne çeşit bir hükümetin en iyisi olacağına
dair bir iddiada bulunuyor. İnsan doğası nedeniyle biz şiddete,
açgözlülüğe ve dine meyilliyiz. Bu göz önünde tutulursa, kurumlar kötü
yapılanmış olduğunda doğal durumumuza geri dönmeye doğal olarak
meyilliyiz.
- İnsan doğasına
bakarsak, en iyisinin mutlak hükümdarlık olduğunu savunmak için Hobbes
doğal durumumuza, doğa durumuna bakar.Hobbes Hobbes mutlak
hükümdarlığın en iyi seçim olduğunu savunur.
- Hobbes’u mağlup
etmek için, ya doğal insanlık durumu açıklamasını ya da da mutlak
hükümdarlık seçimini çürütmeli.
III.
Atanan Hükümdarların Güçleri
A.
Sıralanan Güçler Aşağıdakileri İçerir
- Hükümdar
mülkiyet ve adalet yasaları koyabilir..
- Hükümdarın
–uyruklar arasındaki anlaşmazlıkları sonuca bağlamak üzere-- "yargılama
hakkı" vardır.
- Uyruklar yönetim
biçimini değiştiremez.
- Hükümdarın gücü
Tanrı ya da halkla ahdin ihlali ile kaybedilemez.
- Uyruklar
hükümdarı cezalandıramaz.
- Dini öğretiler
dahil olmak üzere—hangi öğretilerin ve fikirlerin öğretilebileceğine ya da
yayımlanabileceğine Hükümdar karar verir.
B. Bölünemez Güçler
"Fakat,
militia’yı devrederse, yasaları
yürütemeyeceği için, yargı yetkisini boşuna elinde tutmuş olur: veya vergi
toplama yetkisini başkasına verirse; militia
boşunadır; veya düşüncelerin yönetimini bırakırsa, insanlar ruhların korkusuyla
ayaklanmaya itilirler. Bu haklardan
hangisini göz önüne alırsak alalım, salt diğerlerinin elde tutulması, bütün
devletlerin kuruluş amacı olan barış ve adaletin korunmasında, birazdan
göreceğimiz gibi, etkisiz kalacaktır." (Bölüm 18)
C. Amerikan sistemle karşılaştırma
- Mutlakiyetçiliğin
savunulması Hobbes’u monarşiye bağlamaz. Onun görüşü karmaşık bir yapısı
olan mutlak bir yönetimle tutarlıdır. Bu nedenle bir hükümdarımızın
olmaması tek başına Amerikan sistemin Hobbescu görüşten ayrıldığını göstermez.
- Gerçek fark
Amerikan sistemde iktidarın yerini belirlemenin olanaksız olmasıdır:
- Hükümeti
değiştirme gücü halkın elinde bulunur.
- Başta dini
özgürlük olmak üzere, insanların özgürlüğü, “Amerikan deneyi,” daha önce geniş
ölçekte hiç denenmemişti.
- Ulusal
yönetimdeki rütbesi eşit olan üç kolun yanı sıra, eyalet yönetimleri ile
ulusal yönetim arasındaki güç dağılımı iktidarı dağıtır.
C.
American Sistem Politik Kültür Sayesinde İşler
- Hobbes politik
baskıya yanıt verme yeteneğini, liberal demokrasiye bağlılığı ve gönüllü
itaati öngöremedi. (ör. A.B.D.’ye karşı Nixon)
III.
Hobbes'ın Bıraktığı Miras
A.
Devletler Arasında İlişkiler
- Hobbes insanların,
gönüllü olarak, egemenlik sınırları
olan ulus-devletler oluşturan sosyal atomlar olduklarını düşündü. Dünyanın
ruhsal olarak birleşmiş bir Hıristiyanlık olduğunu yadsıdı. Milliyetçiliğe
ve imparatorluk iddialarına çok önem vermez.
- Ulus-devletler
birbirleri ile ilişkilerinde doğa durumundadırlar.
- Richileu’dan
Gorbaçev’e, daha sonra gelen düşünürler ve diplomatlar egemen devletler
arasında barış koşullarını çözmeye çalışırlar.
B.
Devletlerin İç Yapısı
- Devletler özgür,
eşit bireyler arasında gönüllü sözleşmenin sonucu olarak düşünülürler. Bu,
politik felsefede iz bırakan bir düşüncedir.
- Hobbes bizim savunacağımızdan
faklı bir iç yapı savundu çünkü onun öngöremediği işleyebilen politik
yapılar vardır. Bu demokratik politik kültür işlerliğini şanslı yerlerde kanıtlamıştır.
- Hobbes bizim demokratik politik kültürümüzü şekillendiren entelektüel
güçleri harekete geçirdi..
C.
Hobbes’un bıraktığı mirasın yayılışı
- Ulusal ve
etnik kimliklerin yeniden ortaya konuşunun yanı sıra, ulus-devletin
gölgede kalışına tanık olduk. Buna
kitlesel göçleri ve mültecilerin ulusal sınırlardan kaçışını da ekleyin.
Yöresel ekonomik birliklerin doğuşunu da gördük..
- Liberal
politik kültüre içkin sorun kendi hayatta kalışı için gerekli koşulları koruyamamasıdır.
*Dostoyevski’ye
arka plan olarak Matta İncilini okuyun –hangi İncil versiyonu
olduğu fark etmez.